Balbay Günlükleri/ 2. Bölüm

Haber Giriş : 21 Mart 2009 13:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'a atfedilen günlüklerde, AKP'nin iktidara geldiği dönemde 1. Ordu Komutanı olan Çetin Doğan'ın "hükümetin artık götüremediğine inandığı" ve "o güne hazırlandığı" iddiası da yer alıyor.

Balbay'a atfedilen günlüklerde, bir önceki görevi gereği Ege Ordu Komutanı olarak bulunduğu İzmir'de ordu komutanlarıyla toplanmak üzere hazırlık yaptığı not edilen Çetin Doğan'ın, ağır bir dille kaleme aldığı bir konuşma metninin dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından "bir üst"e iletilmediği anlatılıyor.

Günlükteki notlara göre, Çetin Doğan, "o gün"e hazırlık amacıyla önceden planladığı ameliyatı oluyor, "bazı dedikodular çıktığı için" medyaya "emekli olacağım" diye röportaj veriyor.

Günlükte dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un ağzından not edilen "1. Ordu'dan gelen mektuplara bakarsanız ordu ihtilale hazır" sözlerini iki gün önce yayımlamıştık. Atasagun'un "ihtilal mektupları"ndan söz ettiği dönemde Çetin Doğan'ın 1. Ordu Komutanı olduğunu belirtelim.

Balbay'a atfedilen günlükte, "düşsel bir öykü" başlığı altında "Mehmet"le yapılan bir söyleşiye yer veriliyor.

"Düşsel bir öykü" başlığı, Cumhuriyet'in kıdemli yazarı Cüneyt Arcayürek'in 12 Eylül 1980 darbesini, darbe döneminin yasakları nedeniyle "düşsel bir öykü" olarak anlattığı kitabını çağrıştırıyor. Arcayürek, 1980'lerin ortasında büyük yankı uyandıran kitabının adını Fransızca "darbe" anlamına gelen "coup d'etat" ifadesinin telaffuzundan hareketle "ku-de-ta" koymuştu.

'Başkan dışındakiler sağlam. Karada ve havada olumsuzluk yok'

Günlükte "düşsel bir öykü" başlığı taşıyan bölümdeki söyleşide, darbe girişimlerine karşı çıkan dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün "ya değişeceği, ya gideceği", "Özkök'ün bazı emirlerinin yerine getirilmediği", "Özkök'ün Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ziyaretini kendilerini dinlemeden" kabul ettiği, "marta kadar bir takvimleme" yapıldığı anlatılıyor.

Aynı söyleşide "bizim en büyük kaygımız" diye söz edilen Hilmi Özkök'ün, Başbakan teklif ederse "Genelkurmay Başkanı'nın Milli Savunma Bakanı'na bağlanmasını kabul edebileceği" belirtiliyor ve "Bunu kabul edemeyiz. O zaman ip kopar" ifadesi kullanılıyor.

Söyleşide, kafalardaki plan için "başkan" dışındakilerin sağlam olduğu, "Üçüncü arkadaş sessiz kalır. Denizci gidiyor. Bize karada ve havada olumsuzluk yok" ifadeleri dikkat çekiyor.

Özkök'e "uyarı mektupları" gönderildiği de anlaşılan söyleşide kullanılan rumuzların karşılığı, soruşturma makamlarınca görüşmenin altına eklenen "DEĞERLENDİRME" notunda belirtiliyor. Örneğin; söyleşide geçen "Kasım"ın Kasımpaşa'dan hareketle Başbakan Erdoğan, "Gönülsay"ın eski Sayıştay Başkanı olan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül olduğu anlaşılıyor.

Günlükten aktardığımız diğer bölümlerde, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ile dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Erdal Şenel'e atfedilen notlar yer alıyor.

Bu bölümde "Türkiye Cumhuriyeti askıya alınmıştır... Demek ki biz patinaj yapmışız. Bunlarla mücadele ediyoruz dedik ama boşunaymış" sözlerini günlükten naklettiğimiz Şenel'in, daha önce günlükte kendisine atfen yayımladığımız ifadelerin gerçek olmadığını açıkladığını anımsatalım ve çağrımızı yineleyelim: Sayfalarımız, günlüklerde geçen bütün isimlerin açıklamalarına sonuna kadar açıktır.

'ÇETİN PAŞA HAZIR! BU HÜKÜMET GÖTÜREMİYOR'

Çetin Paşa Aktüeldeki yazıyı okuduktan sonra demiş ki

- Ameliyattan önce tabancam yan tarafımdaydı. Şimdi çapraz tutuştayım

O hazır. Onunla ilgili gidişte bir sorun yok. Amelittan hemen önce İzmirde orduk komutanlarıyla konuşmak, toplanmak üzere hazırlık yaptı. Orada yapacağı konuşmayı hazırladı. Bunu bilgi olsun diye, Genkura da gönderdi. Yaşar Paşa bir üste iletmedi. Konuşması ağırdı. Türkiye böyle gitmez, hükümet bu işi götüremiyor. türündeydi..kesin konuşmayı yapacaktı Aytaç Paşa yap demiş.."

DEĞERLENDİRME

Açık kaynaklardan yapılan araştırmada, dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin DOĞAN'ın 31 Mart 2003 tarihinde by-pass ameliyatı geçirdiği, Çetin DOĞAN'ın 1. Ordu Komutanlığına Ege Ordu Komutanlığı sonrasında atandığı, Org. Yaşar BÜYÜKANIT'ın 2000 Yüksek Askeri Şura kararları üzerine Genelkurmay İkinci Başkanlığı'na atandığı ve 2003 Ağustosuna kadar bu görevini sürdürdüğü, Çetin DOĞAN'ın 1.Ordu Komutanlığı sırasında Org. Aytaç YALMAN'ın ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevini üstlenmekte olduğu görülmüştür.

'AMELİYATIN NEDENİ O GÜNE HAZIRLIK'

"31 Mart Pazartesi Mehmet Beyle görüşme

- Elinize sağlık... Adresini buldu. Arkası gelebilir... Çetin'in ameliyat olmasının nedeni hazırlık. O güne hazırlanır... Röportajda sürekli ben emekli olacağım demesinin nedeni, bazı dedikodular çıktığı için kimseyi ürkütmemek. Ama fazla emekli olacağım, dedi."

DEĞERLENDİRME

Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 31 Mart'ın 2003 yılında Pazartesi gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin "31 Mart 2003" tarihinde yapıldığı, Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelmenin genelinden 'Memet'in üst düzey bir askeri personel, 'Çetin'in ise dönemin 1.Ordu Komutanı Çetin DOĞAN olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca açık kaynaklarda yapılan araştırmada 1. Ordu Komutanı Çetin DOĞAN'ın 31 Mart 2003 tarihinde by-pass ameliyatı geçirdiği görülmüştür.

ŞENEL: TÜRKİYE CUMHURİYETİ ASKIYA ALINMIŞTIR

"14 Kasım 02-Perşembe

-Mini ehli dil... gazi orduevinde. Yener, Artuk, Aydın, Erdal, Önal..

Ev sahibi Şenel, ben çok karamsarım dedi devam etti ben Türkiye Cumhuriyeti askıya alınmıştır diyorum. Karamsarım. Çok karamsarım. Bunlar başlangıçta ılıman gelecekler, sonra usul usul girecekler. Kadrolaşacaklar. Fethullah iktidarda... Bunlar ekonomide de başarılı olur. Yastık altındaki paraları çıkarırlar, yeşil sermayeyi getirirler.. Demek ki biz patinaj yapmışız. Bunlarla mücadele ediyoruz dedik ama, boşunaymış. CHP de umut vermiyor... bilmiyorum... karamsarım...

Aynı gün Yarbay Mehmet, Büyükanıt'la görüşmeyi anlattı... Tek Cumhuriyet kaldı demiş bilgi notları sadece bize.."

DEĞERLENDİRME

Diğer notlara bakıldığında "Perşembe grubu" olarak adlandırılan bir grubun olduğu, '25' isimli dosya içerisinde "Perşembe günü akşam düzenlenen yemekli toplantıya katılan kişilerin isim listelerinin bulunduğu, bu listede şahısların ad-soyad ve görevlerinin yazıldığı, bu verilere dayanarak yazıda geçen 'Şenel'in belirtilen tarihte Genel Kurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Erdal ŞENEL, 'Yener'in belirtilen tarihte TRT Genel Müdürü Yücel YENER, 'Aydın'ın belirtilen tarihte Adalet Bakanlığı Danışmanı 'Engin AYDIN', 'Erdal'ın ise belirtilen tarihte KİT Komisyon Başkanı Birkan ERDAL olduğu anlaşılmıştır.

ERUYGUR: BAYKAL ARADI, SİZDE BİR SARSILMA VAR DEDİ

"25 Nisan cuma Şener Paşa..

- İyi oldu Katılmamamız iyi oldu ama, neler çektik, sorma... O gün Baykalı aradım. Sonra o beni aradı. Sizde bir sarsılma var dedi, ben yok dedim. Derken onlar da öyle davrandı. Olur mu canım, Atatürk'ün partisi sen oraya nasıl gideceksin.. Şimdi bir dönem başladı denebilir. Bundan sonra uygun platformlarda gereken şeyler söylenir. MGK da da gereken söylenecek, MGK iyi geçecek. Tek neden türban değil. Ama bunlar ona indirgiyor. Yahu bunlar seks manyağı mı? Kadını görünce akıllarına hemen açık-kapalı yerleri geliyor

MGK de millet affetmeyecek, ne demek (Erdoğan söylemişti) onu da soracağız işimiz zor ama, bunlarla mücadele edeceğiz.

resepsiyona 5-6 kişinin türbanlı gelmesi isteniyor. Onlar emir almış gibi türbanlı geliyor.. Balıkesir'e gittim, babam orada öğretmendi. Akçaka'ya köyü... Orada aynı sınıfta okudğumuz kadınlar geldi. Bana sarılıyorlar. Anadolu insanı budur. Görseniz."

DEĞERLENDİRME

Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 25 Nisan'ın 2003 yılında Cuma gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin "25 Nisan 2003" tarihinde yapıldığı, Açık kaynaklarda yapılan araştırma ve incelemenin genelinden söz konusu notta bahsi geçen konunun 23 Nisan nedeniyle TBMM Başkanı'nın verdiği resepsiyon, 'Baykal'ın CHP genel Başkanı Deniz BAYKAL, 'Erdoğan'ın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca açık kaynaklarda yer alan 25 Nisan 2003 Cuma 11.05 tarih ve saatli bir haberde, Mehmet Şener ERUYGUR'un 51 yıl önce babasının öğretmenlik yaptığı ve kendisinin de ilkokulu okuduğu Balıkesir'e gittiği, daha sonra Akçakaya Köyü'ne geçerek ilkokul arkadaşları ile 50 yıllık özlemini giderdiği görülmüştür.

ERUYGUR: BUNLARIN KAFASININ BİR TARAFI ÇÜRÜMÜŞ

"13 Ocak pazartesi günü

Baykal, komutanlarla ayrı ayrı görüştü. Şener ERUYGUR

- Bunların kafasının bir tarafı çürümüş. Bunların normal olması, normal kararlar vermesi mümkün değil. olanaz... Baykal'a da söyledik., siz yüzde 65'siniz dedik..

Bunlarla yılmadan mücadele. Biz jandarmaya gönderdiğimiz dergide çağdaş bir hayat için mücadele ediyoruz.."

DEĞERLENDİRME

Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 13 Ocak'ın 2003 yılında Pazartesi gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin "13 Ocak 2003" tarihinde yapıldığı, Açık kaynaklarda yapılan araştırmada ise 'Baykal'ın CHP Genel Başkanı Deniz BAYKAL olduğu değerlendirilmiştir.

'BAKANA BAĞLANMAYI KABUL EDEMEYİZ'

"Düşsel bir öykü..

Mehmet sakin, başı yarı öne eğik, yakasında Atatürk rozetiyle gelir. Rozetin alt kısmı uniformasal çizgilidir. Beyaza çalan gri saçları Ediz HUN gibi taranmıştır. Kısık sesle fısıldar gibi konuşur kaygılıdır..bizi en büyük başkanımız der, bizim gibi düşünmüyor. Durum ciddidir.

-Sadece o mu

Evet sadece o diyebiliriz. Bir de üçüncü arkadaş var. Sessiz kalır o kadar. Ötekiler sağlam. Deniz gidiyor. Onun için bir şey demeyebilir. Ama bize karada havada olumsuzluk yok

-Nedir durum

Biz öyle sanıyoruz ki, onu etkilediler. Avrupada çok kaldı oradan etkilendi. Bir de buradaki muhafazakarlardan etkilendi. Biz önüne durumu koyduğumuzda hafif gülümsüyor. 97-98'lerde de önüne bir şey koyduğmuzda içimizdeki bu durumlarla değil de etrafımızda öyle alanlarla ilgilenin. İçimizdekiler de bunu anlarlar, azalırlar, diye düşünüyordu.

'Takvimlememiz marta kadar, ya değişecek, ya gidecek'

-Değişmezse ne yapacaksınız

Değişme olasılığı yüzde 50'nin altında. Öyle düşünüyoruz. Ama değişik gayretlerle olabilir diyoruz. Mesela o yazsa diyoruz. Durumu anlatsa diyoruz. Sallanır burası. Bunun devamında siz öteki arkadaşlarıza da söyleyebilirsiniz. Bizim takvimlememiz marta kadar. Martta bunların gerçek yüzleri de ortaya çıkacak. O zamana kadar değişmezse bir değiştireceğiz. Ya değişecek ya gidecek. Biz başkanla ters düşersek kötü olur. Mesela emekli olur. Bu da hoş olmaz ama, böyle devam edemez.

-Yalnız mı

Evet evet. Örneğiz bir haber vardı, o haber. Yalanlanır denen haber. Kim verdi bunu bulun demiş. Telefon etmelerini istemişler, o telefon edilmedi. Yani öyle... Sonra bazı bilgiler geçiyor. Onun bilgisi dışında... Bizi en çok rahatsız eden Kasımın ziyareti. KASIM yanında emekliyle gelmiş. Olacak şey değil. dayatıyor... Bunun olmaması lazımdı. Bizi dinlemeden yaptı. Kutlamayı da bizim yanı kurumsal bilginin dışında yaptı. Durumu bildiği için yaptı. Biz bunun yerine birincinin olması için çaba harcamıştık, o dönem böyleydi. olmadı. AHNEC olmaz dedi, geleneklere uygun değil dedi. Zaten başkan da benim için dua edin, zor durumdayım gibiş şeyler söylemiş

-Ayrılanlar ne düşünüyor

Özkök'e uyarı mektubu gönderilmiş

Bir tek ÇEBİR var. Onun dışında olumsuzluk yok. O da Amerikaya gitti. Sonra 13-14 Avrupa ülkesine gitti. Hepsime KASIM iyidir dedi. Destekleyin dedi. Ama ötekiler çok iyi hatta başkana mektup yazdılar. Böyle davranma dediler. Özü genli bir başkan da aynı şekilde yazdı. Ötekiler de yazdı. Ama dinlemiyor

-ÇEBİR neden böyle bir davranış içinde olmuş olabilir

Bu konuda siz ne düşürünsünüz. Biz tam çözemedik. Herhalde ona öyle dediler

-Burada Doğanlara ne dersiniz

Onlar olumsuz. Bu açık. Hatta doğrudan 100 milyon dolar aldıkları yönünde sağlam bilgi var. olur ya misyon ya neden bilemem. Görevliler mi diye düşünüyor insan. Örneğin mayısta manşet attılar ki, psikoloji.

-Peki marta kadar başkanın olumsuzluğu devam ederse ne yapacaksınız

O zaman Ege denizinden başlayıp konuşacaklar. Tek tek. Hani organize bir durum yokmuş gibi. Tek tek... Onun sonucunda artık ne olur? Karışır... Öyle olsun istemiyoruz burada ona gittik. Nasıl tercih edildi. Zor oldu. Herkes kendi içinde düşündü. Tüm JİLETLER. Aynı düşündüler. Tek isim oldu. Başka yok. Tek isim.

-Yanki ne yapar

Onlar çok kararlı. Bunu biliyoruz. Kesin Iraklayacak. Ama bir ay, ama iki ay, ama üç ay, ama bir yıl. Mutlaka ve buraya yerleşecek. Zaten bir misyonerlik faaliyeti olan yerlere baktık, hepsi enerji alanları içinde. Haritaya bakınca bu ortaya çıkıyor. Adamlar limanları istiyorlar. İskender, Trabzan... Buraların gücünü, kapasitesini soran yazılar yazıyorlar. TrabzandanGürcana vaziyet eyleyecekler. Şimdi ArmanıRussodan ayırmaya çalışıyorlar. Sonra Şiiyi parçalayacaklar. Bize oradaki Azerler sizin olur ya da Azere bağlarız. Ya da kendileri bağımsız olur, siz tercih edin diyorlar. Bizi 7-8 yıl öncesine kadar bölmek ve Kürdüsü kurmak istiyorlardı. Şimdi bunu gereksiz görüyorlar. Ama Hansın derdi yine bu.

'Bakana bağlanmayı kabul edemeyiz, o zaman ip kopar'

Bizim en büyük kaygımız başkan. Kasım derse ki, başkan bakana bağlansın belki de evet der. O zaman ip kopar. Kopar. bunu kabul edemeyiz. İşte o zaman kopar. Geçen gün Gönülsay geldi. Başkanı ziyarete. 20 kadar GENPA vardı. Hiçbiri yüzüne bakmadı. Kimi sırtını döndü. Kimi sigarasını içmeye devam etti. Kimi içeri girdi. Çok bozuldu. Yanıt da o sırada bilerek toplantıyı uzattı ki, uğurlamayayım, diye... Durum böyle yani

-Kalbaşkanınasıl buluyorsunuz

Bizim gibi hareket eder diye düşüyünoruz. O 50'lerin önüsü olabilir diye düşüyüruz. Olmalı diyoruz, olmalı. Tabi bir hareket olmadan hemen şöyle böyle yapmak olmaz..

Özkök altındakileri konuşturmayınca MGK erken bitiyor

-Gidişi nereye kadar görüyorsunuz

Bunlara da alttan baskı var. Bir kişi neden takamıyoruz diye e-mail çekti. Hemen yanıt geldi, sizinle röportaj yapalım, yayınlayalım. Baskı yapalım. Alttan baskı var diyelim, dediler. Onların da altı durmayacaktır. Onların yayınlarında başkanla ilgili çok övücü yayınlar var. Bu ilginç..Biz şundan eminiz; 57. nin başının düşmesi özel bir planlamaydı. Başındaki Irak'a saldırıya hayır dediği için mi değiştirmek, bitirmek istediler diye düşünüyoruz. Ama özel olarak parçalandığını düşünüyoruz bir önemli durum daha var. Başkan, listeye atılan almak istemiyor. Hiç çıkmasın diyor. Israr ettik var çünkü. Ülkede olan ne varsa bir miktar da bizde vardır. Toplumda yüzde 1 ise bizde binde birdir. Ama vardır. Sonunda ısrarla 8 tane aldırmayı başardık. Bu malum Güven Kurul Toplantılarının neden erken bittiğini düşünüyorsunu? Çünkü başkan altındakilerin konuşmasını istemiyor. Bundan sonra da böyle devam eder mi, bilmiyoruz. Ama biz etmemesi için çaba harcayacağız."

DEĞERLENDİRME

Söz konusu yazıda ismi geçen 'AHNEC'in eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER, 'ÇEBİR'in emekli Orgeneral Çevik BİR, 'Yanıt'ın Genelkurmay eski Başkanı Yaşar BÜYÜKANIT, 'Yanki'nin Amerika Birleşik Devletleri, 'Hans'ın Almanya, 'İskender'in İskenderun, 'Trabzan'ın Trabzon, 'Arman'ın Ermenistan, 'Russo'nun Rusya, 'Azer'in Azerbaycan, 'Kürdüs'ün Kürdistan, 'Gürcan'ın Gürcistan, 'Şii'nin İran, 'Gönülsay'ın Savunma Bakanı Vecdi GÖNÜL, 'Kasım'ın Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN, 57.Hükümetin ise Başkanlığını Bülent ECEVİT'in yaptığı hükümet olduğu değerlendirilmiştir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber