Kayıtdışılık en çok genç çalışanlar arasında

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 20 Nisan 2010 14:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dünya Bankası, Türkiye'de kayıt dışıl ık yaygın nitelikte olmakla birlikte, aynı gelir düzeyine sahip ülkelerle benzer durumda olduğunu bildirdi.

Dünya Bankası'nın Türkiye Ülke Ekonomik Raporu çerçevesinde hazırlanan, "Kayıt dışılık: Nedenler, Sonuçlar, Politikalar" konu başlığı altındaki rapora göre, Türkiye'de, GSYH'nın yüzdesi cinsinden kayıt dışılığın oranı yüzde 33 gibi yüksek bir rakam, ancak ülkenin kişi başına düşen gelir seviyesi dikkate alındığında çok aşırı bir oran ortaya çıkmadığı belirtildi.

Rapora göre, kayıt dışılık en çok genç çalışanlar, yaşlı çalışanlar ve kadınlar arasında yaygın. Türkiye'de ilk olarak, kayıt dışılık oranları, 15-19 yaş aralığında gençler arasında bir hayli yüksek düzeyde bulunuyor ve yaş arttıkça hızla düşüyor.

Kayıt dışılıkta asgari oranlara kadınlarda 25-29 yaşlarında, erkeklerde ise 35-39 yaşlarında rastlanıyor. Bu yaşlardan sonrasında emeklilik yaşına kadar artış ise devam ediyor.

Dünya Bankası'na göre, emeklilik yaşına kadar işsizliğin artmasında, Türkiye'de birçok kişinin erken emekli olmayı tercih etmesi etkili oluyor.

Banka, erken emeklilik yaşına neden olan faktörler arasında, nispeten yüksek emekli aylığı oranları ve resmi emeklilik yaşından önce daha genç yaşta emekli olanlar için emeklilik gelirinde herhangi bir kesinti öngörmeyen kuralların bulunduğunu, ayrıca, emekliler aldıkları emekli maaşları üzerinden vergi ödememekte, katkı payı ödemeden tam sağlık sigortasına hak kazanmaları nı gösterdi.

İşgücü Anketine göre kayıt dışılık en çok mikro işletmeler arasında yaygın (10 veya daha az kişi çalıştıran işletmeler). Türkiye'deki bireylerin çoğunluğu (her 10 kişiden 6'sı) 10 kişiden az çalışana sahip işletmelerde çalışıyor.

Söz konusu işletmelerde çalışanlar arasında en yüksek kayı t dışılık oranları görülüyor (yaklaşık yüzde 70).

Ancak, Türkiye'deki küçük işletmelerin payı 2001 yılından beri düşüyor ve bu eğilimin kayıt dışılıkta yaşanan genel azalmaya katkıda bulunma ihtimalinin de yüksek olduğuna dikkati çekiliyor.

Öte yandan, orta ve büyük ölçekli işletmelerde çalışanlar arasındaki kayıt dışılık artarken, bu oran sadece küçük ölçekli işletmelerde hafif bir iyileşme sergiledi.

Sektörel olarak ise en büyük kayıt dışılığın tarı m sektörü olduğu ifade edildi.

Rapora göre, Türkiye'de devlet, tüketimden ve işgücünden önemli miktarda gelir toplarken, gelir ve kurumlar vergisinden ise daha az gelir elde ediyor. Türkiye'de önemli oranda emeğin ve tüketimin vergilendirilmesine dayandığı ve sermayenin vergilendirilmesinin daha orta düzeyde bulunduğu belirtiliyor.

İşgücü üzerindeki vergilere ek olarak nispeten yüksek tüketim vergileri uygulandığı, kurumlar üzerindeki vergi yükünün nispeten düşük olduğu, mülkiyet vergilerinin de nispeten düşük oran bulunduğuna dikkat çekiliyor.

Raporda, gelir vergisinin nüfusun küçük bir bölümü tarafından ödenmekte olduğunu vurgulanırken, kayıt dışı sektörün büyüklüğü dikkate alındığında nüfusun sadece küçük bir bölümü (yaklaşık 1,7 milyon veya çalışma çağındaki nüfusun yüzde 4'ünden azı) gelir vergisi ödediğine dikkat çekildi.

Gelir vergisinden elde edilen gelirlerin GSYH'daki ve toplam vergi gelirlerindeki payının nispeten düşük olduğu ve yakın zamanda azaldığı ifade edildi.

2006 yılında gelir vergisinin getirisinin, GSYH'nın yüzde 4'ünden ve toplam vergilerin yüzde 16'sından daha az olduğu, OECD ortalamasından düşük, gelir vergisinin düşük paya sahip olması birçok yükselen piyasa ekonomisinin ortak özelliği olduğu vurgulandı.

Raporda, mükelleflerin yüksek kalitede kamu hizmetlerinden yararlanacaklarına inanmaları halinde vergi kaçırmanın düşük olmasının muhtemel olduğu da ifade edildi.

Türkiye'de vergi yükünün yüksek olduğu algısını n yaygın olduğuna dikkati ç ekilen raporda, Dünya Bankası Hanehalkı Kayıt dışılık Anketinde "insanlar vergilerinin yüzde kaçını gerçekte ödemektedir?" sorusuna cevaben ankete katılanların sadece yüzde 4'ü vergilerinin tamamını ödediklerini ifade ettikleri kaydedildi.

Ancak, uluslararası karşılaştırmalara bakıldığında, bilhassa yakın zamanda gerçekleştirilen değişikliklerden sonra, Türkiye'deki vergi oranlarının benzer ülkelerdekilerden çok da yüksek olmadığının görüldüğü vurgulandı.

İş Yapma 2009 çalışmasına göre Türkiye'de kar üzerinden alınan yüzde 45,5'lik toplam vergi oranı, benzer birçok ülkeden daha düşük düzeyde bulunduğu hatırlatıldı.

Dünya Bankası raporunda, işgücü piyasalarının esnekliğini artıran bir iş kanununun, kayıt dışılığı teşvik eden faktörleri azaltması ve kayıt alt ına alma faaliyetlerini işverenler için daha düşük maliyetli yapmasının muhtemel olduğu vurgulandı.

Türkiye'deki işgücü düzenlemelerinin, uluslararası karşılaştırmalara göre, oldukça katı yapıda bulunduğuna dikkati çekilen raporda, söz konusu katılığın, istihdamı koruma kanunlarından, bilhassa geçici ve belirli süreli iş sözleşmelerindeki sınırlamalar ve işverenlerin yüksek kıdem tazminatlarıyla korunan sürekli istihdam açılarından kaynaklandığı ifade edildi.

İşletmelerin bu esnekliği elde etmek için başvurabilecekleri en basit yolun, kayıt dışı istihdam olduğunun belirtildiği raporda, istihdam kısıtlamalarına ve sözleşme feshi maliyetlerine ek olarak, çalışanların beyan edilmemelerinin ardındaki bir diğer muhtemel nedenin ise ücret dışı işgücü maliyetini yükselten işsizlik sigortası primleri olduğu bildirildi.

Raporda, söz konusu ödemeler ve diğer ücret dışı işgü cü maliyetlerinin, en çok düşük ücretle çalışanları etkilediğine de dikkati çekildi.

Bu arada, Dünya Bankası, DPT, Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı ile birlikte, ulusal tasarrufu artırıcı çalışma yapıyor. Bu çalışma, sürdürülebilir ekonomik büyümenin finansmanının, ağırlıklı olarak ülke içi kaynaklardan yapılmasını hedefliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber