Hekim ?adam gibi' giyinmeli, iyi beslenmeli

Haber Giriş : 02 Temmuz 2006 15:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hafta başı, İstanbul Tıp Fakültesi'nin mezuniyet töreni Atatürk Kültür Merkezi'nde yapıldı. Türkiye'nin her tarafından gelen aileler bu özel günde tüm salonu doldurmuşlardı.

Aileler ve öğrenciler değildi yalnızca heyecanlı olan. Onlara diplomalarını veren öğretim üyeleri için de çok özel ve anlamlı olan bu günde, 6 yıllık süreçte kızlarımızın çok daha başarılı olduğunu gördük. İlk onda yer alan erkek öğrenci sayısı sadece ikiydi. 354 genç hekim Hipokrat yeminiyle mesleklerine ilk adımı attı.

Yakın zamana kadar Datça, ulaşılması çok zor olan bir yerdi. Marmaris'ten sonra en az iki saat süren, çok keskin virajlarla ecel terleri döktüren, iki yanında uçurumların yer aldığı bir yolla gidilirdi. Bu nedenle uzun süre rahat bırakıldı. Çok özel meraklısı dışında gelen azdı. Ancak şimdi geniş yollar Datça'nın içine kadar ulaştığından, buraların tüketilmemiş hali sanırım çok uzun sürmeyecek. Ancak Knidos'a giden yol hâlâ eskisi gibi. Yola bir kez girince sonuna kadar gitmek zorundasınız. Yol o kadar dar ki, en fazla 20 kilometreyle gidebiliyor ve karşıdan bir araba gelmemesi için dua ediyorsunuz. Ancak Knidos'a vardığınızda bu işkenceye değdiğini anlıyorsunuz.

2500 YILLIK YEMİN

MÖ 5-6. yüzyıllarda büyük bir medeniyetin yer aldığı, tıbbın o devirdeki en önemli merkezlerinden biri olan Knidos, hemen karşısında yer alan Kos Adası ile akademik açıdan büyük bir çekişme halindeydi. Bu bölgenin en iyi bilinen ismi Hipokrat, Kos Adası'nda yaşamış ve öğrencilerini eğitmişti. Onunla ilişkilendirilen öğretilerin birkaç kişiye ait olup olmadığı tartışmalıdır. MÖ 4. yüzyılda Hipokratik yazılar İskenderiye'deki büyük kütüphanede toplandığında diğerlerinin de çalışmaları muhtemelen Hipokrat'a atfedilmiştir. Bu nedenle Hipokrat'tan bahsederken muhtemelen birkaç adamdan söz ediyor olabiliriz. Bu yazıtlarda, beden ve hastalıkla ilgili ayrıntılar Doğu tıbbı kadar etkileyici değilse de etik yani davranış konusunda çok etkileyici ayrıntılar vardır. Kimin tıp mesleğine girebileceği, hekimin nasıl görünmesi gerektiği, kendisini nasıl tanıtacağı ve hastayı nasıl rahatlatacağı gibi konularla uğraşılıyordu. Hekimin saygıdeğer bir görüntüsü olmalı, sağlıklı görünmeli, iyi beslenmeli ve fiziği uygun olmalıydı. Dahası hekim, kişisel temizliğine dikkat etmeli, ?adam gibi? giyinmeli ve zararsız kokuları içeren parfümler kullanmalıydı. Huysuz yaradılıştakilerin hem sağlıklı hem de hasta kişilere ulaşmasının güçlüğü vurgulanıyordu.

?Hipokrat Yemini? onun adıyla en bilinen dokümandır. Yüzyıllar boyunca tıp öğrencileri onun şartlarına yemin etmek için ayağa kalkmıştır. Ancak yemin, muhtemelen Hipokratik öğretilerin bir parçası değildir. Hipokrat'ın bazı prensipleri ve uygulamalarıyla da farklılıklar gösterir. Yeminin düşük ve doğum kontrol yasağına karşın, Hipokrat öğretilerinde düşük metodlarıyla ilgili bilgiler vardır.

Yemin Hipokrat'a ait olsun olmasın, Hipokratçı metodun ?her şeyi gözlemle, hastalıktan çok hastayı çalış, hastalık yoktur hasta vardır, dürüstçe değerlendir, doğaya yardım et, onunla uyumlu ol? ilkeleri günümüz tıbbının hâlâ referans kabul ettiği temel, 2500 yıldır değişmeyen evrensel ilkelerdir.

Son sözler de Hipokrat'a ait: ?Hayat kısa ve sanat uzundur. Doğru zaman bir andır. Tedavi belirsiz, kriz üzücüdür. Hekimin hastaya sadece gerekli tedaviyi sağlaması yetmez, aynı zamanda hastaya ve yanındakilere kendini vermesi gerekir."

Prof.Dr. Kubilay Karşıdağ/akşam

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber