İstanbul ÖSS'de neden başarısız oldu?
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, "İstanbul'daki ÖSS başarısızlığının nedeninin, pek çok faktörle birlikte, okullar arasındaki ayrım ve eşitsizliğin daha da belirgin hale gelmesinden kaynaklandığını düşünüyorum" dedi.
İstanbul'un ÖSS sonuçlarına göre başarılı iller arasında yer almamasını AA muhabirine değerlendiren Dinçer, kentin diğer illerle kıyaslanmayacak şekilde kalabalık bir nüfusa sahip olduğunu, büyük bir öğrenci kitlesini barındırdığını, bunun da altyapı sorunlarına yol açtığını söyledi.
Dinçer, İstanbul'da sınıf mevcutlarının kalabalık, ikili eğitimin de yaygın olduğu belirterek, fiziki sorunların yanı sıra başarısızlığı etkileyen faktörlerden birinin de öğrencilerin okul ve eve giderken servislerde çok zaman harcamalarından kaynaklandığını savundu. Dinçer, şunları kaydetti:
"İstanbul'da öğrencilerin başarısızlığında başka pek çok sosyal, ekonomik ve toplumsal faktör etkili olabiliyor. Böyle büyük bir metropolde öğrencilerin daha başarılı olması bekleniyor, ancak durum öyle değil. İstanbul'daki ÖSS başarısızlığının nedeninin, pek çok faktörle birlikte, okullar arasındaki ayrım ve eşitsizliğin daha da belirgin hale gelmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. İstanbul'un okullarını zenci, melez ve beyaz okulları diye tarif edebiliriz. Bu da kentteki genel başarıyı olumsuz etkiliyor."
DİSİPLİN UYGULAMALARI VE ÖSS SONUCU
Alaaddin Dinçer, ÖSS'de dereceye girerek başarılı olan bazı öğrencilerin okullarında disiplin sorunları yaşamalarına ilişkin de, şöyle konuştu:
"Okullardaki disiplin yönetmeliğinin çok yanlışları olduğu doğru.
Okullardaki disiplin yönetmeliğinin her yanı dökülüyor. Oysa okulların demokrasi kültürünün filizlendiği, boy gösterdiği yerler olması gerekiyor. Disiplin yönetmeliği katı ve kuralcı. Özgürlükleri kısıtlıyor, yasakçı bir anlayışı var, özgürlük yoksunu... Oysa, okulların demokratik kurumlar olması gerekir. Ama disiplin yönetmelikleri yıllardır böyle. Bu eğitim ortamını tamamen köreltiyor.
Öğrencilere daha hoşgörü ile yaklaşmak gerekiyor." Dinçer, günümüz Türkiyesinde okulların fazla öneminin kalmadığını da savunarak, eğitim sisteminin okul yerine dershane, özel kurs ve özel derse endekslendiğini, bunun da öğretim sistemi ve kurumlarda sorunlara neden olduğunu iddia etti.
Alaaddin Dinçer, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'in Ankara'da başka göreve atanmasına ilişkin olarak, "Ömer Balıbey, İstanbul'da bulunduğu görev süresi içinde yönetici ve çalışanları tedirgin ve rahatsız etmeyen bir tutum gösterdi. Çalışanlarla bir mutabakat ve konsensüs içinde 10 yıldır bu görevi sürdürüyordu. Bir kişi, bu ilde 10 yıldır yöneticilik yapıyorsa demek ki kendi ölçütleri içinde başarılı olmuştur" dedi.