Arınç: Kimse kendini savcı yerine koymasın

Başbakan Yardımcısı Arınç, Soma'daki maden faciasına ilişkin, "Adli soruşturma başladı, bu konu yargının işi. Kimse kendini savcı yerine koyup iddianame tanzim etmeye kalkmasın" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 21 Mayıs 2014 22:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Arınç: Kimse kendini savcı yerine koymasın

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Soma'daki maden faciasıyla ilgili soruşturmaya ilişkin, "Bunu kamuoyunun önünde tartışmak, bilir, bilmez insanlarla bu anlaşılmayacak konulara girmek bence kafa karıştırmaktan öteye gitmez. Bir de adli yargılamayı etkilemeye hiç kimse teşebbüs etmesin. Yargı görüyor, ocaklar kapandı, kapılar örüldü, şimdi içinde bilirkişiler var, savcılar var, bir taraftan da olayla ilgili soruşturma süratli bir şekilde devam ediyor" dedi.

Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, "2002'den Soma faciasına kadar maden kazalarında 350 civarında madencinin, kişinin hayatını kaybettiği ortaya çıkıyor. Zonguldak'taki kazanın ardından Devlet Denetleme Kurulu'nun çok ciddi uyarılar içeren bir raporu var. Daha önceki kazalara rağmen gereken tedbirlerin Soma'ya kadar alınmamasını ihmal olarak değerlendiriyor musunuz? 301 kişinin hayatını kaybettiği kazayla ilgili zanlılar alt sınırı 2 yıl olan taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan yargılanıyor. Bu cezanın azlığının da sorumluları ihmale veya bu konuda gereken özeni göstermemeye sevk ediyor şeklinde yorumlar yapılıyor. Bu cezanın yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine Arınç, "1992'de Zonguldak Kozlu'da yaşanan faciadan daha fazla kardeşimizi kaybettik, o galiba 260 civarındaydı" dedi.

Türkiye'nin kömür madenlerinin bulunduğu bölgelerin ve kömür madenlerinin ayrı özellikleri olduğunu, bazılarında metan gazı sıkışması ya da patlaması olurken bazılarında da grizu olduğunu anlatan Arınç, "O bölgeyi çok iyi bildiğim için söylüyorum, burada özellikle kömür, çok kalorisi yüksek olan bir kömürdür, canlı bir kömürdür ve kendi içinde yanıp kızışabilecek türden bir kömürdür. Yani Zonguldak bölgesinde metan ağırlıklı eğer bir felaket olacaksa burada da başka sebeplerle olabilir. Önemli olan her bölgedeki kömür ocakları için bir genel kuralları koymak ve bulunması mutlaka gerekli olan alet, edevat, aparat, teknolojik imkanların bulunmasını temin etmek. Ayrıca o bölgenin hususiyetine uygun olarak da yeni bazı ilaveler yapmak" ifadelerini kullandı.

Devlet Denetleme Kurulu'nun raporunun olumlu olduğunu ve alınması gereken tedbirlerin tek tek sayıldığını dile getiren Arınç, şöyle devam etti:

"Meclis Araştırma Komisyonu raporu da bunları almıştır ve kanun çıkarken 2012'de, yani bunların hepsi 2012'den önceki bu raporların sonuç kısmından, tavsiyeler kısmından yararlanılmıştır. Bütün bunlar yararlanılmış olmasına rağmen, bu olayın meydana gelmiş olmasını biz araştırmak zorundayız. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen bir anlayışın sahibi olan bir hükümetiz biz. Nerede bir hata var, nerede bir eksik var bütün bunları bulacak ve bunları gidereceğiz. Var olmasına rağmen işletilmemiş olan kurallar, göstermelik yapılan teftişler, şunlar, bunlar, bazı hayatını sağ kurtarabildiğimiz işçi arkadaşlarımızın, hepimizin dikkatini çekiyor, 'Şu yoktu, fazladan çalıştırılıyorduk, içeride şu şu imkanlardan mahkumduk' bütün bunların hepsi dikkate alınacaktır. Yasalarda olmasına rağmen işveren kullanmamış olabilir, başlarındaki amirler 'Bunu mutlaka kullanacaksın' dememiş olabilir. Kendileri bu imkanları o gün için ellerinden bırakmış olabilir, her şeyi dikkate almamız lazım. Her şeyi dikkate alarak eksiğimiz neyse onu göreceğiz ve bunun karşılığını mutlaka yapacağız."

Adli soruşturmanın başladığını ve bazı kişilerin de tutuklandığını söyleyen Arınç, "Bu konu tamamen yargının işi. Ama üzüldüğüm nokta şudur; gazeteci arkadaşlarımız haberciliği güzel yapıyorlar ama sınırı bir yerde bitirmek lazım. Hiç birisi kendisini savcı yerine koyup iddianame tanzim etmeye kalkmasın. Bu milletvekilleri için de geçerli. Kaç gündür izliyorum CHP'nin bir milletvekili, halkımızın acısına ortak olması bakımından örnek bir davranıştır ama Ceza Kanunu'nu aşarak, kendi konusu eczacılık olduğu halde iddianame tanzim etmeye kalkıyor" diye konuştu.

-"Savcı yanlış yaptıysa mahkeme düzeltir"

Kendisinin 25 yıldır avukatlık yaptığını hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:

"Savcı hangi iddianameyi tanzim ederse etsin, suçun hukuki vasfını mahkeme tayin eder. Siz yaralamaktan dava açarsınız, öldürmeye teşebbüsten mahkeme karar verir. Siz öldürmekten dava açarsınız mahkeme beraat kararı verir, yeterli delil elde edememiştir. Ama bu milletvekili arkadaşımız, Allah eksikliğini göstermesin ve bazı gazeteciler, bazı sendikacılar, bazı hukuki konularda söz söylememesi gereken insanlar 'o maddeden değil de bu maddeden, şu kapsamda değil de bu kapsamda' bırakın bunu savcı yapsın. Savcı yanlış yaptıysa mahkeme düzeltir. Nihayet bu herhalde önemli bir mahkemede yargılama konusu olacak. Sizin sorunuzda biraz bu kapsamda 'Aslında şu maddeden açılıyor ama şu maddeden açılırsa cezaları daha fazla olacak'. Olabilir, söylediğiniz doğru da olabilir ama bunu kamuoyunun önünde tartışmak, bilir, bilmez insanlarla bu anlaşılmayacak konulara girmek bence kafa karıştırmaktan öteye gitmez. Bir de adli yargılamayı etkilemeye hiç kimse teşebbüs etmesin. Yargı görüyor, ocaklar kapandı, kapılar örüldü, şimdi içinde bilirkişiler var, savcılar var, bir taraftan da olayla ilgili soruşturma süratli bir şekilde devam ediyor."

Türkiye'nin bu olay sebebiyle büyük bir dayanışma gösterdiğini anlatan Arınç, "Başta siyasetçiler, siyasi partilerin genel başkanlarına teşekkür ediyorum huzurlarınızda. Hepsi çok duyarlı davrandı. Hiçbirisi günlük politika malzemesi yapmadı, halkımızın acısını paylaştı" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ayrıca teşekkür ettiğini belirten Arınç, şöyle konuştu:

"Bazılarının yanlış anladığı bir şeyi yaptı, bence çok doğru, olay mahalline gitmedi. Şimdi bu tür olaylarda devlet ricali bir yere giderse, orada çalışanlar işlerini güçlerini bırakır onları ağırlamakla meşgul olur. Biz de giderken bunu düşünerek gidiyoruz ama gitmezseniz de 'Halkı acısıyla başbaşa bıraktı, duyarsız kaldı' diyebilirler. O yüzden asgari bizimle ilgilenecek azami işini yapacak bir tablo istiyoruz. Bahçeli Soma'nın merkezinde kaldı, sözlerini söyledi, başsağlığı diledi, kabristanı ziyaret etti ama 'Oraya gidersem insanları meşgul ederim, en iyisi gitmemek' dedi, bence çok takdir edilecek bir davranış."

-"Sosyal medyada bir kaç tane gevezenin işleri"

Hükümetin bütün gücüyle Soma'da çalıştığını dile getiren Başbakan Yardımcısı Arınç, şöyle devam etti:

"AFAD bütün gücüyle çalıştı, sivil toplum örgütleri, yani kurtarmayla ilgili olanlar çok güzel çalıştılar. Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, HDP'yi temsilen gelen milletvekillerimiz, olay sonrasında milli takımımız, Genelkurmay Başkanımız ve kuvvet komutanları... Şimdi de yedisinden yetmişine halkımızın büyük bir dayanışma göstermesini, 'Benim milletim ne güzel bir millet' diye alkışlamamız lazım. Bunun içerisinde bir kaç kişi, aslında onları da bahse konu etmemek lazım, bunu istismar etmiş, duygu sömürüsü yapmış, bunun altından hükümeti düşürmeye kalkmış vesaire... Bunlar sosyal medyada bir kaç tane gevezenin işleri ama ulusal medyada, görsel medyada hamdolsun ki Türkiye'nin bütünlüğünü bozacak ve bu işten siyasi bir rant çıkaracak haberler yapılmadı, bunları tebrik etmemiz lazım."

-"Allah bir daha böyle bir acıyı göstermesin"

Bütün dünyanın Türkiye ile acıyı paylaştığını belirten Bülent Arınç, ABD Başkanı Obama'nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü aradığını, Rusya Devlet Başkanı Putin'in de Başbakan Erdoğan'ı aradığını, bazı ülkelerin de büyükelçileri vasıtasıyla başsağlığı dileğinde bulunarak neler yapabileceklerini sorduklarını söyledi.

Arınç, şunları kaydetti:

"Bu Türkiye'nin gücünü gösteriyor, Türkiye'ye olan sevgiyi gösteriyor. Dolayısıyla o biraz önce arkadaşımızın sorduğu olayda yaşadığımız talihsizliği bir kenara koyarsak, o da işin belki doğasında var. Yani bir kısım insanlar acıları sebebiyle, bir kısım insanlar durumdan vazife çıkarmak için, bir kısım insanlar içindeki hıncı boşaltmak için protesto gösterisi yapabilirler. Saldırı olmadıkça, bu söylediklerinden dolayı kimsede ağır bir işlem yapılmasına gönlümüz razı olmaz.

Türk milleti büyük bir dayanışma gösterdi, örnek bir beraberlik gösterdi. Bunlar siyasetçiler, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, bakınız görüşmeler iki günden beri yapılıyor, kavga etmeden, birbirlerini açıkça suçlamadan. Biz her türlü eleştiriyi göğüsleyerek bir araştırma komisyonunun kurulmasını istiyoruz. Allah bir daha böyle bir acıyı göstermesin. Benim orada gördüğüm, ölenlerin yakınlarının büyük bir teslimiyet içerisinde, büyük bir tevekkül içerisinde, devletlerine bağlılığını, milletlerine olan beraberliğini gösterdiği şeklindedir. Biz de onları mahçup etmeyeceğiz. Eşlerini, çocuklarını, annelerini, babalarını, geleceklerini teminat altına alacak, yasal düzenlemeleri yapacağız ve bundan sonra böyle bir olayın küçük ölçekte bile yaşanmaması için madde planında bütün tedbirlerimizi alacağız."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber