Sorun Yargı'daki çok başlılıkta

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 29 Aralık 2008 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yüksek mahkemelerin hem kendi içinde, hem kendi aralarında ve hem de politikacılar ile kamuoyu önünde ?atışması' kaygıyla izleniyor. Sorun aslında yüksek mahkemelerin kendi yargısal yetki alanlarını diğerlerinin müdahalesine karşı koruma refleksinden doğuyor. Bir kaplanın kendi av bölgesini diğer avcılara karşı cansiperane savunmasına benzer bir refleks bu. Bir taraftan da ormanın kralı aslana karşı bazı kaplanların her fırsatta ?gol' atma sevdası!

Ancak mesele şu ki ormanda gereğinden çok fazla yüksek mahkeme, pardon, ?kaplan' var. Bu nedenle de bazı önemli ?avların' (konuların) diğer avcıların alanına girmesi de kaçınılmaz oluyor. Bu durum kaplanların arasını açtığı gibi ormanın kralı aslanı da kızdırabiliyor.

Hukuksal açıdan işin özü, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) iktidarın nüfusu 2 binin altındaki belde belediyelerini kapatmasına küçük bir istisna dışında yeşil ışık yakması. Danıştay ve YSK'nın da bu istisnayı gereğinden çok geniş yorumlayarak bu belediyelerin kapatılmadan marttaki yerel seçimlere girmesini sağlamaları. Böylece AYM'nin uygun bulduğu yasanın fiilen uygulanamaz hale getirilmesi. AYM, kararının hüküm fıkrasında bu istisnayı daha somut belirlese idi belki de işler bu noktaya gelmeyecekti.

Üslup bakımından sıkıntılı ilk husus, AYM Başkanı'nın Danıştay'ı Anayasa'yı göz ardı etmekle eleştirmesinin Başbakan'ın yakınmasının hemen sonrasında olmasının zamanlama yönünden talihsizliği. Diğeri ise AYM'nin bir grup üyesinin kamuoyu önünde kendi başkanlarından yakınmasının gereksizliği.

Sorunun temelinde yatan garabet ise, hukuk düzenimizde bir konuda (yerel seçimler) yargısal açıdan nihai sözü söylemeye yetkili olan üç ayrı yüksek mahkemenin bulunması. Üstelik bunların hiçbir şekilde bir diğerinin verdiği karara karışamaması. Adeta bir ipte oynayan üç kaplan. AYM, Danıştay ve YSK arasında seçimle bağlantılı konularda verdikleri birbiriyle çelişen içtihatları uyumlaştıracak bir yargısal mekanizma mevcut değil.

Daha da ileri gidelim. Ülkemizde hiçbir ülkede bulunmadığı kadar çok yüksek mahkeme bulunuyor. AYM, Danıştay, Yargıtay, Askeri Yargıtay, AYİM, YSK, Uyuşmazlık Mahkemesi, hatta bir anlamda Sayıştay ve HSYK. Birbirinden tamamen bağımsız 10 ayrı yüksek mahkeme dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde yok. Her biri de doğal olarak kendi iktidar alanını diğerlerine ve siyasi iktidara karşı koruma kaygısında. Bu kadar fazla ?baş' olunca, gerektiğinde ülkede Yargı Erki'ni temsil edecek bir muhatap bulmak dahi mümkün olmuyor. Yargı en haklı olduğu hususlarda bile kendisini tek bir cepheden savunamıyor.

Bu vesileyle iyice anlaşıldı ki köklü bir Yargı Reformu yapılması artık kaçınılmaz. Ancak asıl maharet bu acil ihtiyacı ?dikensiz gül bahçesi' yaratmak fırsatçılığı ve kolaycılığına kaçmadan becerebilmekte. Tabii ki ormandaki kaplan sayısını azaltmak için ?doğal seleksiyonla' birbirlerini yemelerini beklemeye de gerek yok!

Prof. Dr. Ali Ulusoy

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber