İki öğretmen

Haber Giriş : 09 Haziran 2005 06:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hürriyet/Fatih ALTAYLI

ÖNCEKİ gün bu köşede TSE Başkanı Kenan Malatyalı'nın feryadını yayınladım.

Kurumunda çalışan ?bazı' memurların rüşvet çarkı içinde olduğunu, yüz milyonlarca dolarlık yolsuzluğa bulaştıklarını ancak bunları bir türlü yakalatamadığını söylüyordu. Devleti korumak, Türkiye'nin standartlarını belirlemek üzere devletten maaş alan bir grup görevini kötüye kullanıyor, bir diğer grup ise bunlar hakkında işlem yapmayarak bir tür ?suç ortaklığı' içine giriyordu.

Bunlar da memur. Az sonra aşağıda anlatacağım iki kişi de.

Bu iki kişi, iki öğretmen. Mahmut Özdemir ve Kemal Çelik.

Bitlis'in Hizan İlçesi, Ortaca Köyü ilkokulunda iki yıldır görev yapıyorlar.

Ama hangi şartlarda?

Anlatmak güç, görmek gerek.

Okul tek katlı bir bina. Daha doğrusu binacık.

Tek katlı okulun büyük bölümü sınıf. Sınıftan bir duvarla ayrılmış 8 metrekarelik ?odacık' ise iki öğretmenin ?yaşam alanı', yani evi.

Mahmut ve Kemal öğretmenler 8 metrekarelik bir odada yatıyorlar, yiyorlar, yıkanıyorlar, ihtiyaç gideriyorlar.

Odada tahta bir ranza var. Orada yatıyorlar. Hemen ranzanın yanındaki tahta tezgahta sebze meyvelerini yıkayıp yemeklerini pişiriyorlar. Perde gerip, arkasında banyo yapıyorlar.

Bitlis'in insanın içini donduran soğuk kış günlerinde sabah güneş doğmadan kalkıp, canları gibi sevdiklerini öğrencileri üşümesin diye sobayı yakıyorlar.

Ve bu iki gencecik öğretmen tüm bu olumsuz şartlara rağmen ?Haydi Kızlar Okula' kampanyasını desteklemek için ev ev dolaşıp ana babaları ikna ediyor, kız çocuklarının okula gönderilmesi için çabalıyorlar.

Bir yıl içinde 18 olan kız öğrenci sayısını 40'a yükseltmeyi başarıyorlar.

Memleketimizde hırsız çok, uğursuz çok, rüşvetçi çok, ahlaksız çok.

Ama bu ülke hálá ayakta.

Çünkü Mahmut ve Kemal öğretmen gibiler de az değil.

Bu ülke onların üzerinde ayakta duruyor.

Acaba daha nereye kadar.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber