Üstün Yetenekli Çocuklar Çalıştayı

TBMM Üstün Yetenekli Çocukları Araştırma Komisyonu Başkanı İncekara: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çocuğun ruh ve beden beslenmesinde taraf olmalı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Haziran 2013 19:17, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

TBMM Üstün Yetenekli Çocukları Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Halide İncekara, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, çocuğun ruh ve beden beslenmesinde taraf olması gerektiğini söyledi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından düzenlenen "Üstün Yetenekli Çocuklar Çalıştayı"nda katılan İncekara, sözlerine Taksim Gezi Parkı'na ilişkin, "Sabah altıya kadar süren toplantılar, çalışmalar ve sanatçılarla görüşmeler olumlu sonuçlandı. Bugün de inşallah karşılıklı uzlaşma içerisinde çocuklarımız evlerine gidecekler. Mahkeme kararının sonucu beklenecek. Karar sonucunda her halükarda halkın bilgisine ve inancına başvurulacak. Onun için ben burada diyaloğun ve Türkiye'nin kazandığını düşünüyorum" diyerek başladı.

Kendi siyaset alanını sadece çocuk ve gençlerle sınırlandırdığını belirten İncekara, Cumhuriyet tarihinde ilk kez çocuk komisyonu kurulduğunu kaydetti.

İncekara, kendini ifade edebilen, spor, müzik ve yetenek alanlarında ilgili çocuklarda suç ve şiddet eğiliminin çok düşük olduğunun tespit ettiklerini belirterek, bunlardan uzaklaşan çocukların kendini ifade edebilmek için şiddet alanlarını seçtiğini ve yeni bir metod olmadığı için çocukların eski usullerle ayıplarla, kulak çekmelerle geçiştirilen hatalarının suç olarak karşılarına çıktığını ve kendilerini ya karakolda ya da hapishanelerde bulduklarını söyledi.

-"Sağlık Bakanlığı çocukların gelişmelerini yönlendirecek ve yeteneklerini takip edecek"

Akademisyenlerin ortak görüşünün çocuğun kişiliğinin yüzde 70'inin 7 yaşına kadar oluştuğunu kaydeden İncekara, iki yaşına kadar çocuğun beden sağlığıyla alakalı herşeyi takip etmesinin yanı sıra, çocukların zihinsel ve yetenek gelişimlerini takip etmek için Sağlık Bakanlığının gerekli organlarını kurmalarını ve çocukların gelişmelerini yönlendirecek ve yeteneklerini takip edecek oyuncak tanımlarına kadar, aileler için önemli bir aktör olabilmelerini önerdi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından da çocuğun okula gidinceye kadar, aile eğitimleri ve rehberlikle giderilmesini öneren İncekara, şunları dile getirdi:

"Çocuklarımızın sadece bedenlerine taciz olmuyor, ruhlarına da eğitimlerine de taciz oluyor. Hayatlarından çalınan her şeyin tarafıdır Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı. Sadece kendi kurumlarındaki çocuklarla sınırlı değil sorumlulukları. Okula gidene kadar çocuk eksik besleniyorsa aileden alınabiliyor. Ya para veriyor doğru besliyorsunuz ya da çocuğu alıp 'ver ben bakayım' diyorsunuz. Aynı şey çocuğun ruh ve zihinsel dünyası için de geçerli olmalıdır. Devreye gireceksiniz ve çocuğun ruh ve beden beslenmesinde taraf olacaksınız. Okullara gelecek olursak akıllı tahtaları sınıflara sokmak yeterli değildir ve çocuklara rehberlik edecek, gözüne bakınca acısı varsa anlayacaksınız."

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Zahteroğulları ise üstün yetenekli çocuklara okul çağına kadar ve okul çağından sonra neler yapılacağı, kişinin topluma entegrasyonu, dışlanmaması ve bireyin nasıl aktif olması gerektiği konularının Bakanlıkça işlendiğini belirtti.

"Biz bakanlık olarak konunun yaşayanlarıyla, bu konudaki uzmanlarla, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerle bire bir üstün yetenekli olanlarla ilgili çalıştaylar ve istişareler yapıyoruz" diyen Zahteroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz hep Avrupa'nın en genç nüfusuna sahibiz diye övünüyoruz. Ancak bu genç potansiyeli iyi yetişmiş ve eğitilmiş olursa iyi bir güç ifade eder. Eğitim veremezsek, istihdam sağlayamazsak sorun olarak karşımıza çıkar. Üstün yetenekliler Allah'ın ayrı bir lutfudur. Yetenek ve çabayı da içine alan istidatları eğitmeyi ve yönlendirmeyi daha başaramamışken, öbür taraftan da bu fırsatı da kaçırmamalıyız. Amerika ve İngiltere gibi gelişmiş ülkeler bir taraftan kendi yeteneklerini keşfedip geliştirmeye çalışırken, öbür taraftan dünyanın başka coğrafyalarında yetişen üstün yeteneklileri de ülkelerine kazandırmak için çok büyük çaba sarf ediyor ve burs imkanları sağlıyor. Bunun artık bizim ülkemizde devlet politikası olma zamanı çoktan geldi. Bu çerçevede geç de olsa bir takım çalışmalar yapıldı. Çocukların sadece eğitim çağına gelince eğitime başlanmaması, çocuk doğduğu andan itibaren ailenin çocuğu keşfetmesi ve buna göre yönlendirilmesi gerekir. Aile de ne yapacağını bilemeyebilir."

Prof. Dr. Prof. Dr. Ahmet Yıldız da ilkokul öğretmeninin kendisini keşfettiğini belirterek, küçük yaşlarda bilim adamı olma hayalini kurduğunu anlattı.

Üstün yetenekli çocukların neyi ne için bildiklerini öğrendiklerini küçük yaşlarda bilirlerse, orjinal şeyler üretebileceklerini savunan Yıldız, "Türk eğitim sisteminde analitik düşünmeyi öğretebilirsek, bilimde etkin olacağımıza inanıyorum" dedi. Yıldız, üstün yetenekli çocuklara toplumdan farklı olmadığını ve olimpiyatlarda başarı gösteren çocukların "Dereceli sendromu"ndan kurtarmak ve çocukları etiketlememek gerektiğini aktardı.

Etkinlikte konuşan Handan Özcan Yakar ve Atalay Demirci de deneyimlerini paylaştı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber