İstanbul Ömer Balıbey'i çok arar?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 07 Eylül 2009 00:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bugünlerde basında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü M.Ata ÖZER'in görevden alındığı haberleri dolaşmakta hatta yeni atanan müdürün ismi de telaffuz edilmektedir.

İstanbul'daki öğrenci sayısı bile birçok ülkenin nüfusundan kalabalık. İş hacmi gereği de adeta devlet gibi bir vilayet İstanbul. Tarihinden, kültüründen ya da dünyadaki önem ve yerinden tüm dünya bildiğinden söz etmeye gerek bile yok İstanbul'un.

Bu ilde tüm ülke temsilcilikleri de vardır, tüm din mensupları da, ülkenin tüm illerinden gelen vatandaşları da. Bu nedenler bile İstanbul'un milli eğitimini yönetmek için olağanüstü yetenek, gayret, vizyon ve tecrübeye sahip olmak gerekiyor.

İstanbul ülkenin dahi genel denge unsuru olduğundan bu dengeyi kuracak yöneticilerce yönetilmesi gerekmektedir.

Bunu yazarken Sayın Ata Özer'in bu işi yapıp yapamadığını tartışmıyorum. Çünkü İstanbul o kadar devasa bir yerdir ki atacağınız ufacık bir adımla başarılı gibi gözükmeniz de yerin dibine girmeniz de mümkündür. Bugün Sayın Ata ÖZER'i çok başarılı bulan öğretmen, veli, basın mensubu ya da yöneticilerimiz olduğu gibi onu eleştiren beğenmeyenleri de mutlaka vardır.

Bu gayet doğaldır çünkü sayın Ata ÖZER Şehremini Lisesi'nin spor alanında gösterdiği başarılarla hep gündemde kalmış ve basınla diyalog içerisinde olmuş bir kişidir. Göreve geldikten sonra da, tebdili kıyafetle öğrencilerin kıyafetlerine kafayı takması, tüm okullarda hukuka aykırı bir şekilde Spor Kulübü kurulması talimatı ve uyuşturucuyla mücadelede Arı Projesi ile gündemde kalmayı başarmıştır.

İstanbul'da hiçbir şey yapmadan otursanız bile birkaç yıl boyunca başarılı görünebilirsiniz. Sayın Özer'in en önemli handikaplarından bir tanesi de dönemin bakanı H. ÇELİK'in isteği dışında başbakana yakınlığı nedeniyle bu göreve atanmış olduğunun kamuoyunda paylaşılması olmuştur. O dönemde Sayın ÇELİK'in aklında olan müdürün başkası olduğu gerçektir.

Konumuz ne M.Ata ÖZER ne de onun yerine atandığı söylenen MEB'de sadece iki yıl öğretmenliği bulunan ve 2004 yılından bu güne kadar Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında görev yapan Muammer YILDIZ'dır. Konumuz İstanbul'un yönetilmesi meselesidir.

İstanbul il milli eğitim müdürü olacak kişinin bazı vasıflara sahip olması gerekir. İstanbul'u yönetecek kişi mesela;
- Devleti, devlet yönetimini iyi bilmelidir.
- Bulunulan makamın devlet ciddiyeti ile yönetilmesi gerektiğinin farkında olmalı, keyfi uygulamalardan bırakın kaçınmayı yapanları da engelleyebilmelidir.
- Personeline, ilçe yönetimlerine ve alanındaki tüm birimlere hakim olmalıdır.
- Sorun çözmeye yönelik hareket etmeli çözümlenemeyecek sorunlarla ilgili olarak dahi karşısındakini ikna eder yaklaşım sergileyebilmelidir.
- İstanbul gibi bir il de il müdürü olmak için il, ilçe yöneticiliği olmasa dahi en azından birkaç yıl okul yöneticiliği görevi yapmalı yani tabir caizse çekirdekten gelmelidir.
- Diksiyonu, basınla ilişkileri iyi olmalıdır.
- Makamı kişisel egolarını tatmin mekanı olarak görmemelidir.
- Çalışanları arasında ayrım yapmamalı herkese aynı mesafede olmalıdır.
- Dinlemesini ve sorun çözmesini bilmelidir.
- İktidarlar değişirken koltuğu sallanmamalı siyasi dengeleri de iyi kurabilmeli, ne siyasete ya da siyasetçiye çok yakın ne de çok uzağında olmalıdır.
- Her siyasi çizgiye yaklaşımı görevi gereği eşit olabilmelidir.
- Onun bunun değil devletin adamı, devletin bürokratı imajını yansıtmalıdır.
- Tüm dinleri barındıran İstanbul'da dinler arası dengeyi dahi sağlayacak kişiliğe sahip olmanın yanı sıra tarikat bağlantıları ile gündeme asla gelmemelidir.

Okul yöneticileri dahil tüm yönetim kademelerindeki ekibin oluşumunda varsa etki ya da yetkisi bunu; tek bir sendika, tek bir siyasi parti ya da başkaca tek bir kritere dayalı değil, objektif bir şekilde kariyer, liyakat, hizmetin gereği ve kamu yararını gözeterek kullanmalıdır.
?

Sayın BALIBEY çok aranır çünkü;

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü görevini 1996-2006 yılları arasında 10 yıl yürüttükten sonra görevden alınarak Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğüne atanan ve halen bu görevi yürüten Ömer BALIBEY'de bu vasıfların bir çoğunu bulmak mümkündür.

Önyargı ile başlanılan görevden başarı çıkmaz, çıksa bile zor çıkar çıkana kadar da ya insanın ya da milli eğitimin canı çıkar. Çünkü Einstein`ın dediği gibi: "Önyargıları yok etmek atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur."

Sayın Ata ÖZER göreve başladığında tanınan kişi olduğu, yönetici kökenli olduğu halde göreve 5 adım geriden başlamışken yeni atanacak kişinin kaç adım geriden başlayacağını tespit etmek mümkün dahi değildir.

Birçok yöneticinin ağzından da duyduğum gibi İstanbul Ömer BALIBEY'i daha çok arar. Fakat temennimiz gelenin en azından son gideni aratmaması yönündendir. Bu yazıdan asla Sayın BALIBEY'in geri dönmesi gerektiği sonucu çıkmamalı çünkü sayın BALIBEY İstanbul'daki vizyonunu zaten tamamlamış olup daha üst bir görev olan genel müdürlükten bu göreve geleceğini düşünmek çok ta mantıklı değildir. Bu noktada İstanbul'a atandığı belirtilen Sayın Muammer YILDIZ'ın bakanlığın müsteşarlık makamından sonra en üst birimi olan Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı olduğunu, hatırlatmak yerinde olacaktır.

Ayrıca sayın M.Ata ÖZER'in görevden ayrılması durumunda kendisine uygun bir makamın bulunulacağından da emin olabilirsiniz. Sayın başbakanın abi diye hitap ettiği söylenen bir kişiyi tekrar okul müdürlüğüne döndürmek yani tenzili rütbeye tabi tutmak kendi isteği olmadığı sürece hukuken (soruşturma hariç) de mümkün olmadığından getirileceği görev üst bir makam olacaktır.

Tabii ki kendisi ben emekli oluyorum demezse?

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber