11 yılda 11 bin öğretmen istifa etti

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Aralık 2013 10:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
11 yılda 11 bin öğretmen istifa etti

MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu TBMM bütçe görüşmelerinde MEB'in bütçesi üzerinde konuşma yaptı.

Hükümetin 2014 yılı için MEB'e ayırdığı bütçenin büyük bir bölümü, yaklaşık 39 milyar TL'si (yaklaşık %70'ni) sadece personel giderleri için ayrılmıştır. Yatırıma, eğitimin geliştirilmesine ve planlamasına yeterince kaynak ayrılmamıştır. Bütçenin kalan kısmıyla altyapı sorunları, personel ve öğretmen açıklarını çözmek 2014 yılı için mümkün görünmemektedir.

ÖĞRETMEN MAAŞLARI ve ÇALIŞMA SÜRELERİ

Bu sorunları çözmek bir yana acaba eğitim sektörünün itici gücü ve lokomotifi olan öğretmenlere ödenen ve MEB bütçesinin %70'ini oluşturan personel ödemeleri ne kadar tatminkardır ve günümüz hayat standartlarını karşılamada ne kadar yeterlidir? Biraz bunları irdeleyelim.

11yıllık AKP iktidarı döneminde öğretmenlik mesleği hiçbir dönemde olmadığı kadar itibar kaybetmiştir.

. 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşından yüzde 100 daha fazla maaş alan öğretmen, bugün en düşük devlet memuru maaşını almaktadır.

. 10 yıl önce lise mezunu bir polis memurundan yüzde 4 daha az maaş alan öğretmen, bugün yüzde 22 daha az maaş almaktadır.

1930-2013 Yıllarında Öğretmenlerin Alım Gücü

YIL ÖĞRETMEN MAAŞLARI (TL) ÇEYREK ALTIN MİKTARI
1930 90 97,82
2002 470 20,01
2013 1894 11,55

Sayın Başbakan'ın 2014 Bütçe Açılış konuşmasındaki simit açılımını biz de yıllara göre öğretmen maaşları üzerinde yapmak istedik. Elde ettiğimiz sonuçların öğretmenler açısından üzüntü verici olduğu görülmektedir. Sayın Başbakan'ın simit hesabı üç öğün üzerinden 5 kişilik öğretmen ailesine uygulandığında tablo şu şekildedir;

2002 2013 Artış%
Simit Fiyatı 20 Kuruş 1 TL %400
Çay Fiyatı 10 Kuruş 1 TL %900
Öğretmen Maaşı 470 TL 1894 %303

. Çay için verecekleri para 2002 yılında 45 lira iken, 2013 yılında 450liradır.

. Simit için verecekleri para 2002 yılında 90 lira iken, 2013 yılında 450liradır.

. 2002 yılında simit+çay parası bir öğretmen maaşının %28'i ederken, 2013 yılında simit+çay parası bir öğretmen maaşının %48'i etmektedir.

Sayın Başbakan ile bizim yaptığımız hesap birbirini tutmamaktadır. Acaba Sayın Başbakan simit hesabını yaparken akşam pazarı olarak 3 simit 1 liraya satılan simitler üzerinden mi yaptı merak ediyoruz. Bir de sormak istiyoruz; Neden hep simit yemek zorunda asgari ücretliler?

OECD ülkelerinde yıllık 1675 saat, Türkiye'de ise yıllık zorunlu çalışma süresi 1816saat olan ve günümüzde hala birleştirilmiş sınıflarda yaklaşık 257bin öğrenciye eğitim veren öğretmenlerin mesleklerine yönelik görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Türk Eğitim-Sen tarafından yapılan bir ankete göre;

. Öğretmenlerin Yüzde97'si mesleklerinin itibar kaybına uğradığını görüşünde.

. Yüzde 32'siöğrenci ya da veli şiddetine maruz kaldığını

. Yüzde 67'si Tükenmişlik sendromuna yakalandığını belirtmektedir.

. Yaklaşık Yüzde80'i aylık 1/2 kg ile 2 kg arasında et tüketebildiklerini belirtmektedir.

. Yüzde 82.1'içocuğuna ekonomik ve sosyal olarak iyi imkanlar sunduğunu/sunabileceğini düşünmüyor.

Ayrıca Sinema, Tiyatro, Konser, Sergi vb. Sosyal-kültürel etkinliklere öğretmenlerin%80'i "ayırabileceğim bir bütçem yok" diyerek katılamamaktadır. Bir öğretmen sosyal-kültürel etkinliklere gidemiyor. Çocuğu nasıl gidecek? Öğrencileri nasıl değerlendirecek? Üniversite sınavlarını merkezi sınav haline getirip, sosyal etkinliklerdeki başarılarını da üniversiteye yerleştirmede değerlendirmeyi düşünüyorsunuz. Hem zorunluluk var, hem yoksulluk.

Sayın Başbakan 2003 yılında, ''İstiyoruz ki benim öğretmenim, çarşıda, pazarda mendil satarak kendi maişetini temin etmesin. Öğretmenim, 'bu ay kirayı nasıl ödeyeceğim veya bu akşam eve gıda olarak ne götüreceğim' bunu düşünmek zorunda kaldı. Bunu gidermenin, bunu ortadan kaldırmanın gayreti içerisindeyiz'' derken, Acaba Sayın Başbakan öğretmenlerin 11 yıllık kendi iktidarları süresince hala aynı düşünce ve kaygı içinde olduklarının farkında mıdır?

Sayın Başbakan, gelecek nesillerin en çok öğretmenleri hayırla yad edeceğini ifade ederken, Öğretmenlerin en çok hakarete kendi iktidarları döneminde maruz kaldıklarının farkında mıdır?

Yine Sayın Başbakan, 2003 yılında öğretmenlere hediye ettiği saatlerin hala 11 yıl öncesini gösterdiğinin de farkında mıdır?

ATANAMAYAN ve ÜCRETLİ ÖĞRETMENLER

Ülkemiz, öğretmenlerin sorunlarının yanında, bir de atanamayan öğretmen adayları gerçeği ile yüz yüzedir. Sayın Bakan'ın 22 Kasımdaki atama bekleyen 300bin adayın varlığından bahsederken, Eğitim sektörünün ihtiyacının 127bin olduğunu ifade etmiştir.Ayrıca, istihdam edilen ücretli öğretmen sayısı da 39bindir.

. Eğitim fakültelerinin sayısı son 10 yılda Yüzde 54 artarak 97'ye yükseldi. Eğitim fakülteleri her yıl 40 bin mezun veriyor. Madem mezun öğretmen sayısı bu kadar fazla neden iktidara geldiğinizden itibaren eğitim fakülteleri açıp durdunuz! Plan, program yapmadınız!

. Öğretmenleri atamıyorsunuz, bari bu gençler için başka beceri alanları oluşturun ki hayatlarını idame ettirebilsinler...

. Ücretli öğretmen olarak alınan bireylerin kaçı ön lisans, kaçı lisans mezunudur?

. Formasyonları var mıdır?

. Ücretli öğretmenleri mevsimlik işçi gibi kullanmak hangi mantık anlayışına sığmaktadır?

. Acaba bazı ücretli öğretmenlerin terör örgütleriyle bağlantıları var mıdır?

. 11 yıllık iktidarınız döneminde 11 bin öğretmenin istifa ettiğini ve 133 bin öğretmenin de başka kurumlara geçtiğini biliyorsunuz. Acaba bunların nedenlerini araştırmak aklınıza geldi mi?

. Sayın Milli Eğitim Bakanı'nın Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada, öğretmen arz-talep projeksiyonları geliştirildiğinden bahsetmiştir. Eğer geliştirildiyse, neden bu kadar öğretmen açığı vardır? Seçmeli derslere neden öğretmen bulanamıyor? Şu anda bunlara cevap verebilir konumda olmanız gerekirdi.

Özellikle, Milliyetçi Hareket Partisi'nin verdiği önergeyle gündeme getirilen Peygamber Efendimizin Hayatı ve Kuran-ı Kerim veya Din Kültürü derslerini vermek için17bin öğretmene ihtiyacınız var. Bu açığı nasıl kapatmayı planlıyorsunuz. Çünkü İlahiyat Fakülteleri için formasyonu da kaldırmıştınız.

Ayrıca atanamayan öğretmenlerin de bu süreç içerisinde psikolojilerinin bozulduğu görülmektedir.

Hükümetin tutarsız politikaları, Bakanların ve Başbakanın birbirleriyle çelişen ifadeleri bu gençlerin psikolojisini bozmuştur. Hatta üzülerek belirtmek istiyorum ki bu gençler arasında intihar olaylarının 34'e ulaştığını da paylaşmak istiyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber