Bakan Kavaf: Babaya da doğum izni Meclis'ten geçecek

Kaynak : Bugün
Haber Giriş : 07 Eylül 2009 08:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, gösterişi sevmeyen, oldukça sade yaşayan bir anne.AK Parti'nin kadın kollarının kurulmasında önemli rol oynadı. Kabine revizyonu ile 60. Hükümet'te bakan oldu. Özellikle kadınların sorunlarını, her ailede yaşananları yakından biliyor.

Çünkü, bizzat kendisi yaşıyor. Hem bir siyasetçi hem de bir anne, her şeyden önce de kadın. Ama, o siyasette ve hayatın diğer alanlarında "kadın" temelinde cinsiyete bağlı bir kimliğin geliştirilmesini doğru bulmuyor, o yüzden de pek "kadınsal" özellikleri ile gündeme gelmiyor.

Kavaf ile yetiştirme yurtlarını, bilinmeyen yönlerini konuştuk...

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, BUGÜN'e özel açıklamalar yaptı:

HİÇBİR ANNE ÇOCUĞUNUN TERÖRİST OLMASINI İSTEMEZ

Terörün bitmesi gerektiğini söyleyen Bakan Kavaf, "Hiçbir anne çocuğunu yetiştirirken terörist olmasını istemez. Farklı etkenler çocukları farklı kulvarlara çekebilir. Bu sorunun çözümünde herkes sorumluluk almalı" dedi...Kürt açılımı konusunda Başbakan "anaların göz yaşı dinsin" diyor...

Röportaj: Seda ŞİMŞEK

Sizce açılımda annelerin en önemli rolü nedir?

İnsan yetiştirmek. İnsanın ilk öğretmeni annesidir. İnsanın davranışlarını, düşünce ve duygu dünyasını şekillendiren annesidir. Burada sorumluluğu tek bir kişiye, annelere yüklemek doğru olmaz, bu çok ağır bir sorumluluk.

Hiç bir anne çocuğunu yetiştirirken terörist olmasını istemez. Ama, sonra farklı etkenler çocukları farklı kulvarlara, yönlere çekebilir. Terörün bitmesi gerekir. Bundan herkes muzdarip. Bunun için de herkesin sorumluluğu var. Herkes sorumluluğunu yerine getirecek.

?Erkek bakan' denmiyor

"Kadın" özelliğinizi öne çıkaran haberlerle pek gündeme gelmiyorsunuz.

Kadın vekili, kadın bakanı, terminoloji olarak doğru bulmuyorum. Milletvekili milletvekilidir, bakan bakandır, cinsiyetle ilgili kimliği ile gündeme getirilmesini doğru bulmuyorum. Cinsiyet farklılığından dolayı farklı hassasiyetlerimiz olabilir, ama erkekler için erkek bakan, erkek milletvekili deniyor mu? Denmiyor.

Her alanda mı böyle düşünüyorsunuz?

Hayatın her noktasında, bütün konularda öncelikle insanın insan olarak değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu, şiddet için de insan hakları, çalışma hayatı, akademik hayat, sanat ve spor için de böyledir.

Aritmetik eşitlik değil

Kadın erkek eşitliğine mi inanıyorsunuz?

Bu tabi, mota mot, aritmetik bir eşitlik değil. İnsan hakları temelinde, fırsatlardan eşit olarak faydalanmak noktasında bir eşitlik.

AİHM'in Nahide Opuz kararından sonra şiddete uğrayan kadınların karakoldan eve gönderilmelerine ilişkin bir düzenleme yaptınız, bu düzenlemenin amacı nedir?

Devleti suçlayamayız

Nahide Opuz, dava açmış, sonra defalarca davasını, şikayetini geri çekmiş, eşinin yanına dönmüş. İçişleri Bakanlığı ile bir protokol yapıldı. Bir form geliştirdik. Şiddete uğradığını iddia eden kadın karakola geldiğinde formu dolduracak, kararını beyan edip, imzalayacak. Böylece sorumluluk konusunda muhatap daha net bir şekilde belirlenmiş olacak.

Devlet, şiddete uğrayan kadını koruyabiliyor mu?

Eğer, devletin koruması altında olmayı tercih ettiyse kadın, biz onları rehabilitasyon merkezlerine ya da konuk evlerimize alıyoruz, orada her türlü güvenliğini de sağlıyoruz. Korumamız altında olan kadınlar zaman zaman dışarıya çıkıyor. Orada kaldığı halde dışarıda başına bir şey gelirse bu onu devletin koruyamadığı anlamına da gelmez.

Denetim değil, ziyaret

Çocuk Esirgeme Kurumları'na gece yarısı denetimler yapıyorsunuz. Neden gece gidiyorsunuz?

Denetim değil, ziyaret. Bu çocuklar bize emanet edilmiş çocuklar, bizim çocuklarımız. Nasıl kendi evimizde gece zaman zaman kalkıp, çocuğumuzun odasına gidip bakarız, üstü açılmışsa örteriz, bu çocuğumuza karşı duyduğumuz sorumluluktan gelen bir reflekstir.

Onlar da bizim çocuklarımız, bize emanet edilmiş çocuklar. Bu kurumlar da bizim kurumlarımız, bizim evimiz. Dolayısıyla günün herhangi bir saatinde gidip çocuklarımızı görmemizden daha doğal bir şey yok. Bu çerçevede kurumlarımıza uğruyoruz.

Siyasete bakan olma hevesiyle girmedim

Babanızın DP'de siyaset yapmasının nasıl bir etkisi oldu?

Aslında aileler, yaşadıkları sıkıntılardan dolayı kendilerinin mesleğini çocuklarının devam ettirmesini istemezler. Tabi, ailemde, bunun zaman zaman konuşuluyor olması bir zihinsel altyapı oluşturmuş olabilir.

Muhafazakâr dekmokratım

Siyasete girerken bakan olmayı hedeflemiş miydiniz?

Ben siyasete, siyaseti bir hizmet alanı olarak gördüğüm için talip oldum. Belli makam ve mevkileri hedef koyarak talip olmadım. Siyasete tek bir noktayı hedefe koyarak talip olmak çok doğru değil. Hizmet üretmek için siyasete talip olursunuz, yaptığınız şeyler sizi bir yere getirir.

Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Muhafazakâr demokratım.

Muhafazakâr demokrat kimliğini nasıl açıklıyorsunuz?

Muhafazakârlıktan kastımız, bizi biz yapan değerlerimizin, kültürümüzün, inançlarımızın, geleneklerimizin muhafaza edilmesi, çağın şartlarına göre geliştirilip, dönüştürülmesi. Demokratlık da bizden farklı olanlara da hoşgörü ile yaklaşabilmek, farklılıkları toplumun bir zenginliği olarak görebilmek, farklılıklara da yaşama şansı tanımak.

Yaşamın içinde de demokrat mısınız?

Ben kendimi demokrat olarak görüyorum ama bunu birlikte çalıştığım insanlara sormak lazım.

Aşk bence etkilenmedir

Aşkın tarifini "Bunun kitaplarda tanımlanmış bir çok tarifi var. Bence etkilenme" diye yapan Bakan Kavaf, en son geçen kış sinemaya gitmiş. Türk Sanat Müziği ve otantik Türk Halk Müziği'ni çok sevdiğini söyleyen Kavaf, ne tür kitaplar okuduğunu ise şu sözlerle açıkladı:

"Daha çok tarih ve sosyoloji kitaplarını severim. Emin Maoruf'un Çivisi Çıkmış Dünya kitabını Osman Bey getirdi, ama hâlâ 20 sayfadan öte gidemedim, inşallah bayramda bitireceğim. Kemal Karpat'ı, Halil İnalcık'ı, İlber Ortaylı'yı okurum. Tarihe çok ilgim var."

150 kişiyi çalıştıran yerlere kreş zorunluluğu gelecek

Babalara da doğum izninin yolunu açan yasanın yakında çıkacağını belirten Bakan Kavaf, "150 kadını değil, 150 kişiyi çalıştıran her işyerine kreş açma sorumluluğu getirilecek" dedi...

Çalışan kadınların hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik yeni düzenlemeler öngörüyor musunuz?

Kadın istihdamını özendirmek amacıyla bir çok düzenleme yaptık. Doğum sonrası ebeveyn izninin baba tarafından da kullanılabilmesi için hazırlanan yasa teklifi Meclis'te bekliyor, inşallah çıkacak..

Bunun başka yolu yok

Özellikle kreş konusunda tartışmalar yaşanmıştı, bir düzenleme yapılacak mı?

Kadın için çocuğun bakımı çok büyük bir sorun. Yasada, 150 kadını çalıştıran iş yerlerine kreş açma zorunluluğu var, bunu düzeltmek gerekir. Önümüzdeki dönem Cinsiyet Eşitliği Komisyonu'nda yasaların dili bu açıdan gözden geçirilecek. Çocuğun bakımından sadece kadın mı sorumlu? Çocuk sadece kadının mı, babanın hiç mi sorumluluğu yok? 150 kadını değil, 150 kişiyi çalıştıran her işyerine kreş açma sorumluluğu getirilmeli. Çocuğun bakımı sadece kadına yüklenmemeli.

Bilge Köy'ü katliamı size neler hissettirdi?

Böyle bir olayın yaşanmış olması talihsizlik. Yargı süreci devam ediyor, olayın sebebi, gerekçeleri bu süreçte aydınlanacaktır. Köyde kalanlar için hayat büyük ölçüde normale döndü. Tabii ki ölenlerin acısı unutulmaz, onlar yüreklerin bir köşesinde yaşayacaktır, ama diğer taraftan da hayat devam ediyor. İnsanlar aralarındaki problemleri hukuki kanallardan çözmeyi öğrenecekler, öğrenmek zorundalar. Bunun başka yolu yok.

2.5 trilyon harcandı

Yargı süreci başladı ama, konunun bir de insani boyutu var.

Biz gittiğimizde faillerin yakınları, 44 çocuk, 16 bayan, 1 yaşlı erkek, 2 genç 2 TIR'ın kasasında yaşıyorlardı, onları Mazı Dağı Fosfat Tesisleri'ne taşıdık. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu ile beraber onlar için bir yerleşim yeri hazırlıyoruz. Bayramdan sonra, okullar açılmadan önce yeni yerlerine yerleştireceğiz. Bugüne kadar yaklaşık 2.5 trilyon lira bir bütçe harcandı. Devlet, bulundukları yerde güvenliklerini sağlıyor, sağlayacak.

Babam böyle yetiştirdi

Sizin aktif siyasette olmanız eşinizi ve oğlunuzu nasıl etkiledi?

Siyasete başladığımda oğlum küçüktü, ilk 2 yıl etkilendi, ama sonra alıştılar. Benim bu yoğunluğuma göre onlar da kendilerine göre bir hayat düzeni kurdu. Az da olsa birlikte geçirdiğimiz zamanı kaliteli geçirmeyi öğrendik.

Otoriter bir anne misiniz? Mesela, her şeye karışır mısınız?

Onu oğluma sormak lazım. Babam da bize öyle yetiştirdi, ben kendi kararlarını kendisinin verebileceği özgürlük alanını hep açık tuttum. İnisiyatif kullanma, karar verme yeteneği gelişsin, özgüveni artsın, kendi ayakları üzerinde durabilsin istedim. Hatta, çok fazla zarar görmemesi kaydıyla, zaman zaman hata yapmasına da müsaade ettim. Yapsın, bedelini ödesin ki bir daha aynı hataya düşmesin.

İngilizler bana benziyor

İngiliz kadınlarına benzetiliyorsunuz.

İngilizler bana benziyordur.

Soğuk bir görünüşünüz olduğu ifade ediliyor, soğuk birisi misiniz?

İnsanların nasıl algıladığı önemli ama herkesin bir kişiliği vardır, karakteri vardır. Ben mesafeliyimdir. Hayal kırıklığı yaşamamak ve üzülmemek adına insanları tanıdıkça adım atmayı tercih ederim. Onun için de mesafeli ve temkinli davranırım.

Bunu insanlar, dışarıdan "soğuk" olarak algılıyorlarsa, doğrudur, o bir algı biçimi. Bu özelliğimden dolayı açıkçası memnunum. Tanıdıkça adım atmak, ilişkinin şeklini ona göre yönlendirmek doğru olduğuna inanıyorum. Bu benim tercihim ama başkaları tercih etmeyebilir.

Erdoğan doğuştan lider

Başbakan Erdoğan gibi karizmatik bir liderle çalışıyorsunuz, Erdoğan ile çalışmak nasıl bir duygu?

Liderlik önemli bir vasıf. Liderlik sonradan kazanılan bir vasıf değil, bence lider olarak doğulur. Sunulan imkânlar ya da kişinin kendisine koyduğu hedef doğrultusunda kendisini zenginleştirmesiyle bu liderlik vasfı daha pekişir, belirgin hale gelir.

Sayın Başbakanımız da bu anlamda lider bir isim. Siyaset yaparak ve yaşayarak öğrenilen bir iş. Siyasette doğru rol modelle çalışmak ya da doğru rol modeli seçmek çok önemli. Her zaman herkesin eline böyle bir fırsat geçmeyebilir. Bu bir şans, nasip, kısmet meselesi.

Başbakan'ın sizi en çok etkileyen yönü nedir?

Toparlayıcılığı.

SELMA ALİYE KAVAF KİMDİR?

Selma Aliye Kavaf, 1 Temmuz 1962'de Denizli'de doğdu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Bölümü'nü bitirdi. Öğretmen olarak görev yaptı. 14 yıllık çalışma hayatından sonra istifa ederek, siyasete girdi. 2002 seçimlerinde AK Parti'nin Denizli'den altıncı sıra milletvekili adayı oldu, ancak seçilemedi. Başbakan Erdoğan'ın isteği üzerine AK Parti Kadın Kolları Kurucu Genel Başkanı oldu.

22 Temmuz seçimlerinde yine AK Parti'den bu defa Denizli'den 2. sıra milletvekili adayı olarak seçimlere girdi. Denizli'den seçilen ilk kadın milletvekili oldu. 60. Hükümet'te Devlet Bakanlığı görevine atandı. İngilizce bilen Kavaf, evli ve 1 çocuk annesidir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber