Seçimler var diye ilave adım atmayız

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Biz ne yapılması gerekiyorsa normal dönemde yapıyoruz, sırf seçimler var diye ilave adım atmayız" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Eylül 2013 15:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Seçimler var diye ilave adım atmayız

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Anadolu Ajansı'nın (AA) resmi iletişim sponsoru olduğu 4. İstanbul Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, kişi başına milli gelire satın alma gücü paritesiyle bakıldığında 2002 yılında 8 bin 700 dolardan, bugün 18 bin 200'e çıktığını belirterek, son 10 yıllık dönemde Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle arayı hızlı kapattığını kaydetti.

Geçmişte böyle hızlı ara kapatma döneminin yok denilecek kadar az olduğunu ifade eden Şimşek, "Dolar cinsinden Türkiye'nin iddialı hedefleri var. Son 10 yıl içerisinde cari dolar kuruyla Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıktı. 1998'de de 200 milyar dolarmış. Yaklaşık 3 katlık bir artış ciddi başarıdır. Türkiye, satın alma gücü paritesiyle Avrupa'da 6. büyük ekonomi, dünyada 16. büyük ekonomi, hedef Avrupa'da ilk 2-3, dünyada ise ilk 10'dur" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Şimşek, 1923-2002 dönemine bakıldığında Türkiye'nin yüzde 4,5 büyüdüğünün görüldüğünü, 1990'lı yıllarına bakıldığında bu oranın yüzde 3'e kadar düştüğünü anlatarak, "Son 10 yıl içerisinde, son 60 yılın en büyük küresel krizine rağmen Türkiye yüzde 5,1 büyümüş" diye konuştu.

"Bütçe açığı yüzde 1,4'ün altında kalacak"

Bütün mesele potansiyel büyümeyi daha da yukarı çekebilmek olduğunu belirten Şimşek, 2014-2018 yılına ilişkin yüzde 5,5 ortalama büyüme hedeflendiğini, bunun dünya ekonomisinin küresel krizden toparlanması varsayımına dayandığını kaydetti.

Şimşek, sürdürülebilir büyüme için kısa vadede muhtemelen öngördükleri potansiyel büyümenin bir miktar altında gidileceğini ifade ederek, "Geçmişte yaşanan büyük iniş ve çıkışların artık yaşanmayacağı şeklinde bakıyoruz" dedi.

Türkiye'nin 2007'den bu yana 4,7 milyon kişiye istihdam yarattığına işaret eden Şimşek, "Kısa ve orta vadeli perspektif ile baktığımızda bütçe açığımızın düşük, kamu borcunun düşük ve düşüyor olması, bankacılık sektörünün sağlam, hane halkı borcunun nispeten düşük, şirketlerin borcunun makul, ihracat piyasalarının çeşitlendirilmiş ve esnek kur sisteminin olması, büyümeyi destekleyici ve şoklara karşı Türkiye'yi daha dirençli kılan faktörlerdir" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Şimşek, "Bu sene bütçe açığı yüzde 1,4'ün altında bekleniyorsa da muhtemelen bunun çok altında kalacak. İlk 8 ayda bütçemiz mütevazi olsa da fazla verdi. Ama yılın son döneminde bir miktar açık olacak ama açık hedefin altında kalacak" dedi.

"Türkiye uçurumun eşiğinden döndü"

Bazı analist ve kuruluşların seçimleri anımsattığını ifade eden Şimşek, "Son 10 yılda kaç tane seçim olmuş, seçimin arifesinde ne tür popülist politikalar uygulanmış bir baksınlar. Biz ne yapılması gerekiyorsa normal dönemde yapıyoruz, sırf seçimler var diye ilave adım atmayız. 2015 yılına kadar işçi ve memurlarla gerekli toplu sözleşmeler yapıldı, alt yapı yatırımları planlandığı gibi yapılıyor, sosyal harcamalar noktasında da alınabilecek inisiyatiflerin çoğu alınmış durumdadır.

Daha önce kamu borç stokunun milli gelire oranında Türkiye uçurumun eşiğindeydi. 10 yıl önce 'Türkiye bu borcu ödeyemez' şeklinde algı vardı ve bu doğru bir yaklaşımdı. Siyasi istikrar, güçlü reform ve mali disiplinlerle Türkiye uçurumun eşiğinden bu noktaya geldi. Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire oranı birçok gelişmekte olan ülkenin çok altındadır. Bizim öngörümüz bu sene brüt kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 35 olacağı, gelecek sene yüzde 33'e düşecek."

"Hane halkının bilançosunda tahribat söz konusu değil"

Mehmet Şimşek, bankacılık sektörünün aktif yapısında en ufak sorun olmadığına dikkati çekerek, "Sermaye yeterlilik oranı bilançodaki bu kadar genişlemeye, kredilerdeki bu kadar büyümeye rağmen halen yüzde 16 civarında. Yüzde 16 demek uluslararası standartlara göre sermaye yeterlilik oranının iki katı sermayeye sahip olmak demektir" dedi.

Hane halkının çok borçlandığına dair gazetelerde haberler çıktığını anımsatan Şimşek, "Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında, Türkiye'de hane halkının borcunun milli gelire oranı AB ortalamasının 3'te 1'i düzeyinde dahi değil. Ama Türkiye'de asgari ücret AB üye ülkelerinin 10'undan daha yüksek. Hane halkının döviz borcu yok. Yani hane halkının bilançosunda herhangi bir tahribat söz konusu değil" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber