Öğrenciler, mahkemenin 'çatışma çıkar' gerekçesini komik buluyor

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 26 Ekim 2008 10:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesi'nin, başörtü düzenlemesiyle ilgili verdiği iptal kararının gerekçesinde yer alan 'Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı olarak hazırlanan türban düzenlemesinin siyasi dini hedefler taşıdığı, toplumda kutuplaşmayı artıracağı, türban takmayanların kendilerini mecbur hissedebileceği.' ifadelerini öğrenciler de inandırıcı bulunmadı. Gerekçenin hiçbir somut dayanağının bulunmadığını belirten öğrenciler, "Onların zihinlerindeki korku ve vehimleri gerekçe yapmışlar. Gelip bizimle konuşsalar böyle bir şeyin olmadığını, olmayacağını anlayacaklardı." diyerek gerekçenin gerçeği yansıtmadığını dile getiriyorlar.

Başı açık ve başı örtülü öğrenciler, başörtüsü konusunun politik ve ideolojik mülahazalara kurban edildiği görüşünde. Özellikle geçmiş yıllarda bazı politikacıların başörtüsü üzerinden siyaseti yaparken, bazıları ise buna karşı çıkarak oy devşirmeye çalıştığına dikkat çekiyor. Öğrenciler, üniversite yönetimlerinin çoğu zaman ideolojik ve keyfi olarak başörtülü öğrencilerin okula girmelerine engel olduğunu dile getiriyor. Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü ile ilgili verdiği iptal kararının somut deliller yerine tamamen ideolojik saplantılar, korkular ve varsayımlara dayandığını düşünüyor. İptal kararında olduğu gibi gerekçede iddia edildiği gibi ne toplumda ne de üniversitelerde hiç zaman başörtülü-başı açıklar arasında bir kavga ya da sürtüşme yaşanmadığına dikkat çekiyor. Mahkemenin kararının gerçeği yansıtmadığını dile getiren öğrencilerin görüşleri şöyle.

ÇEVREMDE ÇATIŞMA YA DA BASKI YOK

Gonca İncik (Başkent Üniversitesi): Ailemde başı kapalı olanlar var. Yine okulumda çok sayıda başörtülü arkadaşım var. Başörtüsü sorunun bu noktaya gelmesinde siyasilerin etkisi çok büyük bence. Nasıl bu ülkede insanlar mini etekle dolaşabiliyorsa aynı şekilde başını kapatarak da dolaşabilmeli ve okuyabilmeli. Rektörlerin ve mahkeme üyeleri, zihinlerindeki korkuları, önyargıları öğrencilere mal ediyor. Benim için onların siyasi görüşü önemli değil. Başlarını örtüp örtmemeleri de. Arkadaşları ve dostlukları önemli.

Herkesle aynı siyasi görüşten olmak zorunda değiliz. Birileri bizim sırtımızdan bir yerlere gelmek istiyor. Birileri iktidar mücadelesi veriyor. Kimsenin ayağına başına bakmadan, zengin mi fakir mi demeden onlara eğitim vermesi gerekmiyor mu? Niye benim eğitim alanıma müdahale ediliyor ki? Başörtüsü siyasi simge olarak takanlar olabilir. Ama arkadaş çevremde ben böyle birini bilmiyorum.

BAŞÖRTÜLÜ ARKADAŞLARIMLA BUGÜNE KADAR HİÇ SORUN YAŞAMADIM

Y.E. (Gazi Üniversitesi): İnsanların başını açarak onun düşüncelerini değiştirmek mümkün değil. Başını açsak değişiyor mu? Hayır. Peki şu an çatışma yaşanıyor mu? Hayır. Eğer bir çatışma olacak ise onları üniversitenin dışına atarak bu kamplaşmaya zemin hazırlayabiliriz. İşte o zaman bu daha kötü olur.

Okulumda şimdiye kadar başörtülü öğrenci arkadaşlarımla hiçbir sorun yaşamadım. Toplumda veya üniversitelerde 'kapalı insanların sayısı artarsa baskılar gelir' şeklindeki gerekçe makul değil. Başörtüsü, 'özgürlük alanı' olarak nitelendirilen üniversitelere zenginlik katan bir unsur aslında. Bence başı açık kapalı ayrımı bitmeli. Artık sağcı-solcu, açık-kapalı, inançlı-inançsız gibi korkuları aşmalıyız. Bunlar birer zenginliktir. Zaten üniversiteler özgürlükçü ortamlar değil mi? Bugüne kadar bu yönde en ufak bir baskı görmedim. Bundan sonra göreceğimi de hiç düşünmüyorum. Bu konuda mahkeme üyelerinin bazılarında korku ve endişeler var. Ama bize sorarlarsa olmadığını anlayacaklardı.

BASKI OLACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUZ

Fatmanur Harput (Uludağ Üniversitesi): Başörtülü öğrencilerin benim de içinde bulunduğum başı açıklar üzerinde baskı kurmalarına ihtimal vermiyorum. Gerçekten aramızda hiçbir fark yok. Onlar demekten bile rahatsız oluyorum. Çünkü birbirimizden farkımız yok.

Artık topluma korku salıp insanları karşı karşıya getirmenin modası geçti. Koca koca insanların da arıt bunu görmesini istiyoruz.

ENDİŞE VE KORKULAR YERSİZ

Rümeysa Cengiz (Erzurum Atatürk Üniversitesi): Birilerinin başörtülü olmamız üzerinden korku yaymasına karşıyım. Eğer başı açıkların örtünmesine yönelik bir baskı ya da şiddet olursa her şeyden önce bizi bulurlar karşılarında. Nasıl örtünmeyi kendimize hak görüyorsak açık olmak da aynı hak bana göre.

Bence bunların hepsi aşılır. Endişelerin yersizliği kısa sürede ortaya çıkar.

BASKI İDDİALARI ÇOK GÜLÜNÇ

Reyhan Araydın (Gazi Üniversitesi): Birbirimizi açık ya da kapalı diye ayırmadık bugüne kadar. Çok küçük bir kesimin sahip olduğu önyargılardan dolayı bizler sorun yaşıyor. İnsan bilmediğinin düşmanıdır ya da en azından korkar derler ya, aynen öyle. Başörtülülerden korkanların bizi tanımadıklarını düşünüyorum. Bu konuda Allah'ın emri var. Çok şükür bunu anlayabilecek kadar da akla sahibim. Ayrıca hiçbir siyasi bir sebebi yok.

Mahalle ya da aile baskısı gibi tezleri de çok komik. Ben örtünürken kimse bana baskı yapmadı. Aksine ailem benim açılmamı bile istedi. Geleneklerine bağlı bir ailem var. Örtünmeye karar verdiğimde babam beni karşısına alıp üç kere 'Kızım iyi düşündün mü?' diye sordu. Şu an açılsam kimse karışmaz.

YAKINLARIM ARASINA BAŞI AÇIK DA VAR KAPALI DA

Zehra Süslü (Başkent Üniversitesi): Yakınlarım arasında kapalı olanlar da var açık olan da Ben kendi irademle başımı örttüm. Ama arkadaşlarımın çoğunun başı açık. Onlar benden daha çok üzülüyor. Sizin gibi iyi insanlara neden böyle davranıyorlar diye üzülüyorlar.

Birileri kendi ideoloji ve vehimlerine bizi kurban ediyor. İdeolojik olarak başörtümüzden dolayı bize karşı olan çok az sayıdaki insan dışında böyle bir sıkıntımız yok Allah'a şükür. Bizimle ilgili yapılan yorumlara gülüp geçiyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber