Neden ne yediğinizi bilmelisiniz!

Araştırmalar dönemsel diyetlerle kilo veren 10 kişiden 9’unun en az eskisi kadar kilo aldığını gösteriyor. Psikologlara göre kilo kontrolünde yeme davranışını tetikleyen ihtiyaçların anlaşılması çok önemli.

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 14 Haziran 2013 15:23, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57
Neden ne yediğinizi bilmelisiniz!

Yaz geldi, herkes çeşitli diyetlere başvuruyor. Bir an önce kilo verebilmek için ağır egzersiz ve diyetler yapılıyor. Ancak araştırmalara göre, dönemsel diyetlerle kilo veren 10 kişiden 9'u tekrar kilo alıyor. Diyet ve eggzersiz programlarının etkili olabileceğini söyleyen Klinik Psikolog Beril Yardımcı, “Ama sonuçta insanın dönüp kendine bakması önemli. Kilo sorununun çoğu kez duygusal sıkıntılar, ilişki sorunları ve sınır koyma zorlukları ile el ele gidiyor. Kişinin değişime sadece kilo üzerinden odaklanması yeterli olmuyor, kendine ancak bir bütün olarak yaklaştığında kalıcı dönüşüm sağlanır. Bunun için yeme davranışını tetikleyen ihtiyaçların anlaşılması önemli. Kişi yemekle ve bedeniyle ilişkisini daha derin bir düzeyde anladığında bu dönüşüm mümkün olabiliyor” diyor.

Beslenmenin bir davranış olduğunu, yeme alışkanlıklarının arkasında düşüncelerin, duyguların ve ilişkilerle ilgili etkenlerin bulunduğunu belirten Yardımcı, “Psikolojik destek sürecinde, kişinin bu etkenlerin farkına varması ve yemenin ardındaki ihtiyaca hizmet edecek şekilde seçimler yapması desteklenir. Örneğin günde yaklaşık 50-60 defa yiyecek seçeriz, ancak bunu otomatik bir şekilde, geçmişten getirdiğimiz alışkanlıklarımız doğrultusunda yaparız. Farkındalık geliştirmek ve yeni alışkanlıklar edinmek gelişen kaslar gibidir. Odaklanmak, emek vermek, üzerinde çalışmak gerekir” diye konuşuyor.

'PSİKOLOJİK BOYUT ÖNEMSENMİYOR'

“Obezite sorununun medikal sonuçları oldukça detaylı olarak incelenmiştir ancak psikolojik sonuçları hakkındaki tablo daha muğlaktır” ifadesini kullanana Yardımcı, neden-sonuç ilişkisinden ziyade kilo sorununun bir risk faktörü olarak ele alınması gerektiğini söylüyor: “Düşen hayat kalitesi, depresif duygulanım, olumsuz beden algısı, sosyal geri çekilme gözlemlenen sıkıntılar arasındadır. Fazla kilo ve obezite durumuyla tetiklenen psikolojik sıkıntıların zemininde sosyolojik etkenler yatar. Toplumsal olarak bakıldığında, kilo sorunu diğer sıkıntılar gibi saklanamaz, bazı önyargıları tetikleyebilir. Üzerinde konuşulamayan veya zor konuşulan bir konu haline gelebilir. Bu durum sosyal desteği azaltıp kişinin yardım arayışını geciktirebilir. Bu yüzden birçok rahatsızlıkta olduğu gibi, bu konuda da bilinçlendirme çalışmaları çok değerli.”

'CERRAH, DİYETİSYEN VE PSİKOLOG BİRLİKTE ÇALIŞMALI'

Klinik Psikolog Beril Yardımcı'ya göre, özellikle cerrahi obezite tedavisinde psikolojik boyutun önemsenmesi, tedavinin uzun vadede daha etkin seyretmesini destekliyor. Yardımcı, “Arkada yatan duygusal konular üzerinde çalışmak, yeme bozuklukları varsa onların tedavi edilmesi süreç için önemli” diyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber