141, 142 ve 163 geri geliyor

Haber Giriş : 11 Eylül 2005 08:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Düşünce özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle Turgut Özal öncülüğünde 1991 yılında kaldırılan TCK'nın 141, 142 ve 163. maddeleri Terörle Mücadele Kanunu taslağıyla geri geliyor.

Hürriyet gazetesinin dün manşetine taşıdığı habere göre, TMK taslağı ?işlenen her suçun terör sayılmasına' imkan sağlıyor. Örgüt mensubu olmasa bile örgüt adına suç işleyenler, terör eyleminden cezalandırılacak. Taslağa dahil edilmek istenen ?terörü önleme tedbirleri'yle ilgili düzenlemeler ise yer ve süre sınırı olmadan sıkıyönetim uygulamasına kapı açabilecek. Güvenlik güçleri, şüpheli gördükleri kişilerin seyahat özgürlüklerine, bir meslek ve sanatla uğraşmalarına, belli bir yerleşim yerinde bulunmalarına ve haberleşme imkanlarına kısıtlama getirebilecek. Bireyler tek başına terörist sayılabilecek. Akşam gazetesi de konuyla ilgili haberi, ?Sıkıyönetim gibi' başlığıyla okuyucularına duyurdu.

Hürriyet'in haberinde ayrıca Genelkurmay, Emniyet, Jandarma, Adalet ve İçişleri bakanlıkları yetkilileri ile akademisyenlerin yer aldığı komisyonda iki taslağın gündeme geldiği belirtiliyor. Kabul edilen metin üzerinde sert tartışmalar yaşandığı, şok önlemler öngören ikinci taslağın ise henüz komisyonda beklediği aktarılıyor. Haberde, komisyonun önüne ?önleyici tedbirlere' ilişkin üç maddelik ikinci bir taslağın geldiği, bu metnin Genelkurmay'ın taleplerini içerdiği ve değiştirilmemesinin istendiği öne sürülüyor. TMK Komisyonu'nun önüne getirilen ikinci taslakta, terör suçluları hakkında vali ve kolluğa ?İngiliz Modeli' benzeri hakkında ?süper yetkiler' tanındığı bilgisine yer veriliyor.

Hukukçular son dönemde meydana gelen terör olayları gerekçe gösterilerek bu tür olağanüstü tedbirlere başvurulmasıyla uzun yıllar sonucunda elde edilen demokratik kazanımların bir çırpıda yok edilmesinden endişe duyuyor. Taslakta özellikle terörün ve terör suçlusunun tanımıyla ilgili fıkrada yapılan değişikliklere göre, cebir ve şiddete başvurmayan, hiçbir örgüt bağlantısı olmayan bireylere bile terörist muamelesi uygulanacak. Yapılan yeni düzenlemelerde muğlak ifadelere yer verilerek, suçun örgütlü olarak işlenmesi, cebir ve şiddet şartının aranmaması, 1991 yılında kaldırılan 141, 142 ve 163. maddelerin geri getirildiği yorumlarına yol açıyor. Düşünce özgürlüğünün önünde uzun süre engel oluşturan, birçok siyasetçi, yazar ve düşünürün hapse girmesine yol açan bu maddeler Özal döneminde kaldırılmıştı. Şimdi aynı TMK'da yapılan değişiklikle bu maddeleri çağrıştıracak hükümlere yer verildiğini vurgulayan hukukçular insan hak ve özgürlüklerinin askıya alınmasına zemin hazırlandığını belirtiyor.

TMK Taslağı'nı hazırlayan komisyonda güvenlik güçlerinin önerisi olarak gündeme gelen önleyici tedbirlerin mevcut haliyle yasalaşması durumunda olağanüstü hal, hatta sıkıyönetim uygulamalarına yol açılmasından endişe ediliyor. Yapılan düzenlemeye göre, güvenlik güçleri terör suçlarının işleneceği hususunda ağır ve yakın bir tehlikenin bulunması halinde şüpheli gördükleri kişilerin seyahat özgürlüklerine, bir meslek ve sanatla uğraşmalarına, belli bir yerleşim yerinde bulunmalarına, haberleşme olanaklarına kısıtlama getirebilecek. Şüpheli görülen kişiler hakkında alınacak bu ağır tedbirlerin bir kısmına hakim kararı olmadan idari bir kararla vali, kaymakam ya da güvenlik birimlerinin yetkilileri tarafından başvurulabilecek. Hakim kararı aranan; ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet savcısı kararı yeterli olacak.

Taslakta yer alan tedbir hükümlerine göre vali, kaymakam, emniyet müdürü, jandarma komutanı gibi merciler istihbarat bilgilerine dayanarak ileride suç işleyebilir düşüncesiyle şüpheli gördükleri kişilerin kişi hak ve özgürlüklerini kısıtlayabilecek.

Şüpheliler hakkında idari ve hakim tarafından alınabilecek kararlardan bazıları şöyle

Kişinin suç işlenmesinde kullanmaya elverişli bazı madde veya malzemenin edinilmesinin veya kullanılmasının yasaklanması.

Bazı hizmetlerin veya tesislerin kullanımının ya da faaliyetlerin kişi tarafından yapılmasının yasaklanması.

Bir meslek veya sanatın yerine getirilmesinin kısıtlanması.

Suçun işleneceği şüphelenilen yerle sınırlı ve orantılı olmak üzere, bölgesel olarak iletişim ve haberleşme olanaklarının sınırlandırılması.

Kişinin, bölgesel veya yerel olarak, belirli bir zaman diliminde kalmak koşuluyla, bir yerleşim yerinde veya bir yerde bulunmasının engellenmesi.

Belirtilen zaman dilimi içinde yerleşim yerine veya belli bir bölgeye giriş ve çıkışların kısıtlanması.

Yerleşim yerini, konutunu veya işyerini kullanmasına izin verdiği kişilerle ilgili kısıtlamalar getirilmesi.

Seyahatin kısıtlanması.

Kişinin pasaport, sürücü belgesi ve buna benzer her türlü ruhsat veya belgeye geçici olarak el konulması.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber