HSYK 'koordine hakim' iddialarıyla ilgili inceleme başlattı

HSYK 'koordine hâkim' iddialarıyla ilgili inceleme başlattı. HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, "Mahkemeye kod isim gönderilmez" diye konuştu.

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 23 Kasım 2013 09:18, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00
HSYK 'koordine hakim' iddialarıyla ilgili inceleme başlattı

MİT'in Ekim 2008'den Aralık 2009'a kadar Taraf gazetesi yazarlarını başka isimlerle dinlemesi ve bu eylemi savunurken "gizli servsi faaliyetlerinin - doğası gereği- gizli yürütülmesinin zorunlu olduğunu bilen/takdir eden hakimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde tatbik ettik" değerlendirmesini yapmasına hakim ve savcıların üst kuruluşu HSYK'dan itiraz geldi. HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, "MİT de olsa mahkemeden bilgi saklayamaz. Gerçek isimler saklanıp mahkemeye doğrudan kod isim gönderilmesi olmaz" değerlendirmesini yaptı. HSYK, söz konusu olayla ilgili inceleme başlatırken, MİT'in söz konusu isimleri mahkemeye bildirmeden, doğrudan kod isimlerle dinleme izni aldığı öğrenildi.

MİT'in 'kod isim' savunması

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın İstanbul Bölge Başkanlığı'nda çalışan görevliler ile ilgili soruşturma izni verilmemesini istediği yazısında, en çok şu bölüm dikkati çekti: "Savcılık makamının sahte kod isimler üretildiğini, mahkemelerin sahte belgelerle aldatıldığını, sahtecilik nedeniyle Milli İstihbarat Teşkilatı'nın toplumsal imajında olumsuz etkiler meydana geldiğini ileri sürmesinin temel dayanağını, mahkemelere sunulan talep yazılarındaki kod isimlerin oluşturduğunun anlaşıldığı, kod isim uygulamasının, Başbakan imzasıyla yürürlüğe giren MİT'in kuruluş, Görev, Yetki ve Sorumlulukları Yönetmeliğinin ilgili maddelerinde ifadesini bulan 'görevle ilgili çalışmalarda gizli faaliyet usul, prensip ve tekniklerin kullanılabileceği' hükmüne dayandığı, mahkemeleri aldatma kastı olmadığı gibi aksine, gizli servi faaliyetlerinin -doğası gereği- gizli yürütülmesinin zorunlu olduğunu bilen/takdir eden hakimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde tatbik edildiğinin anlaşıldığı, bunların kod isim olduğunun zaten talep yazılarında ve mahkeme kararlarında açıkça belirtildiği, dolayısıyla resmi evrakta sahtecilikten de söz edilemeyeceğinin değerlendirildiği..."

Mevzuata göre numara ve isim örtüşmeli

İletişimin tespiti konusundaki mevzuat, dinleme işleminin her durumunda mahkemelerin izni ile yapılacağı hükmünü içeriyor. Bu da (acil durumlarda MİT Müsteşarı'nın bir gün geçerli olacak onayı dışında) her iletişimin tespiti/dinleme kararının hakim imzası ile alınabileceği anlamına geliyor. Haliyle, iletişimin tespiti/dinleme faaliyetlerini tek elde toplayan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) mahkeme kararı olmaksızın hiçbir kuruma hizmet vermiyor. TİB'in ikincil mevzuatında ve uygulamalarında bir dinleme talebinde olması gerekenler de çok net bir şekilde belirtiliyor. Dinlenen şahısların isimleri ve atılı suçlamalara ilişkin ceza maddeleri de bu detaylar arasında yer alıyor. Mevzuat gereği, mahkeme başkanlarının telefon ya da IMEI numaralarının söz konusu isimler tarafından kullanıldığının araştırılmasını istemesi de gerekiyor. Ancak birçok mahkeme gelen talepleri doğrudan imzaladığından bazen yargıçlar, kendi telefonlarının dinlenmesine ilişkin kararları bile onaylayabiliyor (Böyle bir olay İzmir 'de yaşandı).

"İsimler saklanamaz"

Mevzuat bu kadar açıkken, MİT'in mahkemeden gerçek isimleri saklaması imkansız. Bu bilgiyi dün konuştuğum HSYK 1. Dairesi Başkanı İbrahim Okur da doğruladı. Olay kendilerinden önce olduğu için konunun detaylarını bilmediğinin altını çizen Okur şöyle konuştu: "Dosyayı bilmemiz lazım. Kararı kim verdi, neye dayandırdı? Bu nedenle konunun incelenmesini istedim. O isimleri mahkemeye bildirdiler de mahkeme mi kod isimlerle kapattı, yoksa kod isimlerle doğrudan mı gönderdiler? Bunlar önemli detaylar. MİT de olsa mahkemeden isim saklanamaz. O nedenle doğrudan kod isimlerin gönderildiğine dair ihtimalin olmaması lazım. Bunların tespitinden sonra daha sağlıklı değerlendirme yapabiliriz..."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber