Abdullah Gül partiye hangi görevde dönecek?

AK Parti kulislerinden edindiği bilgilerle gündeme gelen Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Abdullah Gül'ün partiye normal üye olarak döneceğini yazdı.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 13 Ağustos 2014 13:57, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Abdullah Gül partiye hangi görevde dönecek?

Yol haritası

AK Parti kurulduğu günden beri hep dışarıya karşı mücadele etti.

Şimdi ilk kez içe dönük bir mücadele mi yaşayacak?

AK Parti kurulduğu günden bu yana kurultaylara hep tek adayla gitti.

Şimdi birkaç adaylı bir kongre sürecine mi tanıklık edeceğiz?

Sorular bunlar.

Bunlara iki soruyu da eklemezsek eksik olur?

1-'Partime döneceğim' diyen Cumhurbaşkanı Gül, hangi pozisyonda ve nasıl dönecek?

2-Başbakan kim olacak?

Bu soruların çengelini yukarıya asıp, AK Parti MKYK toplantısının perde arkasını aralamak istiyorum.

10 Ağustos seçimlerinin hemen ardından, Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında yapılan MKYK'da önemli mesajlar veriliyor.

Toplantıda sıcağı sıcağına seçim sonuçları değerlendiriliyor. Başbakan, 'Oy oranından memnunum' diyor.

Toplantıda, üç dönem kuralı gündeme geliyor. Yanlış anlaşılmasın, MKYK üyelerinden üç dönemin kaldırılması konusunda bir öneri gelmiyor. Daha önce yapılan bir MKYK toplantısında üç dönemin kaldırılması konusu gündeme gelmiş ancak oylanıp reddedilmişti. Bu kez gündeme getiren kişi Başbakan Erdoğan.

Başbakan konuşmasında üç dönem kuralına değiniyor: 'Biz bir yenilenme hareketiyiz arkadaşlar. Oyumuzu artırarak büyüyoruz. Yeni Türkiye diyoruz. Türkiye için yeni Türkiye'yi öneren bir hareket olarak içimizde de üç dönem kuralını işletmeliyiz'

Üç dönem kuralının değişmeyeceğine dair Başbakan'ın ağzından güçlü vurgular bunlar.

Toplantıda bazı üyeler, Cumhurbaşkanı Gül'ün 28 Ağustos'ta görevi devredeceğini hatırlatarak, kurultay tarihinin bir gün önce değil, bir gün sonra yani 29 Ağustos tarihine alınmasını öneriyorlar. Abdullah Gül'ün Çankaya'da olduğu bir sırada yapılan kongrenin yanlış anlaşılmalara meydan vereceğine dair endişelerini dile getiriyorlar. Bu öneri karşısında Başbakan'ın tavrı ne oluyor?

Dikkatli bir şekilde dinliyor, not alıyor ve 'Arkadaşlar öneriyi oylarınıza sunuyorum' diyor.

Oylamada kurultay tarihin değişmesi önerisi kabul edilmiyor ve 27 Ağustos'ta olağanüstü kurultaya gidilmesi teklifi oy birliği ile kabul ediliyor.

AK Parti kültürü bu. Önerdiği tarih kabul edilmeyen MKYK üyesi, Başbakan'ın teklif ettiği tarih önüne gelince karar defterini imzalıyor. AK Parti'ye yakışan da bu.

MKYK toplantısında Başbakanın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan söz alıyor.

AK Parti'nin liderinin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu, AK Parti'nin kendisine yeni bir lider aramayacağını söylüyor. Kongrede AK Parti'ye Genel Başkan seçileceğini anlatıyor.

Yalçın Akdoğan, Erdoğan'ın nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağına ışık tutacak bir analiz yapıyor. Çankaya'da sembolik Cumhurbaşkanlığı döneminin eski Türkiye'de kaldığını anlatıyor.

'Biz yeni Türkiye diyoruz. Yeni Türkiye'de Cumhurbaşkanı'nı halk seçti. Yeni Türkiye'nin Cumhurbaşkanı farklı olacak. Güçlü Cumhurbaşkanı olacak. Güçlü Cumhurbaşkanı ile uyumlu çalışabilecek bir Başbakan olacak' diyor.

Bu güçlü Cumhurbaşkanı-güçlü Başbakan noktasına Başbakan Erdoğan da değiniyor.

Emanetçi bir isim mi gelecek, sadece bakanlar kurulunu yöneten bir koordinatör Başbakan mı olacak şeklindeki analizlerin aksine Erdoğan, 'Genel Başkan ve Başbakan aynı kişi olacak. Güçlü bir Başbakan olacak' diyor. Kendisinden sonra AK Parti'nin başına kimin geçeceğinin konuşulduğu bir toplantıda Erdoğan, 'Partimizin birlik ve bütünlüğünü koruması çok önemli. Çünkü AK Parti'nin istikrarı demek, Türkiye'nin istikrarı demektir. Süreç uzadıkça çeşitli nifak tohumları atmak isteyenler olabilir. Bizim en önemli işimiz birlik ve bütünlüğümüzü korumaktır. Zayıf bir Başbakan'la olmaz. Güçlü Başbakan olmalı. Çünkü 2015'te meydanlara o çıkacak. Milletten o oy isteyecek. O nedenle güçlü Cumhurbaşkanı ve güçlü Başbakan olmalı' diye konuşuyor.

Burada Erdoğan'ın yol haritasına ışık tutacak birkaç noktaya dikkat çekmek istiyorum.

1-AK Parti'nin istikrarını Türkiye'nin istikrarı olarak gören Erdoğan, Çankaya'ya çıkarken dönüp arkama bakmam diye hareket etmiyor. Tam tersine kendisi henüz partisinin başındayken kongreyi yapıp, partiyi başarıya taşıyacak olan isimlere teslim etmek istiyor.

AK Parti'yi kuran, 9 kez başarıdan başarıya koşturan, bir kez olsun başarısızlık yaşatmayan, Türk halkının yüzde 52'sinin oyuna mazhar olmuş bir liderin en doğal hakkı olsa gerek.

2-Özal ANAP'ı, Demirel DYP'yi dizayn edemeden Çankaya'ya çıktılar. Bugün partilerinin yerinde yeller esiyor. Bu örneklerden dersler çıkaran Erdoğan ise partisini, Türkiye'nin geleceğinde var olacak şekilde dizayn ediyor. Çünkü Erdoğan iktidar partisindeki istikrarın Türkiye'nin istikrarı olduğunu çok iyi biliyor.

Şimdi yukarıdaki soruların çengelini indirelim.

AK Parti 27 Ağustos'taki kongreye nasıl gidecek? Şimdiye kadar olduğu gibi tek adayla.

Peki Cumhurbaşkanı Gül, partiye döndüğünde pozisyonu ne olacak?

Şimdilik AK Parti üyesi Abdullah Gül olarak dönecek.

Partime döneceğim, doğal olan budur AK Parti'nin B planı Abdullah Gül Abdullah Gül, eski Ak Parti'yi temsil ediyor

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber