Diyabeti bitiren yöntem

Halk arasında yaşlılık şekeri olarak bilinen tip 2 diyabeti yüzde 90 oranında başarıyla tedavi eden Ileal interpozisyon yöntemini dünyada sekiz, Türkiye’de ise sadece bir cerrah yapıyor.

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 31 Mart 2013 13:08, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57
Diyabeti bitiren yöntem

Özlem Yurtçu

Halk arasında yaşlılık şekeri olarak bilinen tip 2 diyabeti yüzde 90 oranında başarıyla tedavi eden Ileal interpozisyon yöntemini dünyada sekiz, Türkiye'de ise sadece bir cerrah yapıyor.

ŞEKER hastalığının tedavisinde en büyük başarılardan biri de cerrahi teknikler. Özellikle tip 2 diyabet hastalarında yüz güldürücü sonuçlar veren 'Ileal interpozisyon' adlı tekniği Türkiye'de uygulayan tek isim ise Alman Hastanesi Genel Cerrahi uzmanı Doç. Dr. Alper Çelik. Türk tıp çevrelerinde tartışılan bu yeni cerrahi teknikten fayda gören hasta sayısı şimdiden yüzlerce kişiyi buldu. Tekniği dünyada uygulayan cerrah sayısı sekiz. Onlardan biri olan Doç. Dr. Çelik, 2.5 yılda 400'e yakın tip 2 diyabet hastasına bu ameliyatı yaptığını belirterek ameliyatla ilgili tüm detayları star'a anlattı:

HEDEF OBEZİTE DEĞİL

Brezilya'da 12 yıl önce uygulanan Ileal interpozisyon ameliyatını 2.5 yıl önce diyabeti tedavi eden yöntem olarak ülkemizde ilk kez yapmaya başladığında Doç. Dr. Alper Çelik, meslektaşları arasında 'zaten yapılan bir obezite önleyici ameliyatını yeni bir şeymiş gibi sunduğu' gerekçesiyle tepki aldı. Tekniği obezite için uygulamadığını dile getiren Doç. Dr. Alper Çelik, Türkiye'de sayısı 2 milyonu geçen diyabetlinin umut ışığı olan 'ileal interpozisyon' ameliyatının farkını şu sözlerle açıklıyor: 2010'dan beri 400'e yakın hastayı bu teknikle ameliyat ettim. Meslektaşlarımın yaptığı hata; Ileal interpozisyon ameliyatlarını obezite cerrahisi ile karıştırmaları. Bu teknik, başından beri tip 2 diyabet tedavisi için kullanılıyor. Bilim şunu diyor: Diyabetle mücadelede diyet, egzersiz, bilgilendirme, eğitim, yaşam tarzı değişikliklerinin ömrü 3 ayı geçmez. Bahsedilen yöntemlerle 3 yıl için kilo kontrolü sağlayıp bunu koruyan hastaların oranı yüzde 5'i bile bulmuyor. Ancak biz bu ameliyatlarda, 10 yıl için yüzde 90'ın üzerinde başarı sağlıyoruz.

Asıl hedefimiz hormon dengesizliği

OBEZİTEDEN dolayı diyabetiklerle çok ciddi kilo problemi olmayan şeker hastalarındaki tip 2 diyabetin birbirinden çok farklı hastalıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Alper Çelik, “Obezlerdeki tip 2 diyabet, kilo kaybı ile kontrol altına alınabilir. Ancak çok ciddi kilo problemi olmayan hastalarda temel sorun pankreas, oniki parmak bağırsağı ve ince bağırsaklardan salgılanan insülin direnç ve insülin duyarlılık hormonları arasındaki dengesizlik. İşte ileal interpozisyon, bu dengesizliği gidermek için kullanılanıyor. Hastalarımın çoğu 40'lı 50'li yaşlarda. Zaten 18-65 yaş arasını bu ameliyat için baz alıyoruz. Bizim hastalarımız, tüm ilaç, insülin ve diğer tedavilere rağmen şekeri kontrol altına alınamayan grup. İlaç, insülin, diyet ve egzersiz uygulanarak kan şekerinin kontrol altına alınabildiği hasta grubu zaten yüzde 50'nin altında. Bu nedenle benim hedefim obezite olamaz” diyor.

Hormonlara neşterli müdahale

Ameliyatta, insülin direncine sebep olan hormonların salgılandığı organlar ve ilgili bölgelere laparoskopik olarak müdahale ettiklerini anlatan Doç. Dr. Alper Çelik, “İnsülin direnci geliştiren hormonları susturup insülin duyarlılığı oluşturan hormonları aktive etmiş oluyoruz. Böylece herhangi bir ilaca gerek kalmadan hastalık iyileşiyor” diyor. Doç. Dr. Çelik, sözlerini şöyle sürdürüyor: İddia edildiği gibi gastrik by-pass ameliyatı değil bu. Kontrol edilmesi en güç ağır organ hasarları ve komplikasyonlarla giden bir hastalık tip 2 diyabet. Bunlar sanıldığı gibi morbid obez hastalar değil, ciddi kilo problemi olmayan bireyler. Ayak ülseri, göz hasarı, diyaliz tedavileri bu hastalarda görülür.

Hasta kendiliğinden diyete giriyor

Ameliyat kimlere uygulanabiliyor? Doç. Dr. Alper Çelik bu soruya şöyle yanıt veriyor: Tip 2 diyabet hastası, 18-65 yaş arasındakilere uygulanıyor. En az 3 yıllık diyabet hastası olup tedavilere rağmen kan şekeri kontrolü sağlayamaması veya organ hasarı yaşaması gerek. Vücut insülin üretmesi ve buna belli oranda aktivite olması lazım. Kilonun önemi yok. Bu tekniğe ait yayınlanmış 8 yıllık sonuçları biliyoruz. Hastaların yüzde 90'ından fazlasında ameliyattan sonraki ilk 8 yıllık dönem boyunca kan şekeri düzeyleri normal ölçülmüştür. Ameliyattan sonra hastanın yemeğe bakış açısı değişiyor. Hamurişi yemek istemiyorlar çünkü iştah hormonlarını üreten kısma da müdahale etmiş oluyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber