Kemal Gürüz: Sezer'in Cumhurbaşkanı seçilmemesi için elimden gelen çabayı gösterdim
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başkanlığı döneminde yasakçı
uygulamalarıyla gündemden düşmeyen Kemal Gürüz, ilginç açıklamalarda bulundu.
Gürüz, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı olmaması için elinden
geleni yaptığını itiraf etti. Sezer'in Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş
yıldönümünde başkan sıfatıyla yaptığı konuşmada ?Yasaklanmış dil olamaz' ve ?YÖK
Kanunu fikir özgürlüğüne aykırı hükümler arasında yer alıyor.' yönündeki
ifadelerini yadırgadığını belirten Gürüz, ?Eğer ben Meclis'te olsaydım
cumhurbaşkanı olması için oy kullanmazdım. Olmaması için de uğraşırdım.? dedi.
Habertürk Televizyonu'nda önceki gece yayınlanan Basın Kulübü programına katılan
Gürüz, ?Yani siz YÖK başkanıyken Sezer cumhurbaşkanı seçilmesin diye lobi mi
yaptınız?' sorusunu ?Artık nasıl söylersiniz bilemem. Benim şahsi fikrimi
sordunuz, söylüyorum. Olmaması için uğraştım.? cevabını verdi. Gürüz,
gazeteci-yazar Faruk Mercan'ın ?Bu arada YÖK başkanının birtakım gizli
görevlerini de öğrenmiş oluyoruz.? sözleri üzerine ise ?Gizli görev olsa burada
söyler miyim? Size ben bunu açıkça söylüyorum. Özellikle söylüyorum, özellikle.?
diye konuştu.
YÖK eski Başkanı, kendisini iki dönem göreve atayan eski Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e ise övgüler yağdırdı. Demirel'in yanında ikinci eğitim dönemini
yaşadığını vurgulayan Gürüz, onunla her işe gidebileceğini söyledi. Gürüz, oyunu
ise CHP'ye verdiğini kaydetti. Kemal Gürüz, kendisini ?su katılmamış bir Türk
milliyetçisi' olarak tanımlarken, ?Müslüman mısınız?' sorusunu şöyle cevapladı:
?Türk'üm ve başka bir kimliğe de gerek duymuyorum.?
YÖK eski Başkanı, kendi döneminde üniversitelerde yapılan fişlemeleri ?teyakkuz'
diye tanımlarken, başörtüsü ve imam hatip liselerine yönelik yasakçı
uygulamaları ?çağdaş Türkiye'nin menfaatine' diyerek savundu. Gürüz, ?Yapılanlar
militancaysa militanca, fırsatım olsa yine yaparım. İmam hatip liseleri iyi
niyetlerle kurulmuş olabilir. Ama bugün geldiği noktaya bakmak lazım. Bakın çok
basit bir şey söyleyeceğim. Bir sınıfa giriyorsunuz. Bir tarafta kızlar
oturuyor, bir tarafta erkekler oturuyor. Kızlar tesettürlü. Böyle bir şey yok
dünyada.? ifadelerini kullandı.
Kemal Gürüz'e dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman ile yediği
yemek de soruldu. Bunda bir beis görmediğini dile getiren Gürüz, davetin Yalman
Paşa'dan geldiğini söyledi. Olayın nasıl geliştiğini şöyle anlattı: ?Sayın Aytaç
Yalman Paşa klasik müziğe çok meraklıydı. Tam da Osmanlı'da askerî müzikle
ilgili büyük bir konser tertiplenmişti. Sayın cumhurbaşkanı, bütün kuvvet
komutanları katıldı. Ona tekabül eden günlerde bir yerde karşılaştık. Dedi ki:
?Rektör arkadaşlarla filan bir yemek yesek de, şu konseri konuşsak herkes oraya
katılsa.' İşte yemek bundan ibaret. Devletin iki kurumu bir araya geldik.?
Üniversiteler hükümetle mücadele etmeli
AK Parti'ye karşı olduğunu belirten Kemal Gürüz, bu yüzden üniversitelerin
hükümetle mücadele etmesi gerektiğini hep savunduğunu itiraf etti. Bunun
demokrasinin içinde yasal bir hak olduğunu ileri süren Gürüz, hükümetle YÖK
reformu üzerine yaptıkları görüşmeleri de anlattı. İktidarın hazırladığı acil
eylem planında "YÖK demokrasinin önünde engeldir." cümlesinin yer aldığına
işaret eden Gürüz, dönemin Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'dan bu cümlelerin
kaldırılmasını istediğini açıkladı. Gürüz, şöyle devam etti: "Acil eylem
planından bu cümleyi çıkartın, nötr noktasından başlayalım. Mumcu da 'Tamam o
cümleler çıktı, zaten o yazı size yazılmamıştı.' dedi. Eve geldim, akşam
Abdüllatif Şener aradı. 'Hocam o lafları yok sayın. Zaten size yazılmış bir yazı
değil.' dedi. Ben dedim ki, o zaman bu laflarınızı bir kâğıda yazın, altına da
Abdüllatif Şener, diye imza atın, şu faks numarasına gönderin. Sizin sözünüz
senettir dedim. "Ben onu yazamam." dedi. Ben de o zaman sonuçlarına
katlanacaksınız dedim."
Fener Rum Patriği Bartholomeos'la Ruhban Okulu konusunda uzlaştık
YÖK eski Başkanı Kemal Gürüz, Fener Rum Patriği Bartholomeos'la Ankara'da
yaptıkları gizli görüşmenin içeriğini de anlattı. Buluşmada Ruhban Okulu
sorununu çözdüklerini savunan Gürüz, altı saatlik gizli görüşmede varılan
uzlaşmayı şöyle aktardı: ?Süleyman Demirel cumhurbaşkanı iken bana talimat
verdi; ?Bunu Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türklüğe en uygun şekilde gidin, halledin.'
diye. Ben Ankara'da Sayın Bartholomeos'la bir araya geldim. Ben tek başıma
gittim. Onun yanında avukatları filan vardı. 6 saat, çok uzun süren bir
toplantının sonunda, şu konuda bir görüş birliğine vardık: ?Bizim eğitim
sistemimiz içinde olacaktır bu. Türkiye'nin bir kurumu olacaktır. İstanbul
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mukayeseli dinler bölümünde Rum Ortodoks
anabilim dalı açılabilir. Buraya sınavla öğrenci girer. Yurtdışında da sınavlar
yapılır, yabancı öğrenci girer. Kılık kıyafet aynen bizdeki gibi olacaktır.
Bütün zorunlu dersler, Türk tarihi, Türkçe hepsi okutulacaktır. Heybeliada'daki
okulun kapısında da ?Türkiye Cumhuriyeti İstanbul Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Mukayeseli Dinler Bölümü Rum Ortodoks Anabilim Dalı Uygulama Araştırma
Merkezi' yazacaktır.?
Patrikhane'den yalanlama: Gürüz yanlış hatırlıyor, mutabakat yok Eski YÖK
Başkanı Kemal Gürüz'ün "Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması konusundaki
şartlarda Bartholomeos'la anlaştık." sözleri Fener Rum Patrikhanesi tarafından
yalanlandı. Patrikane'nin Hukuk Danışmanı Avukat Kezban Hatemi, "Böyle bir
görüşme yapıldı; fakat Patrik, üniversiteye bağlı bir bölüm olarak açılmasının
Ortodoks dini kurallarına ve akidelerine uygun olmadığını söyledi. Gürüz yanlış
hatırlıyor böyle bir mutabakat yok." dedi. Bartholomeos ve Gürüz'ün konu ile
ilgili görüşme yaptıklarını doğrulayan Hatemi, Bartholomeos'un üniversiteye
bağlı bir kürsü olarak açılmasını kabul etmediğini; fakat görüşmelerin
sürdürülmesini istediğini aktardı. Gürüz'ün bu cevap üzerine, "Ben sizinle
devlet adına pazarlık yapmaya gelmedim." şeklinde cevap verdiğini açıklayan
Avukat Kezban Hatemi, bu konuşmanın ardından o dönemde Marmara Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi dekanı olan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'ın Patrikhane'ye bir
yazı göndererek üniversiteye bağlı bir bölüm olarak açılmasını teklif ettiğini
anlattı. Avukat Hatemi, Patrikhane'nin yazıya cevap vermeye bile gerek
duymadığını ifade etti.
zaman