Eğitim Bir Sen: MEB yargıdan dönecek yönetmelik hazırladı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 23 Mayıs 2008 22:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Eğitim Bir Sen İstanbul 4.nolu Şube Başkanı Ali YALÇIN MEB'deki yönetici atama yönetmeliğine ilişkin bir açıklama yaptı.

Kamu kurum ve kuruluşlarını vekillerle yönetme dönemini yani asaleten atama yap(a)mayıp, vekâleten atama yaparak durumu idare etme dönemini 'V. Dönem' olarak adlandıran Yalçın "Özellikle Milli Eğitim Bakanlığında bir türlü eğitim kurumlarına asaleten atama yapılamamıştır. Ne zaman bir yönetmelik çıksa Milli Eğitim Bakanlığında Cumhuriyet Halk Partisi muhalefeti gibi istemezükçü sendikalar her şeye muhalefet etmekte ve yargıyı boş bırakmamaktadır. Millet ?kadıya gidenin akıbeti belli olmaz? der. Yani ne zaman sonuçlanacağı belli olmaz diyerek aslında yargının çok yavaş işlediğini anlatmaya çalışır. Hatta basında çoğunlukla çıkan haberlerin klişe manşeti ?Geciken Adalet? falandır." dedi.

Yargının artık çok hızlı işlediğine dikkat çeken Yalçın, her yönetmeliğin yargıdan döndüğü için bütün işlerin sarpa sarmış ve okulların vekâleten yönetilmeye başlandığını belirtti. Bugüne kadarki süreç konusunda "1995 yılından önce bütün okullara yönetici atamaları iktidarların ve üst yöneticilerin inisiyatifi ile yapılıyordu. 1995 yılında çıkarılan yönetmelikle okul müdürlüğü için sınav şartı getirildi. 2000 yılında da bu sınava göre atamalar yapıldı. Müdürlük sınavı 5 yıl öğretmenlik yapanların girdiği bir sınavdı. Sınavı kazananlar kısa süreli bir eğitime alınıp seminer bitince bir sınav daha yapılıyordu. Kazanan adaylar puanlara göre kademelendirilen okullara atanıyordu. Atama komisyonunun takdir yetkisi çoğunlukla belirleyici oluyordu. Müdür Yardımcılığını sormaya gerek yok sanırım. Çünkü onlar okul müdürü ve ilçe milli eğitim müdürünün istedikleri oluyordu. Dolaysıyla para parayı çeker misali müdürler hangi düşünceden ise müdür yardımcılarını da ona göre seçiyorlardı. Müdür Yardımcıları sınav ile gelmediğinden çoğunlukla minnet borcundan olsa gerek yanlış yapanlara ses çıkaramıyordu. Okullarda yani eğitim yöneticiliklerinde kirlenmenin en önemli nedeni beklide buydu. Yanlış yapanlar tasfiye edilemiyor, bu ise zamanla eğitimciye olan güveni zedeliyordu." şeklinde açıklayan Yalçın;

"2002'den buyana ne kadar yönetmelik çıkarıldıysa sınav, komisyon, mülakat, puan üstünlüğü gibi kriterlerin hepsi yargıya takıldı ve o günden bu güne doğru dürüst atama yapılamadı. Bakanlık bürokratları çıkarılan bütün yönetmeliklerin yargıdan dönmesi dolaysıyla yeteri kadar tecrübe sahibi oldular diye düşünülürken öyle bir yönetmelik çıktı ki evlere şenlik. Danıştay'ın en son iptal kararında gerekçeler olarak saydığı birçok konu es geçilmiş ve yargıdan dönecek şekilde bir yönetmelik hazırlanmıştır. Bu yönetmeliği uygulamak eğitimde kargaşaya davet demektir. Çünkü iki eğitim sendikası yeniden yargıya taşımıştır. Eğer Danıştay bir önceki iptal kararındaki gerekçelerin ne olduğunu unuturda iptal etmezse (ki böyle bir şey mümkün değil) bu yönetmeliğe göre işlem yapacak olan iller isabet etmiş olacak. Yok eğer iptal ederse ki gerekçeler onu gerektiriyor o zaman atama yapılan illerde tam bir kaos olacak ve işler curcunaya dönecek. Benim buradan İl Milli Eğitim Müdürlüklerine tavsiyem sakın bu yönetmeliğe göre işlem yapmayın. Yargı geriye dönük karar vererek atananların hak sahibi olması geleneğini de bozdu. Öyleyse sar baştan olacak. Yargı kararını bekleyip sonucuna göre atama yapmak veya yapamamak tek çözüm olarak görünüyor." dedi.

Yalçın önerisi ise şu şekilde: "Bakanlık bürokratlarına tavsiyem ise (%50 Sınav-%50 Ek-2 Değerlendirme Formunun) etkili olacağı bir formül üzerinde çalışmaları. Sendikalara düşen görev ise üyelerine sınava hazırlık kursları açmaktır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber