Arınç'tan başörtüsünü yasaklayan rektöre faşist nitelemesi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 15 Haziran 2005 16:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Erzurum Atatürk Üniversitesi'ndeki mezuniyet töreninde başörtülü bir velinin girişine izin verilmemesinin ?yürek parçalayıcı" olduğunu belirterek, ?hiçbir kanun, hiçbir insan hakkı, hiçbir vicdani düşünce bunu hoş göremez. Bu, fevkalade yanlış bir olaydır? dedi. Arınç, uygulamayı savunan Atatürk Üniversitesi Rektörü'nün düşüncesinin faşist zihniyetle uyuştuğunu söyledi.

Arınç, TBMM Egemenlik Parkı'ndaki anıtın açılışının ardından, gazetecilerin, Atatürk Üniversitesi'ndeki mezuniyet törenine başörtülü bir velinin alınmamasına ilişkin sorularını yanıtladı.

Erzurum'da yaşanan olayın yürek parçalayıcı olduğunu ve bütün milleti üzüntüye sevk ettiğini ifade eden Arınç, ?Bu, siyasi düşüncelerle ilgili bir üzüntü değildir. İnsani bir olaydır. Bir şehit annesi, oğlunun mezuniyet törenine katılmak istemiş fakat kapı dışarı edilmiştir. Hiçbir kanun, hiçbir insan hakkı, hiçbir vicdani düşünce bunu hoş göremez. Bu, fevkalade yanlış bir olaydır? dedi.

"OLAYI TASVİP ETMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Buna benzer olayların geçmişte Türkiye'de yaşandığını ve az da olsa yaşanmaya devam ettiğini belirten Arınç, şöyle devam etti:

?Ama böylesi, 60 yaşını geçmiş yaşlı insanların, çocuklarının en sevinçli gününü paylaşmak istemesi karşısında, maruz kaldıkları olayları tasvip etmek mümkün değildir. Bundan üzüntü duydum ve kendisini Erzurum'dan aradım, geçmiş olsun dileklerimi sundum. Bu olayı tasvip etmediğimizi, en az kendileri kadar üzüldüğümüzü söyledim ve metin olmasını rica ettim. Benimle konuşurken telefonda hala ağlıyordu. Üzüntüsünü ifade edecek kelime bulamadı ama ben milletim adına kendilerinin üzüntüsünü paylaştığımızı ifade ettim. Bundan teselli bulduğunu zannediyorum. Yapabildiğim bu oldu.?

?İLKEL BİR DÜŞÜNCE?

Erzurum'da ortaya çıkan bu manzarayı gören vicdan sahibi hiçbir kişinin, ?Oh ne iyi oldu? diyemeyeceğini belirten Arınç, ?Bu, yanlıştır. Böyle ilkel bir düşünce, dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Türkiye'de de azalmıştır. Bu tür uygulamalar, maalesef sadece bazı üniversitelerimizde kalmıştır. Ne hikmetse sayın bazı rektörler, bu tür uygulamaları acımasızca devam ettiriyorlar ve bu tür muameleyi yapmakla adeta kendilerinin görev yaptıklarını düşünüyorlar. Böyle bir görev olamaz. Hiçbir şey insan haklarından daha önemli ve daha üstün değildir. Yazılı kuralların dışında, insan haklarının üstünlüğü vardır, bütün dünya, bütün insanlık bu noktada büyük bir kabulün içindedir? diye konuştu.

"REKTÖRÜN DÜŞÜNCESİ FAŞİZMLE TIPA TIP AYNI"

Bülent Arınç, Atatürk Üniversitesi Rektörü'nün bugün basına yansıyan açıklamasının, daha da üzüntü verici olduğunu belirterek, şöyle dedi:

?Sayın Rektörün açıklamasını okuyunca üzüntüm kat kat arttı. Bunu, bir devlet görevi olarak yaptığını söylüyor. Şeyh Edebali vasiyetinde Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi'ye diyor ki 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'. İnsanı öldürerek, devlet yaşamaz. İnsanı mutsuz ederek devletin yüzü gülmez. İnsanlar, huzursuz, mutsuz olurlarsa hiçbir devlet bununla iftihar edemez. Önce insan hakkı gelir. Önce insan gelir. Sayın Rektörün bu düşüncesi, bir zamanların faşizm düşüncesinin tıpatıp aynısıdır.?

?YÖK, GEREĞİNİ YAPSIN?

Arınç, YÖK'ün de dikkatini çekmek istediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

?Bu kadar yazılan, bu kadar konuşulan, hatta hakkında Meclis araştırma komisyonu kurulan sayın rektörler hakkında, kendileri gereğini yapsınlar. Bu kadar yanlışlık ortada dururken, YÖK'ün buna bigane kalması düşünülemez. Bu, milleti üzer, hukuku üzer, insanları kanatır. Bir tek bunu ifade edebiliyorum. Biz bu ülkede 72 milyon, kıyafeti, inancı, etnik kökeni ne olursa olsun bir arada ve özgürce yaşayacağız. Hiç kimse bunun üstünde, bunun önünde kendisine bir görev çıkarmasın. Eminim ki bu olay sebebiyle vicdanlar harekete geçmiştir ve artık bu tür olumsuzlukları tamamen ortadan kaldıracak her türlü eylemi, sözü ve davranışı herkesin göstermesi gerekir. Üzüntü duydum, kendilerini teselli etmeye çalıştım. Üzerimize düşeni yapacağımızı ifade ettim.?

REFERANDUM

TBMM Başkanı Arınç, Başbakan Recep Erdoğan'ın, dün bu konu için ?gerekirse referandum yapılabileceğine? ilişkin değerlendirme yaptığı anımsatılarak, görüşlerinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:

?Sayın Başbakanın konuşmasını dün televizyondan takip ettim. Onun sözleriyle bağlantılı olarak konuşmam. Ben şuna dikkat ediyorum. Hiçbir siyasetçi ile hiçbir siyasi partinin önde gelen, parti adına konuşan insanı ile ekran önünde tartışmam. Onlara cevap vermem, onlara muhatap olmamaya çalışırım. Bu, benim görevimin gereğidir.?

EGEMENLİK HAKKI

Ancak yasama yetkisinin TBMM'ye ait olduğunu bu yetkiyi ?egemenlik hakkı? olarak kullandığını ifade eden Arınç, şu değerlendirmeyi yaptı:

?Toplumun sorunlarını çözmek, Parlamento'nun işidir. Milletin taleplerine karşılık vermek Parlamento'nun işidir. Bazen yasal düzenleme yapar ve bunu yaparken gerekirse referandum yolunu da düşünür. Ancak böyle bir şeyi, sadece türban konusunda 'yapacak mısınız, yapmayacak mısınız'a dönüştürmek doğru değil. Referandum, anayasal yollardan biridir. Hangi konularda referanduma gidileceği de bellidir. Ama ben genel olarak yasama yetkisinin içinde Meclis'in böyle bir hakkı olduğunu düşünüyorum. Gerekirse anayasanın cevaz verdiği her konuda halkın ne düşündüğünü sormak ve en son halkın karar vermesini temin etmek parlamentoların da görevidir.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber