Arınç: Hakan Fidan yeniden MİT Müsteşarı olacak

Bakanlar Kurulu, 19 Ocak'taki toplantının ardından bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında 2. kez toplandı. Toplantı sona erdi. Bülent Arınç açıklama yaptı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Mart 2015 20:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Arınç: Hakan Fidan yeniden MİT Müsteşarı olacak

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "Sayın Başbakanımız, Sayın Hakan Fidan'ı tekrar MİT Müsteşarlığında görevlendirmiştir, onay vermiştir ve bu onay itibarıyla kendileri yakın zamanda tekrar MİT Müsteşarlığında göreve başlayacaklar" dedi.

Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılan ikinci Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine Bakanlar Kurulunun Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda toplandığını, Erdoğan başkanlığındaki ilk toplantının 19 Ocak 2015'te gerçekleştirildiğini anımsatan Arınç, aradan geçen 50 günün ardından ikinci toplantının yapıldığını, toplantının açılışında Erdoğan'ın iç ve dış gelişmeler konusunda düşüncelerini, görüşlerini ifade ettiğini, seyahatleriyle ilgili bilgi verdiğini aktardı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da özellikle Portekiz ve ABD ziyaretlerine ilişkin Kurul'a bilgi sunduğunu belirten Arınç, "Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız yeni atanmış olan üç bakanımızı tebrik ettiler, görevlerinde başarılar dilediler. Bildiğiniz gibi Anayasa gereği Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız, Adalet Bakanımız ve İçişleri Bakanımız seçim kararı alındıktan sonra belli bir sürede istifa edip yerine bağımsız atamalar yapılıyor. Sayın bakanlarımız, bir ara Bakanlar Kurulu Toplantısı'ndan da ayrılarak Sayın Cumhurbaşkanımızın izniyle TBMM'ye gittiler, ant içme merasimini yerine getirdiler" diye konuştu.

Toplantıda İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'ün "İç Güvenlik Reformu"nun içeriğiyle ilgili genel bilgilendirme yaptığını, TBMM'de kabul edilen hükümler ve bundan sonra görüşülecek konular hakkında bilgi sunduğunu kaydeden Arınç, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın da Çözüm Süreci konusunda bilgi verdiğini ifade etti.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ün toplantıya davet edildiğini hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:

"Kara Kuvvetleri Komutanımız adına Harekat Başkanımız, Sayın Korgeneral, Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun nakli ve sonrasındaki gelişmeler konusunda Bakanlar Kurulumuzu bilgilendirmiş oldu. Hava Kuvvetleri Komutanımız da son günlerde maalesef üst üste meydana gelen müessir kazalardaki, bunlardan birisi Malatya'da birisi de Konya'da, birisinde iki uçağımızın birisinde bir uçağımızın düşmesi sonucunda yaşanan acı olaylar konusunda Bakanlar Kurulumuza teknik bilgiler sundu. Kaza ve kaza sebepleri konusunda bilgiler verdi. Biz bu vesileyle tekrar şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, ailelerine ve milletimize başsağlığı dileklerimizi ifade ediyoruz."

-"Cumhurbaşkanımızın bir Ukrayna ziyareti de olacak"-

Arınç, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Suriye ve çevredeki gelişmeler ile Ukrayna'da yaşanalar konusunda bilgi aktardığını dile getirerek, "Önümüzdeki günlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın bir Ukrayna ziyareti de olacak. Bu kapsamda, Ukrayna-Rusya ilişkileri, Ukrayna-Türkiye ve Kırım'daki gelişmeler mercek altına alındı ve üzerinde çalışmalar yapıldı" dedi.

"Küresel terörizm" konusunda da MİT Müsteşar Vekili İsmail Hakkı Musa'nın kapsamlı bir sunum yaptığını, hem bölgede hem dünyadaki terör örgütlerinin kaynakları, düşünceleri ve yapıları konusunda geniş kapsamlı ve ilginç bilgiler verdiğini söyleyen Arınç, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin genel konular üzerinde kapsamlı bilgi aktardığını, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın bilgi sunumuyla toplantının sona erdiğini kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantının sonunda bir değerlendirme yaptığını bildirerek, "Verimli bir toplantı yaptığımızı, kapsamlı bir görüş alışverişinde bulunulduğunu, Bakanlar Kurulumuzda bakan arkadaşlarımızın sunumlarını genel planda çok iyi hazırladıklarını tespit etmiş olduk. Sayın Cumhurbaşkanımız teşekkürlerini ifade etti" diye konuştu.

-MİT Müsteşarı Fidan'ın adaylığını çekmesi-

Bülent Arınç, açıklamalarının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın milletvekilliği aday adaylığı başvurusunu geri çektiğini hatırlatarak, "Bu karar nasıl alındı, süreç bu noktaya nasıl geldi? Fidan, MİT Müsteşarlığına geri dönecek mi, yoksa kendisiyle ilgili düşünülen farklı bir görev var mı" sorusu üzerine Arınç, MİT Müsteşarı Fidan'ın milletvekili aday adaylığı için müracaatta bulunduğunu ve görevinden ayrıldığını, bu konudan ilk haberdar olan kişinin de kendisi olduğunu belirtti.

O dönemde bir televizyon kanalında mülakatta bulunduğunu ve bu bilgi üzerine duygularını ifade ettiğini söyleyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O anda spontane olarak söylediğim söz şudur: Sadece milletvekili olmak için aday olunmuşsa bu bir israftır. Çünkü Sayın Fidan MİT Müsteşarlığında fevkalade başarılı olmuş bir bürokratımızdır. Kendisine MİT Müsteşarı olarak ihtiyacımız vardı. Keşke bunu yapmasaydı demiştim. Sonra da bakan olduğu takdirde bunun sonuçlarının ne olabileceğini ifade etmiştim. Bu belki garip karşılandı. Ama daha sonra Sayın Cumhurbaşkanımız bir vesileyle benim düşüncelerime yakın bir düşünceyi ifade etti. O da bu aday adaylığını olumlu karşılamadığını, yaptığı görevin çok daha önemli olduğunu, kendisinin yaptığı görev itibarıyla pek çok bilgiye sahip olduğunu, o kurumun Türkiye için çok gerekli önemli bir kurum olduğunu ifade etti ve bunu zaman zaman da tekrarladı. Bu görüşmeler sırasında Sayın Başbakanımız da MİT Müsteşarı Fidan'ın kendisine aday olmak istediğini, kendisinin de uygun gördüğünü ifade etti. Bütün bu konuşmalar hafızalarda, belleklerde yaşıyor."

Bugün itibarıyla Hakan Fidan'ın aday adaylığından vazgeçtiğini ifade ederek Başbakan Davutoğlu'na durumu ilettiğini, Davutoğlu'nun da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme sonucu bunu olumlu karşıladığını bildiren Arınç, şöyle devam etti:

"Kendisinin açıklaması basına düşmüştür. Burada hem teşekkür ediyor hem de kendisine verilecek her görevi layıkıyla yapmak için çalışacağını ifade ediyor. Başbakanımızın Cumhurbaşkanımızla bu konuyu görüşerek mutabık kalmasından sonra Sayın Müsteşarın da verdiği açıklamayı ben şahsen yeterli görüyorum.

Sorunun ikinci bölümü tekrar MİT Müsteşarlığına dönüp dönemeyeceği konusudur. Sayın Başbakanımız, Sayın Hakan Fidan'ı tekrar MİT Müsteşarlığında görevlendirmiştir, onay vermiştir ve bu onay itibarıyla kendileri yakın zamanda tekrar MİT Müsteşarlığında göreve başlayacaklar."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün milletvekiliadaylığı tartışmalarıyla ilgili, "Sayın Başbakanımız parti ihtiyaçlarını, seçim öncesi çalışmaları, böyle bir şeye gerek olup olmadığını Sayın Abdullah Gül'ün de düşüncelerini almak suretiyle bunu herhalde önümüzdekisüreçte değerlendirecektir" dedi.

Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaCumhurbaşkanlığı Sarayı'nda toplanan Bakanlar Kurulunun ardından basınmensuplarının sorularını yanıtladı.

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk'ün BakanlarKuruluna sunum yaptığının hatırlatılması ve "Kazanın nedenikonusunda, teknik bir arıza mıdır, yoksa pilotaj hatası mıdır? F-4'lerin envanterden kaldırılması söz konusu mu" diye sorulmasıüzerine Arınç, sunumun teknik bilgileri içerdiğini ifade etti.

Kaza sonrasında herkesin görüş bildirdiğini, bunun da bilgikarmaşasına yol açtığını belirten Arınç, sunumun bazı bölümlerini paylaşarak,şunları söyledi:

"Önce 24 Şubat 2015'te elim bir kaza neticesinde Malatya'daiki uçak kaybettik. Sonra 5 Mart tarihinde yine bir kaza neticesindeKonya'da uçağımız düştü, iki pilotumuz şehit oldu.

Özellikle bu uçakların birbirinden farklı uçaklar olduğunutespit etmekte fayda var. 24 Şubat'ta Malatya'da kaybettiğimiz RF keşifuçaklarıdır. 5 Mart'ta Konya'da kaybettiğimiz diğer uçağımız F-4 bombardımanuçağıdır. Teknik açıdan ikisini ayrı ayrı tarif etmek gerekir. Hem taarruz hemhava savunmasında kullanılan F-4 uçakları epey bir yıldan beri Türkiye'de HavaKuvvetlerinde kullanılmaktadır. Keşif maksadıyla kullanılan diğer uçaklarımızda yine hemen hemen 25-30 yıla yaklaşan bir zamandır envanterimizegirmeye başlamıştır. Bugüne kadar bu uçaklar çeşitli aviyonik,motor ve yapısal iyileştirmeye tabi tutulmuştur ve rutin olarak da teknikkontrolleri her zaman yapılmaktadır.

Modernize edilen uçakların bir kısmının envanteriyıl olarak tespit edilmiştir. Mesela modernize edilen uçakların 2020 yılınakadar envanterde kalması planlandığından uçaklarınismi F-4 E-2020 olarak güncellenmiştir. Yani en son 2020 yılına kadar uçaklarınkullanılması devam edecektir. Diğer çok teknik konular da var. Bu F-4uçaklarının Hava Kuvvetleri envanterine girmesindenbugüne kadar geçen sürede elbette kaza kırımlar sonucu 60 uçak hizmet dışınaçıkmıştır. Ancak bütün dünyada bu uçakların kullanıldığı ülkelerdekiistatistikler de ortaya koyuyor ki en az hizmet dışı kalan uçak ve en az kazasayısı Türkiye'dedir. Buna Avrupa ülkeleri ile ABD ve Japonya da dahildir. Yani şükürler olsun ki Hava Kuvvetlerimizde buuçakları kullanan personelimiz fevkalade deneyimli, başarılı pilotlardır.Bugüne kadar kaza kırım sonucu düşen uçaklarımızın sayısı, uçtukları saatsayısına göre ve envanterde kaldıkları süreyebakılırsa fevkalade düşük bir sayıdadır."

Düşen uçaklara ilişkin yaklaşık 70 sayfalık bir kaza kırımraporu hazırlandığını bildiren Arınç, raporda uçakların düşme sebeplerinintek tek tahlil edileceğini, çalışmanın adli ve idari soruşturma süreciyle eşzamanlı devam ettiğini aktardı. Arınç, "Zaten bu tür olaylar meydanageldiğinde adli yönden, ölümle sonuçlandığı için bir soruşturma, idari yöndende Hava Kuvvetlerimiz, Genelkurmay Başkanımızın talimatıyla kendi içinde birsoruşturma yapmaktadır" dedi.

Ehliyetli bir heyet tarafından kaza kırım sonucunun hazırlanmasınınkazalara ışık tutacağını dile getiren Arınç, pilotaj eğitiminin hayati birşekilde devam ettiğini anlattı. Arınç, "Rahmetli pilotlarımızınbulundukları rütbeler ve uçuş saatleri de fevkalade önemlidir. Şu anda tahminiolarak varılan kanaat yani teknik sebeplerle uçağın düşmediği konusundadüğümlenmektedir. Ama asıl sebebi veya sonucu bu soruşturmaların sonucunda hepbirlikte öğrenmiş olacağız" değerlendirmesini yaptı.

-"Cumhurbaşkanımızın herhangi bir eleştirisi ya daönerisi olmamıştır"-

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan veMerkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile yapacağı görüşmenin ne zamangerçekleşeceği ve hükümetin doları düşürmek için ilave bir tedbir alıpalmayacağının sorulması üzerine Arınç, şu yanıtı verdi:

"Böyle bir görüşmenin ne zaman yapılacağı gündeme gelmedi.Sayın Cumhurbaşkanımız ne zaman arzu ederlerse ilgili arkadaşları çağırır vebilgi alır. Sayın Babacan'ın ekonomi konularındaki açıklamaları da bugünMerkez Bankasının yaptığı bu faiz indirimleri elbette piyasalara birrahatlık vermiştir. Bunun devam etmesi de şüphesiz uygun görülürveya beklenir ama Sayın Babacan'a bugüne kadarki Merkez Bankasınınçalışmalarından dolayı Sayın Cumhurbaşkanımızın herhangi bir eleştirisi ya daönerisi olmamıştır. Sayın Babacan, düz bir sunumda bulunmuştur."

-"AK Parti'de herkes elbette bundan büyük bir memnuniyetduyar"-

Arınç, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün AK Parti'denmilletvekilliği adaylığı konusunda yaşanan tartışmaları anımsatılması ve Gül'eadaylık daveti yapılıp yapılmayacağı yönündeki bir soru üzerine, şu yanıtıverdi:

"Ben 'bir davet gereklidir' deyince SayınDavutoğlu'nun da 'davete gerek yoktur' sözünü yan yana getirirseniz ondankötü bir anlam çıkar. Yani bir algı olarak 'ne lüzum vardavete' denebilir. Halbuki Sayın Başbakan öyledemedi. 'Burası kendi evidir dedi. Bu partiyi o kurmuştur' dedi. Bu partininilk başbakanı odur, ilk cumhurbaşkanımız da odur. Davet dışarıdan gelecek olanayapılır, kapı dışarıdan gelecek olana açılır' dedi. Bunun anlamı ilk sözündendaha farklıdır."

Abdullah Gül'ün AK Parti'nin kurucusu, başarılı birsiyasetçi olduğunu ve çok başarılı bir cumhurbaşkanlığı dönemi geçirdiğinidile getiren Arınç, şöyle devam etti:

"Elbette AK Parti kendisinden yaralanmak isteyebilir, onaihtiyaç olduğunu düşünebilir. Bizim söylediğimiz konu, bu isteğin, bu talebinkendisinden gelmesi değil, partinin eğer böyle bir ihtiyaç görüyorsa başbakandüzeyinde veya bir başka düzeyde kendisini partiye davet etmesi. Adaylıkmüracaatına da gerek yok. Her şeyi rahatlıkla yapabilmesidir. Bu konuda SayınCumhurbaşkanımız 'iyi olur faydalı olur' dediğine göre, Sayın Başbakanımız daçok saygılı bir ifadeyle 'davete ne gerek var burası zaten onun kendi evidir,ne zaman isterse başımızın üstünde yeri var' dediğine göre arada çetrefilli biriş yok demektir. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın parti ihtiyaçlarını, seçimöncesi çalışmaları, böyle bir şeye gerek olup olmadığını Sayın Abdullah Gül'ünde düşüncelerini almak suretiyle bunu herhalde önümüzdeki süreçte değerlendirecektir.AK Parti'de herkes elbette bundan büyük bir memnuniyet duyar ama kendiiradeleri şimdilik siyasetin dışında kalmaksa buna da herkesin saygı duymasıgerekir. Bugünkü görüşmelerimizin hiçbirinde bu konu geçmemiştir. Bu konu SayınBaşbakanımızın takdirlerindedir. Belki parti içi dinamiklerle bu konuyugörüşebilir."

-"Türkiye 5 milyar dolar civarında masraf yaptı"-

Birleşmiş Milletler'in Suriyelimülteciler için yapılan gıda fonunu askıya almasını nasıldeğerlendirdiğinin sorulması üzerine Arınç, "Bunun cevabı çok basit.Birleşmiş Milletler'in ne kadar güçsüz olduğunu,temel konularda hiçbir şey yapamadığını, çözüm üretemediğini, hani 'dünya 5'tenbüyüktür' diyor ya Sayın Cumhurbaşkanımız bunun ne kadar gerçek olduğunu ortayakoyuyor. BM Genel Sekreteri iyi niyetli bir insan olabilir ama BM bünyesi buşekilde devam ettiği sürece elbette çözümsüzlük içerinde çabalayan bir kurumolmaktan öteye geçemeyecek" diye yanıt verdi.

Suriye'de yaşanan trajedi sebebiyle binlerce insanın hayatınıkaybettiği, milyonlarcasının topraklarına yabancı düştüğü bir zamandaTürkiye'nin insanlara kucak açtığını ifade eden Arınç, şunları söyledi:

"1 milyon 600 bin civarında insanın olduğu biliniyor.Bunlardan özellikle sığınma yerlerinde, konteynerlerde ve diğer yerlerdekalanların sayısı 250-300 bin civarında. Bunların her gün yemek, barınma,eğitim ihtiyaçları da karşılanıyor. Türkiye 5 milyar dolar civarında bir masrafyapmıştır. Bu masrafın yüzde 1'ini bile diğer kuruluşlar sağlamamıştır. BM fonyetersizliği sebebiyle dünya gıda programı çerçevesinden Türkiye'ye yaptığıkatkıyı kesmek zorunda kalmıştır. Bu katkıyı kestiğini ifade edip, 'yenikaynaklar siz de arayın biz de arayalım' deme noktasına gelmiştir. AFAD ogünden itibaren bunu biz üstlenebiliriz. Hiçbir ihtiyacımız yok. Madem fonunuzkalmadı, madem bir bedel ödeyemeyeceksiniz Türkiye bunu kendisi de karşılarnoktasına gelmiştir. Yani sığınmacılar açısından fevkalade olumsuz bir şartmeydana gelmemiştir. Utanması sıkılması gereken bir yer varsa o da BM'dir.Çünkü bir gıda yardımına bile destek olamayacak kadar bir acizlik içerisinedüştülerse bu bizim değil onların utancı olmalıdır diye düşünüyoruz.Türkiye yardımlarına devam edecektir."

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, "ÇözümSüreci konusunda samimi irademiz, güçlü bir şekilde devam ediyor. Bizedüşeni biz yapıyoruz, yapacağız. Üzerine görev düşenlerin de buişi geciktirmeden yapmasını takip edeceğiz" dedi.

Arınç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaCumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı'nınardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Musul'a yönelik bir operasyonda koalisyongüçleriyle Türkiye'nin işbirliği içinde yardım yapacağı yansıdı kamuoyuna. Bukonu Bakanlar Kurulunda detaylı bir şekilde ele alındı mı? Bahsedilenyardımların ötesinde Türkiye'nin daha geniş bir noktasında yer alması sözkonusu olur mu" sorusu üzerine Arınç, Musul konusunda özelliklekoalisyonun DAİŞ'e (IŞİD) karşı yürüttüğü mücadelekapsamında neler yapılabileceğinin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun hem ABDziyareti sırasında hem de Türkiye'deki konuşmalarında yer verdiğinisöyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bazı konuşmalarında yerverdiğini belirten Arınç, "Milli Savunma Bakanımız da geçtiğimiz günlerdemerkezi Irak hükumetiyle Kuzey Irak'taki yerel bölgesel yönetimi ziyaret etti.Orada da bazı açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalara ilave edilecek bir husus yokturve bu konu bugünkü Bakanlar Kurulunun gündemine gelmemiştir" diye konuştu.

-"Meclis gündemini oyalamaya çalışıyorlar"-

İç Güvenlik Paketi ile yeni bir durumun söz konusu olupolmadığı, itiraz edilen bazı maddelerin gözden geçirilmesi ya da paketin geriçekilmesinin söz konusu olup olamayacağına ilişkin bir soru üzerine de Arınç,şunları kaydetti:

"Hayır. Bugünkü sunumda Bakanlar Kurulunda bir bakanarkadaşımızın İç Güvenlik Paketi'ni değerlendirmesi istenmiştir. O da emniyetleilgili kısım ne getiriyor, jandarma ile ilgili kısım ne getiriyor, bugüne kadarMeclis'te kabul edilen hükümlerdeki ceza kanunu, diğerkanunlar, molotofkokteyli atmaktan tutun, yanıcı parlayıcı cisimler, polistarafından gözaltına alınacağı süre, toplu olaylardaki gözaltı süresi gibi bunlarınhepsi tekrar gündeme getirilmiştir.

Esasen Sayın Cumhurbaşkanına bir yerde sorulduğunda 'beninceledim, eksiği var fazlası yok' demişti. Yani, onun da onayladığı, tasvipettiği bir pakettir bu. Bizim de özellikle Kobaniolayları çerçevesinde Türkiye'de insanların öldürüldüğü, sokakların işgaledildiği, can ve mal güvenliğinin kalmadığı bir ortamı yeniden yaşamamak içinalmamız gereken tedbirler, sadece Türkiye şartları içerisindedeğerlendirilmemiştir. AB Müktesebatı konusunda hem AB Bakanlığı uzmanlarımızhem de Brüksel'deki yetkililer nezdinde paketin getirdiği yeniliklerinmüktesebata aykırı olmadığı konusu da bir görüş olarak ifade edilmiştir. Süreçiçerisinde, bildiğiniz gibi herhalde 2 bölüm bitmişti, üçüncü bölümbaşlayacak."

Geçen hafta çıkan bazı tartışmalar sebebiyle Meclis'inçalışmalarına devam edemediğini dile getiren Arınç, "Ama şu anda Meclis'inaçık olduğunu zannediyorum. Biz içerideydik, tam bilemiyorum. Bazı gensorularvermek suretiyle Meclis gündemini oyalamaya çalışıyorlar ama AK Parti grubu dabüyük bir sabırla bu paketin çıkması için tüm gücünü kullanıyor. Yapılan iş,doğrudur, yerindedir ve haklıdır. Buna yönelik itirazların da aslında temelolarak da sağlam bir noktası bulunmamaktadır" diye konuştu.

-"Geri dönmek isteyeni mutlaka karşılamak zorundayız"-

Bir başka gazetecinin, "Eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ınmilletvekili aday adaylığını geri çekmesi sonrasında muhalefetin 'birpartiye üye olan kişi, MİT Müsteşarı olamaz' şeklinde yaptığı açıklamasıoldu. Bunu değerlendirir misiniz" sorusu üzerine de Arınç, bunu kiminsöylediğini az çok tahmin ettiğini söyledi.

Arınç, "Kimin söylediğini söylemene gerek yok. Çünkü, çok konuşan ama boş konuşan insanlar üç dört tanedir.Bunlardan bir tanesi de o kişidir. Soyadının öyle çok iddialı olduğuna dabakmayın. Aslında boş konuşan, sinirli konuşan, ağzına geleni söyleyen,hakaretten başka bir şey bilmeyen bir garip siyasetçidir. Siyasetteen sevilmeyen insanlar, çok konuşan, çok boş konuşanlardır. Bunları her zamanda tespit edebilirsiniz" ifadesini kullandı.

Her işin sağlam yapıldığını vurgulayan Arınç, sözlerini şöylesürdürdü:

"Milletvekili seçimi kanunu, seçimlerin temelhükümleri ve seçmen kütükleri hakkında kanun, Yüksek Seçim Kurulu kararları,Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının kararları ve bununla ilgili tümmevzuatı içeren konular önümde. Bunun bir özetini söyleyeyim.

Her kamu görevlisi, milletvekili aday adayı olmak içingörevinden ayrılabilir, geri dönüşleri de mümkündür. Sadece, bazı görevlerdebulunanlar istifadan sonra geri dönemezler. Subaylar, astsubaylar, TSKmensupları, yargı mensuplarıdır ve çok seçilmiş, sayılmış insanlardır. Bütün buistisnaları dikkate aldığımız zaman, MİT Müsteşarının aday adaylığından sonrageriye dönemeyeceğini, bir partiye üye olmakla da zaten alakası yok. Adayadaylığını koyan bir insan, otomatikman partiye üye olmak durumda değil. Hiçbirkanun, 'Partiye üye olduktan sonra aday adayı olur' demiyor. 'Ben,görevimden 25. dönem milletvekilliği için aday adaylığı için istifa ediyorum'diye bir talepte bulunur, başındaki amir de ona kabul edildiğine dair bir belgeverir, o belge seçim kuruluna verilir ve o kişi artık görevinden ayrılmış veaday adayı olmuş sayılır.

Bunun geriye dönüşleri şöyle olur: Elimdeki belgelere göreve ben de biliyorum ki yıllardan beri seçimin içinde yaşayan bir insanım. Birinsan, aday adayı olmuştur. Bu seçim için 7 Nisan tarihi önemlidir. Butarihte siyasi partiler, adaylarını geçici olarak Yüksek SeçimKuruluna verirler. Bir insan, baktı ki listede ismi yok, yani adaylığageçememiş. Hemen ertesi günü müracaat ederse eski görevine veya eş değerbir göreve hemen dönebilir veya orada ismini gördü, aday oldu, seçimlere girdiama milletvekili olamadı. O zaman da geri dönmek isterse, geri dönmesi mümkünolabilir."

Dün görevinden istifa ederek aday adaylığı için müracaat edenbirinin bugün bir dilekçe vererek aday adaylığından vazgeçerek eskigörevine dönmek istemesi halinde bunun da "mümkün olduğunu" ifadeeden Arınç, sadece yargı mensupları ile Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarınınbunun dışında olduğunu tekrarladı. Arınç, "Ne MİT'in kendi özelkanununda ne milletvekili seçimi kanununda ne de seçimlerin temel hükümleri veseçmen kütükleri hakkındaki kanunda ne Yüksek Seçim Kurulunun kararlarında adayadaylığı için müracaat etmiş birisinin, daha o noktaya bile gelmeden geridönmek isteyeni mutlaka karşılamak zorundayız" diye konuştu.

Arınç, şunları kaydetti:

"Burada olan şudur: MİT Müsteşarımız, aday adayı olacağını ifade ederek görevinden ayrılmıştır. Bu görevinden ayrılmadan SayınBaşbakan bizzat ona bağlı olduğu için söylüyorum, başka bir kurumda olsaydı'ilgili Bakan' diyor. O'nun onayıyla da aday adaylığının yolu açılmıştır.

Bugün şimdi tersine bir prosedürü ygulanacaktır. O kişi, 'ben aday adaylığımdan vazgeçiyorum' diyecektir. Ona onay veren makam da eski görevine iade edecektir. Bu işlem de tamamlanmıştır. Şimdi o konuşan kişi, 'Bu adam aday adayı oldu, o partiye de üye oldu,artık geri dönemez' derse cehaletini ortaya koyar. Bu kadar cehalet de ancakilim tahsiliyle mümkündür."

-"Çözüm Süreci konusunda samimi irademiz, güçlü birşekilde devam ediyor"-

Süleyman Şah Türbesi'nin yeni yeri ve nakledileceği tarih ileilgili bir soru üzerine Arınç, bu konuda yapılan açıklamaların dışında bir şeyolmadığını belirterek, "Yer, hazırlanıyor, çalışmalar devam ediyor. Nakilişlemleri de en kısa zamanda gerçekleştirilecek. Onun da basın yoluyla duyurusuyapılacak" dedi.

Arınç, Çözüm Süreci'nde de olumlu bir noktaya gelindiğinidüşündüklerinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Orada, en önemli konu bahar aylarında, örgütün kongredetoplaması ve bu kongrede 'silah bırak' kararını almasıdır. Bu bahar aylarıdendiğine göre, geçtiğimiz günlerde bir televizyonda da ifade etmiştim. Bugünkonuşulmadığı için kendi düşüncelerimi söylüyorum. Şüphesiz 2013 Nevruz'daböyle bir çağrı yapılmıştı. 'Acaba, Nevruz öncesi olabilir mi' diyebakıyoruz. Zaman çok dar, olması herhalde mümkün görülmüyor. AmaNisan ayında böyle bir kongrenin toplanacağını ve bu 10 madde içinde yer alanhususun gerçekleştirileceğini düşünüyoruz.

Çözüm Süreci konusunda samimi irademiz, güçlü bir şekilde devamediyor. Bize düşeni biz yapıyoruz, yapacağız. Üzerine görev düşenlerin de buişi geciktirmeden yapmasını takip edeceğiz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber