İşte Aşkın iddianamesinde tanık olarak görüş belirtenler

Haber Giriş : 18 Kasım 2005 08:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İste Rektör Askın'ı yakan ifadeler

Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ndeki yolsuzluk olayı kapsamında bilgisine başvurulan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in kardeşi Ramazan Çelik, ?Bildiklerim duyumdan ibaret? diyerek, Rektör Aşkın aleyhinde ifade vermedi. Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin, üçte birini tanık ifadeleri oluşturdu. Savcılık, üniversitedeki hiyerarşik yapı, baskı iddiaları ve 25 milyon dolarlık tıbbı cihaz alımı ile ilgili olarak üniversite öğretim üyeleri, geçmiş yıllarda dekanlık yapmış kişiler ile personelin ifadelerine başvurdu. İsimlerini açıklayarak 124 kişi ifade verirken, ?bir vatandaş? rumuzuyla yazılan imzasız bir mektup da iddianamade yer aldı. İfade verenlerin kimi, Rektör Aşkın'ın düştüğü durumdan dolayı üzüntü duyduğunu belirtirken, birçoğu da, ?Üzerimizde manevi baskı vardı? dedi. Rektör Aşkın'ı zorda bırakan ifadelerden çarpıcı olanları şöyle :

Üzülen de var keşke böyle olmasaydı diyen de...

Ramazan Çelik: Benim söz konusu 25 milyon dolarlık tıbbî cihaz alımı ve bu cihazların bir kısmının konulacağı binanın yapıldığı inşaat ile ilgili bilgilerim duyumlardan ibarettir. İhalenin hazırlanmasında, malların tesliminde hiçbir aşamada benim hiçbir görevim yoktur. Söz konusu ihale ve devamı projesi her ne kadar ilk aşamada Tıp Fakültesi'nde yapılmış ise de bu konuda Tıp Fakültesi Dekanlığı'nın her hangi bir yetkisi yoktur. Daha sonra duyduğuma göre eski tarihli komisyonlar oluşturulmaya çalışılmış ve defter tahrif edilmiştir. Tıbbî cihazların eğitimi için öngörülen 630.000.- dolarlık meblağın daha sonra inşaat işine aktarıldığını duydum, ancak bildiğim kadarıyla eğitim amaçlı yurt dışına kimse gönderilmedi.

TEHDİT NEDENİYLE SUSTUM

İbrahim Hakkı Yılmaz: 25 milyon dolarlık tıbbî cihaz alımı ve binanın inşaatında usûlsüzlüklerin olduğunu ben duyuyordum, hatta çevremdeki bazı arkadaşlar da duyuyor ve biliyordu. Usûlsüzlüklerini bilmemize rağmen bunu dile getiremiyorduk. Çünkü rektör yolsuzlukların dile getirilmesi halinde üzerimizde baskı kuracağını tahmin ediyorduk.

KADROMU VERMEDİ

Hüsrev Demirulus: Üniversitede sözleşmeli olarak görev yapıyorum. Yardımcı doçent kadromu alamadım mağdurum. Buna rağmen rektörün içine düştüğü duruma üzülüyorum. Bir üniversite rektörü bu duruma düşmemeliydi.

BASKI YAPARDI

Suphi Deniz: Yücel Aşkın rektör olduktan sonra kendisi gibi düşünmeyen insanlar üzerinde manevi bir baskı hep olagelmiştir. Cihazların alımında da bu usûlsüzlükleri dile getirmek isteyenlerin üzerinde rektörün tehdidi olabilir.

KEYFİ DAVRANDI

Mehmet Ülker: Ben lojman, kadro, derece konusunda Rektör Yücel Aşkın tarafından haksızlığa uğratıldım. Bu konuda İdare Mahkemesi'ne dava açtım kazandım. Aşkın'ın yaptığı işlemler tamamen keyfi ve hukuka aykırıydı. Benim uğraştığım husus maddi yolsuzluk değil, idari yolsuzluktur.

DEKANLARI SÜRDÜ

Muzaffer Kırış: Üniversitemizde bir çok akademisyen arkadaş, bunların içerisinde yıllarca dekanlık ve rektör yardımcılığı yapmış insanlar, başka üniversitelere sürgün edildi.

Akşam

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber