Savunmaya 'Nanoteknolojik' güç

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Temmuz 2012 23:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Selma Kasap - Uzun yıllar sonra uygulamaya geçmesi beklendiğinden ''hayal teknolojiler'' olarak isimlendirilen nanoteknolojinin Türkiye'de savunma alanındaki ilk büyük projesi TSK'nın envanterine girdi.

Projede geliştirilen ileri teknolojiler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) yeni savunma sistemlerinde kullanılacak.

TSK'nın nanoteknoloji alanında yürüttüğü en büyük projelerinden biri olan ve TÜBİTAK tarafından desteklenen, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Ar-Ge ve Teknoloji Dairesi tarafından Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezinde (NANOTAM) yürütülen NANOAYGIT Projesi'nin tamamlanması dolayısıyla proje paydaşlarının katılımıyla tören düzenlendi.

MSB Ar-Ge ve Teknoloji Dairesi Başkanı Tevfik Zengin, burada yaptığı açıklamada, projenin tamamlanmasıyla kamu kaynakları kullanılarak üretilen bilgilere kavuşmuş olmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

TÜBİTAK Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubu (SAVTAG) Yürütme Kurulu Sekreteri Halil Kaplan ise projenin zamanında ve başarıyla tamamlanmasının kendileri için de büyük bir gurur kaynağı olduğunu söyledi.

Bundan sonraki amacın projenin çıktılarının ticarileşmiş uygulamalarının hayata geçirilmesi olduğunu ifade eden Kaplan, ''O zaman şunu görüyoruz. Sadece doğru alana yatırım yapmamışız, yatırımın ekonomik katkısı da ülke tarafında oluşmaya başlamış'' diye konuştu.

-''Ordumuzun kullanacağı teknolojileri Bilkent'de üretiyoruz''-

Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar da 1980 yılından beri savunma sanayinin pek çok projesinde görev aldığını anlattı. Türkiye'de ilk mikroişlemci dersini verdiğini, bu alandaki ilk projeyi de ASELSAN mühendisleriyle birlikte geliştirdiklerini ifade eden Atalar, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yüksek frekansta çalışan aktif devreler, savunma sanayinin olmazsa olmaz parçaları ve herkes çok iyi biliyor ki Türkiye'nin bazı teknolojilerini elde etmesini bu malzemeleri satmayarak, limitleyerek kontrol altında tutmak isteyebiliyorlar. Bu nedenle bu teknolojileri bizim yapıyor olmamız gurur verici. Bunun üretime dönüşüp bir gün ordumuz tarafından kullanılacağını umuyoruz. Bunu çok yakında göreceğiz.

Üniversitemizde Türk endüstrisinin daha ileri gitmesi ve savunma sanayinin daha ileri gitmesine olanak verecek projeler yapılması bize çok gurur veriyor. Bunun için de Genelkurmay'ın bize güvenerek desteklemesi de bizim için çok gurur verici.''

-En çok makale yazan doktora öğrencileri çalıştı-

NANOAYGIT Proje Direktörü ve NANOTAM Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay da projede master ve doktora yapan en iyi Türk araştırmacıların çalıştığını ifade etti. Özbay, Nanoaygıt projesinde görev alan araştırmacıların aynı zamanda doktora tezlerini de yaptıklarını ve NANOTAM'da yazılan bilimsel makalelere her yıl 900'e yakın atıf aldıklarını dile getirdi.

Özbay, projeyle ortaya çıkan kazanımlarla Türkiye'de nanoteknoloji konusunda savunma sanayisinin pek çok ihtiyacına yönelik önemli bir altyapı ve bilgi birikiminin kazanıldığını ifade etti.

Özbay, yakın zamana kadar nanoteknolojinin temel Ar-Ge olarak ele alındığını ve uygulamaya girmesinin uzun yıllar süreceği varsayıldığı için sadece hayal olarak görüldüğünü belirterek, projenin tamamlanmasıyla nanoteknolojin ''TSK için artık gerçek oldu'' noktasına geldiğini vurguladı.

-4 ayrı konuda çalışma yapıldı-

Nanoaygıt Projesi'nde geliştirilen teknolojilerle ilgili sunum yapan Özbay'ın verdiği bilgiye göre, NANOAYGIT Projesi kapsamında 4 ayrı konuda çalışmalar yapıldı.

İlk olarak biyolojik savaş ajanlarına duyarlı nanobiyosensörler ve kimyasal savaş gazlarına duyarlı nanosensörler geliştirildi. Nano boyutları sayesinde morötesi dalga boylarında çalışan ve dünyada ilk kez yapılan bu nanosensörlerin yüksek hassasiyete sahip oldukları gösterildi. Farklı biyolojik ajanlara duyarlı nanosensörlerin aynı tabanda üretilmesi ile algılama süresinde 20 kat ve üzerinde iyileştirilme sağlandı.

Proje kapsamında yürütülen ikinci çalışmayla morötesi nano ışık kaynaklar ve nanofotodetektörler tasarlandı ve üretildi. Morötesi dalga boylarında dünyada ilk kez gerçekleştirilen bu çalışmalar TSK'nın günümüzde kullanılan elektrooptik sistemlerine, boyut, ağırlık ve güç tüketimi açısından önemli bir avantaj getiriyor.

Nanofotonik olarak da isimlendirilen bu yeni teknolojiler özellikle füze ikaz ve gece görüş sistemlerinde çok daha hassas ve uzaktan görüntüleme elde edilmesinde kullanılacak.

NANOYGIT Projesinin bir diğer çalışmada ise yüksek güçlü radyo frekans (RF) sistemlerinde kullanılacak galyum nitrit (GaN) temelli nanotransistörler geliştirildi. Dünyada hızlı bir gelişme aşamasında olan milli olarak geliştirilen GaN teknolojisinin hem sivil hem askeri birçok alanda kullanılması hedeflenmekted. Radar, Uydu Aktarıcı, Karıştırıcı, Yeni nesil cep telefonu sistemlerinde uygulama alanı bulması beklenen GaN nanotransistör teknolojisi sayesinde Türkiye'nin iletişim alanındaki kritik RF entegre devre ihtiyacı karşılanmış olacaktır.

Projede son olarak karbon temelli nanotransistörler geliştirildi. 2010 yılında Nobel ödülü verilen grafen isimli bu yeni nanomalzeme ile çok yüksek frekanslarda çalışan nanotransistörler ve entegre devreler Türkiye'de ilk kez üretildi.

Bilgisayarlarda kullanılan silikon temelli transistörlerin yerini alması beklenen grafen temelli nanotransistörlerin hem bilişim hem de iletişim alanında bir çok sivil ve askeri alanda kullanılması hedeflenmektedir.

Tören, proje anısına hazırlanan plaketlerin takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber