'Çocuk esirgeme, Devlet memurlarıyla olmaz'

Haber Giriş : 08 Kasım 2005 07:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu devlete bağlanmadan önce, 'Çocuk Esirgeme Kurumu' adıyla hizmet verdiği dönemin genel başkanvekili işadamı Yaşar Keçeciler, kimsesiz çocukların bakımının bürokrasi yerine gönüllü ellere teslim edilmesi gerektiğini söyledi.

1917'de kurulan Çocuk Esirgeme Kurumu, uzun yıllar özerk bir kurum olarak hizmet verdi. 1980 askeri darbesinden bir yıl sonra feshedildi, SHÇEK olarak göreve devam etti. O yıllarda kurumun genel başkanvekili olan, 12 yıl kurumda üst düzey yönetilik yapan Keçeciler, kurumun özerk günlerini şöyle anlatıyor:

Gelirimiz gayet iyiydi: Yurtların bulunduğu semtlerde kurullar vardı. Oranın ahalisinden oldukları için hevesle çalışıyorlardı. Şimdi diyoruz ya, sivil toplum örgütleri, işte o zamanın fahri denetim kurullarıydı. Uygulama, Türkiye genelinde böyleydi. Yardımlar geliyordu, ayrıca gayrimenkuller ve gümrükteki eşyaların satışından gelirimiz vardı. Gayet iyiydi gelirimiz. Çocuklarımız mutluydu. Biz üst kademedeydik. Stratejiyi tespit ederdik, ihtiyacı karşılar, sürekli denetim yapardık. 21 kurul üyesinin hepsi, yurtların bulunduğu ilden seçilirdi. Kongre yapılır, iyi çalışmadığın zaman hesabı sorulurdu."

Devlet memurlarıyla olmaz: Bu, gönül meselesi. Parayla pulla ölçülmez. Çocuk Esirgeme Kurumu'nda olacakların bu sevgiyi gönülden duymaları gerekir. Devlet memuru sıfatıyla olmaz.

Olaylı denetim
Kenan Evren feshettirdi: Askeri darbeden sonra Kenan Evren idaresi, Çocuk Esirgeme Kurumu'nu devlete bağladı. Keçiören yuvasını teftişe gelmiş. Mutfakta bulaşık bezlerinin kaynatıldığı kazanı görünce, 'Akşam bununla çorba mı yapacaksınız' demiş. 'Hayır' demişler, dinletememişler. Kurumu devlete bağlarken belki, başka şeyler de düşünmüş olabilir ama görünürdeki olay buydu. Sonra kurullar feshedildi. Kurum, Kurtuluş Savaşı'nda kurulmuştu. Atatürk zamanında bunu Sağlık Bakanlığı'na bağlayabilirdi.

Bu sistem böyle yürümez: Kişi eğer çocuğu sevmiyorsa, maaş alsa da bakmaz çocuğa. Şu anki sistem ise yürümez. Kim gelirse gelsin. İstediğiniz kadar müdürleri atın. İstediğiniz kadar psikolog olsun, çocuk bakıcısı olsun, tahsilli olsun, fark etmez. Bu, bir gönül işidir. Sivil toplum örgütlerine devretmek lazım. Mahalli örgütler olmalı. İnsanlar birbirinden utanır. Anadolu illeri o kadar büyük değildir. 'Bu iş düzelmez' diyorlar. Kahroldum. Çare bulamıyorlar. Gönüllüler ile okumuşları bir araya getirirsen olur. O dönemde Türkiye hem yetişmiş insan hem para bakımından fakirdi. Bu mesele şimdi daha iyi halledilir. Bürokrasiyle olmaz.
Radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber