'Çene' mağduru kadın ve eşi, imza kampanyası başlattı

İddiaya göre, geçen yıl Ankara Numune Hastanesi'nde ameliyata alınan Fidan Battal'ın sol bacağından kemikli doku alınarak, tümör nedeniyle kaybettiği yanağının yerine nakledildi. Çenesi protezlerle bağlandı. Genç kadın büyük umutlarla girdiği ve yepyeni bir insan olarak çıkmayı umduğu ameliyattan sonra 3 kez daha masaya yattı. Ancak ameliyatlara kadar sağlam olan sol çenesiyle yemek yiyebilen Fidan Battal'ın bu kez de ağız yapısı bozuldu. Ağzını çok az açabilen Fidan Battal'ın sağlam olan sol çene kemiği de iş görmez oldu, alt ve üst çenedeki dişler birbirine kavuşamaz hale geldi. Ağızdan beslenme imkanı kalmayan Fidan Battal'ın midesine hortum bağlanarak mamayla beslenmek zorunda kaldı.

Oğlu ve eşiyle birlikte sofraya oturamadığı için hayatın çekilmez bir hal aldığını belirten Fidan Battal ve eşi Fikri Battal, son çare olarak Konak Meydanı'nda imza kampanyası başlattı.

Vatandaşlardan topladıkları imzaları TBMM'ne göndereceklerini belirten Fikri Battal, "Eşim yemek yiyemiyor. Eskisinden kötü oldu. Perişan durumdayız. İkimizin de psikolojisi bozuldu. Eşim ağzını açamıyor, yemek yiyemiyor ağlıyor. Biz önünde hiçbir şey yiyemiyoruz. Çaresiziz. Hangi hastaneye gittiysek çözüm bulamadık. Bunun için devletimizden yardım bekliyoruz. Eşimi ya Türkiye'de ya da yurt dışında tedavi ettirsinler" dedi.

Öte yandan Fidan Battal'ın görüştüğümüz doktoru Ankara Numune Hastahanesi hekimlerinden Doç. Dr. Erkin Ünlü, üç hastahanenin reddettiği bir hastayı kabul ederek, başarılı bir operasyon gerçekleştirdiklerini ancak daha sonra gelişen süreci anlamakta güçlük çektiklerini söyledi.

Dr. Ünlü, dünyada ilk kez yapılan hatta tıp tarihine geçen bir operasyona imza attıklarını anlatarak, "Bu hasta bize geldiğinde kanserdi,hala kanser hastası ve yüzünün yarısı yoktu. Üç hastahane de ameliyatını yapmayı reddetmişti. Tıp tarihine eçen bir ameliyat yaptık. On beş saat mikroskop altında süren bir ameliyat gerçekleştirdik. Çene kemiğini bile yaptık" diye konuştu.

Dr. Ünlü, bu hastanın kendileri başta olmak üzere insanların iyi niyetini suistimal etmek isteyen tavırlar içinde olduğunu görmekten büyük üzüntü duyduklarını da belirterek, Bakanlığın yurt dışındaki tedaviyi karşılamaması gibi bir durumu olmamasına karşın imza kampanyası başlatılmasını düşündürücü bulduklarını kaydetti ve şöyle konuştu:

"Bize de 50 milyarlık dava açtık. Biz bu insana hiç karşılıksız, tüm iyi niyetimizle yardım ettik. Başkalarının yapmadığını operasyonu üstlendik. Şu an ayaktaysa bir miktarını bize borçlu. Eşi çalışmıyor. Anladığımız kadarıyla böyle bir yapıları var. Allah'ın bir tecellisi midir bu, bilemiyoruz. Ama biz klinikçe bu hastaya hakkımızı helal etmiyoruz. Bizi hem kullandı, hem yararlandı hem durumunu kullanarak para topluyor. Yurt dışına gitmekse Bakanlık zaten gönderiyor, kampanya başlatmasına gerek yok ki. Motivasyonumuz bozuluyor. Davalarla uğraşıyoruz. Artık bu tipteki hastalara dokunmaya korkuyoruz."