Çelik: CHP yeni anayasa istemiyor

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 16 Şubat 2016 22:04, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Çelik: CHP yeni anayasa istemiyor

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Yeni anayasa süreci, millet adına yürütülen bir süreç, bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde, MYK toplantısı devam ederken Anayasa Mutabakat Komisyonunun CHP'li üyelerinin komisyon toplantısına ilişkin açıklamaları dolayısıyla basın toplantısı düzenledi.

Çelik, "darbe ürünü" anayasanın değişmesinin zorunlu olduğuna dikkati çekerek, "Yeni anayasa süreci, millet adına yürütülen bir süreç, bir kere daha CHP tarafından sabote edilmiştir" diye konuştu.

"İktidar partisi olarak elimizde her türlü güç var. Mecliste istediğimiz yasayı geçirebiliyoruz. Ama buna rağmen bir sistem değişikliğinden bahsediyorsak bu aslında daha çok güç peşinde koştuğumuz için değil daha sağlıklı bir sistem peşinde koştuğumuz içindir" ifadelerini kullanan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni anayasayla ilgili masayı sabote etmeye kalkıyorlar daha önce AK Parti tarafından teklif edilmiş ve kendilerinin reddettiği bir şeyi bugün gündeme getiriyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse bütün bu manevraların bir anlamı vardır, CHP Türkiye'ye yeni anayasa yaptırmak istemiyor. Biz yeni Türkiye'nin ilk anayasasını yapmak istiyoruz onlar hala eski Türkiye'nin anayasasında ısrar ediyorlar. Toplumun değişim talebine direniyorlar. İşin özü bundan ibarettir."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "İktidar partisi olarak elimizde her türlü güç var. Mecliste istediğimiz yasayı geçirebiliyoruz ama buna rağmen bir sistem değişikliğinden bahsediyorsak bu aslında daha çok güç peşinde koştuğumuz için değil daha sağlıklı bir sistem peşinde koştuğumuz içindir" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkez'de düzenlediği basın toplantısında, MYK toplantısının devam ettiğini belirterek, "İlk gündem maddesi olarak bugün Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndaki masayı devirmesini ele aldık, değerlendirdik" diye konuştu.

Konunun MYK'da görüşüldüğünü ve AK Parti uzlaşma komisyonu üyelerinin Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bilgilendirme yaptıklarını aktaran Çelik, yeni anayasa sürecini, seçimi büyük bir güçle kazanmış tek başına iktidar olmuş bir parti olarak Türkiye'nin en büyük meselesi olarak gördüklerini ifade etti.

Zaman zaman muhalefet partilerinden kendilerine, "Sizin elinizde her türlü güç var, istediğiniz her yasayı Meclisten geçirebiliyorsunuz, istediğiniz her kararı alabiliyorsunuz, buna rağmen niye anayasa değişikliği istiyorsunuz" şeklinde sorular geldiğini dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aslında bu bir bakıma muhalefet partilerinin kendi çelişkileri ve itirafıydı. Evet iktidar partisi olarak elimizde her türlü güç var. Mecliste istediğimiz yasayı geçirebiliyoruz ama buna rağmen bir sistem değişikliğinden bahsediyorsak bu aslında daha çok güç peşinde koştuğumuz için değil daha sağlıklı bir sistem peşinde koştuğumuz içindir. Sürekli olarak bunu anlattık onlara."

Muhalefetin sistemin sağlıksızlığından, AK Parti'nin tek başına meclisteki hakimiyetinin muhalefete zaman zaman yeterince sözler verilmediği şeklinde yakınmalardan bahsettiğini dile getiren Çelik, "Hiçbir zaman bir sistem değişikliği olarak bunu ele almak istemediler. Bizim sistem değişikliği dediğimiz yani anayasanın değişikliği bağlamındaki tartışmalarımızı bile bu tartışmanın ilk dönemlerinde bir rejim değişikliği havasına sokmaya çalıştılar" diye konuştu.

Çelik, Türkiye'nin rejim ile ilgili bir derdi olmadığını vurguladı.

Türkiye'nin yeni bir anayasa yapım sürecine ihtiyacı olduğunu aktaran Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye defalarca anayasa değişikliği yapmıştır ama bir anayasa olmayan, aslında gece baskını fermanı olan 12 Eylül anayasasından kurtulamamıştır. Bütün anayasa değişikliklerine rağmen çağdaş bir anayasaya kavuşamadı. Bir anayasa olarak bile tanımlanamayacak gerek siyaset bilimi açısından, gerek anayasa hukuku açısından ancak bir gece baskınının, bir darbenin fermanı olarak adlandırılabilecek bu süreçten kurtulma yönünde 2011'den beri yüksek sesle çağrımızı yapıyoruz. Bu sefer de Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız ilk iş olarak seçimden daha yeni çıkmış bir genel başkan olarak aslında bu tartışmayı açmaya hiç ihtiyacımız yokken sadece ve sadece toplumdan gelen, milletimizden gelen talebi dikkati alan genel başkanımız bu yeni dönemde yeni anayasanın ilk gündem maddesi olması gerektiğini, bunun arkasında güçlü bir irade koyacağımızı ifade etti. Kendisi bir başlangıç olarak da bir geleneği başlatmak amacıyla da siyasi partileri ziyaret etti. Bu konuyu da gündemine aldı ilk olarak. Diğer siyasi partiler de buna uyumlu yaklaşınca konuyu meclis başkanıyla da paylaştı ve anayasa komisyonu kurulmuş oldu."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik, komisyonun ilk toplantısında CHP tarafından komisyonun adının "Anayasa uzlaşma ya da mutabakat komisyonu" olarak değil, "Darbe hukukundan arınma komisyonu" olması yönünde teklif geldiğini, başka bir partiden de yeni bir anayasa değil, mevcut anayasanın yenilenme sürecinin başlatılması şeklinde talep geldiğini bildirdi.

Darbe hukukunun temizlenmesi konusunda AK Parti'nin yüksek bir iradesi olduğunu aktaran Çelik, Başbakan ve Genel Başkan Davutoğlu'nun talimatıyla bununla ilgili bir çalışma hazırlandığını ve bunun CHP Genel Bakanı Kılıçdaroğlu ile de paylaşıldığını belirtti.

Darbe hukukunun temizlenmesi konusunda zaten bir hazırlıklarının olduğuna işaret eden Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Bununla ilgili bir çalışma yürüteceğiz ama buna karşılık da şunu söyledik, yeni anayasa yapma sürecini darbe hukuku ile öncelememiz doğru olmaz, çünkü yeni anayasanın yapımı demek darbe hukukun en büyük referansı olan 12 Eylül anayasasının, 12 Eylül komplo, 12 Eylül'de oluşan anayasanın ortadan kaldırılmasıyla mümkün olacak. Tabii ki de darbe hukukuyla da ayrı bir çalışma yapacağız, sizinle paylaşacağız dedik."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yeni anayasa sürecine ilişkin, "Maalesef siyasi tarihimizde çoğu kez gördüğümüz gibi bir kere daha milletin talebiyle başlayan, millet adına yetkili olan siyasi partilerin yürütmek durumunda olduğu bir süreç, yine millet adına yürütülen bir süreç, bir kere daha Cumhuriyet Halk Partisi tarafından sabote edilmiştir" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde Merkez Yürütme Kurulu (MYK) sürerken düzenlediği basın toplantısında "Bu Meclisin yeni anayasa yapamayacağı, ancak anayasayı yenileyebileceği" şeklindeki sözlerin Meclisin kurucu irade vasfına bir saldırı olduğunu söyledi.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin istediği zaman yeni anayasa yapma yetkisine, iradesine ve sorumluluğuna sahip olduğunu vurgulayan Çelik, "Çünkü milletten yetki almaktadır. Başka hiçbir odağın talimatıyla hareket etmez, milletin meclisidir, millet adına hareket etmektedir. Dolayısıyla anayasayı yenileme değil, sadece aynı zamanda yepyeni bir anayasa yapma konusunda da kurucu irade olan Meclisin iradesiyle toplumun iradesiyle hareket etme hakkı vardır" dedi.

Çelik, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun iki temel konuda çalışması gerektiğini belirterek, "Bir tanesi anayasa yapım sürecini yönetmek, ikincisi de yeni bir anayasa taslağını hazırlamak. Dolayısıyla bu çerçevede çalışmalarını sürdürecek ve aziz milletimizin iradesi doğrultusunda bunu toplumla paylaşacaktı. Aynı şekilde pek çok sivil toplum örgütü bu çalışmalara destek vermek için çalışmalar yapmaya başladılar ve anayasa süreci başlamış oldu. Maalesef siyasi tarihimizde çoğu kez gördüğümüz gibi bir kere daha milletin talebiyle başlayan, millet adına yetkili olan siyasi partilerin yürütmek durumunda olduğu bir süreç, yine millet adına yürütülen bir süreç, bir kere daha Cumhuriyet Halk Partisi tarafından sabote edilmiştir" diye konuştu.

CHP'nin "Başkanlık sistemi tartışılamaz, başkanlık sistemi tartışıldığı andan itibaren biz bu masada oturmayız" dediğini anımsatan Çelik, "Adı siyasi parti olan bir organizasyon, meşru bir sistemi tartışmaktan bile kaçıyor. Şunu net bir şekilde söylemek lazım. Parlamenter sistem ne kadar meşru ise başkanlık sistemi de o kadar meşrudur. Bunların her biri siyaset bilimi içerisinde, anayasa hukuku içerisinde yeri olan sistemlerdir" ifadelerini kullandı.

Bunları tartışma çağrısı yaptıklarını hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:

"Acaba kimin önerisi kuvvetler ayrılığı sistemini güçlendirecek şekilde bir öneri olarak halkın önüne çıkacak, kimin önerisi temel hak ve hürriyetleri daha güçlü bir şekilde garanti altına alacak, kim bu ülkede daha çok özgürlükçü bir devlet-toplum ilişkisini toplumun önüne koyacak, kimin anayasa ve sistem teklifi bu ülkede özgürlüklerin daha da artması, memleketin büyük problemlerinin çözülmesi için anayasayı bir referans sistemi olarak kurgulayacak, kimin sistemi, kimin önerisi daha çok yargı bağımsızlığını ve yargı tarafsızlığını karşılayacak ve kimin önerisi daha çok yürütmenin karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisini güçlendirip, denge denetim mekanizmalarını daha kuvvetli hale getirecek? Buyrun tartışalım. Bu tartışmanın sonunda acaba Cumhuriyet Halk Partisi'nin getireceği parlamenter sistem mi daha özgürlükçü bir sistem olacak? AK Parti'nin getireceği başkanlık sistemi mi daha özgürlükçü bir sistem olacak ve daha çağdaş bir sistem olacak? Bu açık bir şekilde toplumun önüne koyulacaktı ama şimdi tartışmaktan bile kaçan bir parti, karşısındakini ikna etmeye gücü yetmeyen bir parti, çağdaş normlarda bir anayasal sistemi savunmayan bir parti şimdi başkanlık sistemi anayasa komisyon masasına getirildiği için 'ben masadan kalkıyorum' diyor."

Bu durumun siyasetin doğasına aykırı olduğunu dile getiren Çelik, "Ben bunu tartıştırmam demek, Cumhuriyet halk Partisi'nin hala tek parti zihniyeti içerisinde son kararı kendisinin verdiğini zannetmesi demektir" değerlendirmesinde bulundu.

CHP'nin, AK Parti'nin hangi teklifi getireceğine ve anayasa uzlaşma komisyonunda neyin tartışılacağına karar vermek istediğini belirten Çelik, "Bu gerekçeyle bir kere daha miletin faydasına olacak bir tartışma Cumhuriyet Halk Partisi tarafından sabote edilmiştir" dedi.

- "Bu kötü bir siyasi alışkanlık maalesef bugünlerde yeniden nüksetti"

CHP'nin ana muhalefet partisi olduğunu hatırlatan Çelik, şöyle konuştu:

"(Ben masada olmayacağım, hiç birşey konuşmayacağım, konuşturmayacağım) demek üstelik de usulde aranması gereken mutabakatı esasa taşımak, zaten otoriter bir tavırdır. Esasta mutabakat ne zaman aranacak, 6 aylık süre içinde aranacak. Onun için herkes teklifini getirecek, herkes maddelerini ortaya koyacak ama şimdiden diyor ki, 'Ben usulde arayacağım mutabakatın bugün esaslarının da bir arada olması gerektiğini düşünüyorum' O zaman kimseye bir tartışma alanı bırakmıyorsunuz ki sistemin ne olacağına siz karar veriyorsunuz, neyin nasıl yönetileceğine siz karar veriyorsunuz. Bu kötü bir siyasi alışkanlık maalesef bugünlerde yeniden nüksetti."

CHP'lilerin 'Ankara'nın başkent olması, İstiklal Marşı, bayrak, bu konularda ta baştan karar verelim" dediklerini belirten Çelik, bu konularda zaten bir tartışma olmadığını, AK Parti'nin bütün bu değerlerin en büyük savunucusu olduğunu bildirdi.

- "AK Parti'nin iradesi ilk günkü kadar güçlü"

Vatandaşlara seslenen Çelik, "AK Parti'nin anayasa yapma iradesinin ilk günkü kadar güçlü olduğunu açık bir biçimde ifade ediyoruz. Genel Başkanımızın başkanlığında MYK'mız yeni anayasa yapma konusundaki irademizin güçlü bir şekilde vatandaşlarımızla, toplumumuzla, milletimizle paylaşılmasına karar vermiştir" şeklinde konuştu.

Meclis Başkanının sürecin şeffaf yürütülmesi konusunda hassas olduğunu aktaran Çelik, önceki komisyonda da tartışmaların kamuoyuyla paylaşılmasının verimli olacağının ifade edildiğini hatırlattı.

Çelik, şunları kaydetti:

"Bu sebeple hiç polemiğe gerek yok. Bu son bir kaç haftadır ve özellikle son Anayasa Komisyonu toplantısındaki yani bugünkü toplantıdaki konuşmaların tutanaklarının açıklanmasını talep ediyoruz. Zaten bunlar şeffaftı, açıklandığı zaman da bir daha görülecek Cumhuriyet Halk Partisi'nin milletten gelen bir taleple, milletin talebi doğrultusunda başlayan bir komisyon çalışmasını her zamanki tutumuyla nasıl sabote ettiği."

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'nin meseleleriyle ilgili bir sözü varsa, bunu "kazanım" olarak gördüklerine işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrıca Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız, Sayın Kılıçdaroğlu'yla olan her toplantısında ve her görüşmesinde şunu ifade etmiştir; 'İstediğiniz konuda istediğiniz arkadaşımız size gelip bilgi verebilir. Çünkü biz ana muhalefet partisinin sözünün kalitesinin yükselmesini istiyoruz, eleştirisinin kalitesinin yükselmesini istiyoruz. Güçlü bir muhalefet bizim için bir korku unsuru değil, tam tersine bir dinamizm unsurudur ama 'Ben masanın etrafında oturmam, benim söylecek sözüm yok, kendim söz söylemem, kimsenin de söylemesine müsaade etmem' gibi bir tavır olursa bu gayri siyasi bir tavırdır. Biz bu tavrı tanımayız. O sebeple de Mecliste bulunan diğer iki partinin iradesi aynen devam ediyorsa onlarla bu anayasa çalışmalarını yürütmeye hazırız. Bunu da açık bir şekilde AK Parti MYK'sı adına ifade etmiş oluyorum."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Doğrusunu söylemek gerekirse bütün bu manevraların tek bir anlamı vardır. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'ye yeni anayasa yaptırmak istemiyor. Biz yeni Türkiye'nin ilk anayasasını yapmak istiyoruz, onlar hala eski Türkiye'nin anayasasında ısrar ediyorlar, toplumun değişim talebine direniyorlar. İşin özü bundan ibarettir" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde MYK toplantısı sürerken düzenlediği basın toplantısında, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun anayasa yapma çalışmalarının aynı şekilde devam etmesi gerektiğini söylediğini bildirdi.

- "Antidemokratik tutumlarıyla baş başa bırakıyoruz"

CHP sözcülerinin Meclis Başkanı'nın komisyon sürecini sona erdirdiği şeklinde ifade kullandıklarına işaret eden Çelik, "Halbuki kendileri açıkça söylediler. 'Biz Başkanlık sistemi tartışılırsa ya da şu tartışılırsa biz bu masada oturmayız diye ifade ettik' diye. Bir kere daha bu süreci açıkça sabote ettiklerini ortaya koydular. Biz de diyoruz ki parlamenter sitem ne kadar meşru ise Başkanlık Sistemi de o kadar meşrudur. Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı, vatandaşın özgürlüklerinin teminat altına alınması, bu ülkeyi bir takım güç odaklarının değil sadece ve sadece vatandaşın yönetmesi, bu ülkede darbelere bir daha geçit verilmemesi, kimsenin vesayet kuramaması için en güçlü en sağlıklı sistemi kim getiriyor, toplumun önünde tartışalım diyoruz. 'Kimin teklifi daha kuvvetli' diyoruz, 'Biz bunu da tartışmayız' diyorlar. Biz kendilerini bu apolitik tutumlarıyla, milletin talebini görmezden gelen antidemokratik tutumlarıyla baş başa bırakıyoruz. Yolumuza bu şekilde devam edeceğimize, Cumhuriyet Halk Partisi'nin sabotajlarına, Türkiye'nin sivil siyasetini ve demokratik süreçlerini ve yeni anayasa yapım sürecini teslim etmeyeceğimizi bir kere daha ifade ediyoruz" şeklinde konuştu.

CHP'lilerin "Masanın dağılmasına komisyonun adı ve görev tanımının neden olduğu, öneriler getirdikleri ve ara verilip yeniden görüşülsün, genel başkanlara sorulsun öyle devam edilsin" şeklindeki taleplerinin ise reddedildiği yönündeki açıklamalarına ilişkin soruya ise Çelik, şu sözlerle cevap verdi:

"CHP'lilerin yaptığı açıklamayı dinledim. Diyorlar ki 'Biz şu konuyu konuşturmayız.' Nedir konuşturmayacağınız konu? 'Başkanlık sistemini konuşturmayız. Konuşmaya başladığınız andan itibaren biz masadan kalkarız.' Biz de diyoruz ki siz meşruiyetin ne olacağına karar verme merci değilsiniz. Bir tartışmaya meşruiyet çizemezsiniz siz. Başkanlık sistemi de parlamenter sistem de meşru bir sistemdir. Bunlardan hangisinin Türkiye için daha sağlıklı yapılanmalar olduğuna tartışarak karar vereceğiz, en sonunda da nihai olarak millet karar verecek. Siz ta baştan anayasa hukuk açısından, demokratik sistemler açısından meşru olan bir şeyi biz tartıştırmayız diyerek bir tür militarist bir siyaset anlayışına savrulduğunuz zaman, bir tür parti muhafızlığı çerçevesinde bu konuları değerlendirdiğiniz zaman zaten konuşacak bir şey kalmıyor. Biz açık bir şekilde şunu söylüyoruz, 'Bu masa açıktır. Bu masa zaten genel başkanımızın başlattığı insiyatifin neticesinde ortaya çıkan iradelerle kurulmuştur. Buyurun her şeyi tartışalım, meşru olan her şeyi tartışalım.' Nedir o? Başkanlık sistemi de parlamenter sistem de meşru sistemlerdir. Anayasa hukuku açısından bu meşruiyet içerisinde değerlendirilen bütün sistemleri tartışalım. Ama yok şu gayri meşrudur diyerekten CHP'nin özel bir meşruiyet alanı tanımlamasına, özel bir meşruiyet alanı oluşturmasına Türkiye'nin ihtiyacı yok. Bu yanlış bir şey. Biz bu çerçevede net bir tutum ortaya koyuyoruz. Nitekim şunu tabi ki yapabilirler, bunda hiçbir şey yok. Tartışma başlar, temel haklarla ilgili görüşler, yargıyla ilgili görüşler, kuvvetler ayrılığıyla ilgili görüşler belirtilir. Ama biz 'sistemin Başkanlık Sistemi olmasını istemiyoruz' diyebilirler. Bir başkası da 'biz sistemin parlamenter sistem olmasını istemiyoruz' diyebilir. Her ikisi de meşrudur. Ta baştan tartıştırmam demek gayri meşru bir siyasi tutumdur, apolitik bir tutumdur."

- "Ortak akılla, milletin talebi doğrultusunda siyasi aklı devreye sokarak doğruyu bulmaya çalışacağız"

Bir gazetecinin, "Biz yolumuza devam edeceğiz dediniz. AK Parti'nin seçim beyannamesinde yeni anayasa vurgusu yapılmıştı. Başkanlık sisteminin de yer aldığı siz iki partiyle devam ederiz, dediniz ama diğer iki parti destek vermezse nasıl devam edeceksiniz?" sorusu üzerine Çelik, "Biz o iki partiye gelin sizinle Başkanlık sistemini tartışalım demiyoruz. Şu anki irademizle, gelin sizinle madem CHP milletin talebine dirsek çeviriyor, buyurun yeni anayasa yapma sürecini beraber yürütelim diyoruz. Yeni anayasa yapma sürecini ayakta tutalım diyoruz. Herkes bizim gibi düşünsün demiyoruz. Kimseyle de kendimizi aynı düşünmek mecburiyetinden hissetmiyoruz. Tartışacağız, ortak akılla, milletin talebi doğrultusunda siyasi aklı devreye sokarak doğruyu bulmaya çalışacağız, uzlaşma noktalarını bulmaya çalışacağız. Ama hiç kimse baştan benim söylediğim doğrudur, hakikattir, onun dışındakiler batıldır gibi bir tavıra giremez. Demokratik siyasetin doğasına aykırıdır bu" sözleriyle cevap verdi.

Çelik, "Bu meclisin yeni bir anayasa oluşturabileceğine inanıyor musunuz?" sorusu üzerine ise şöyle devam etti:

"Sonucu garanti görerek siyasi süreçleri başlatmak çok demokratik değildir. Yeni anayasa milletin talebidir. İkincisi siyaset kurumu bunu 12 Eylül rejiminin hemen üstünden birkaç yıl geçtikten sonra tartışmaktadır. Bazen esasa ulaşamasanız bile meşru usülleri işletmeniz gerekir. Biz her halükarda Türkiye'nin yeni anayasa yapması gerektiğini düşünüyoruz ve bunun içinde yeni anayasa yapma sürecinin yeni anayasanın kendisi kadar kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Herkes bu yeni anayasa sürecine katılacak, fikrini söyleyecek ve bu tartışmaların neticesinde Türkiye zaten elindeki verilerle bu kadar çalışma yapmışken, toplumu bu kadar dinlemişken yeterli donanıma sahip. Bu neticede de bu anayasaya ulaşmaya çalışacak. Ama önemi olan şudur, siyaset tartışma sanatıdır. Siyaseti insanoğlu niçin icat etmiştir? Toplumun maliyetini azaltmak için, tartışma yoluyla sorunları çözmek için icat etmiştir. Öyle tek parti mantığıyla son kararı ben söylerim ya da ilk kararı ben söylerim gibi bir yaklaşım olmaz. Milletten gelen talep henüz tartışılmadan sabote edilmez. Sivil siyasetin doğasına aykırıdır bu. Dolayısıyla aslında bu anayasa yapma sürecini devam ettirseydik, sivil siyaset üzerine, demokratik siyaset üzerine de Türkiye çok verimli tartışmalar yaşayacaktı. Siyasetin doğası üzerine çok verimli, siyaset felsefesi üzerine çok verimli tartışmalar yaşayacaktı. Muhtemelen CHP bundan kaçmıştır masadan."

CHP'lilerin 2011 yılında kurulan uzlaşma komisyonunun 60 madde üzerinde uzlaştığını hatırlatarak, ilk etapta 60 maddenin gündeme getirilmesi ve hayata geçirilmesi şeklindeki ifadeler kullanıldıkları hatırlatılması üzerine Çelik, CHP'nin temel zihniyet sorununun anakronizm olduğunu söyledi.

Çelik, şunları kaydetti:

"Bunu biz gündeme getirdiğimiz zaman reddettiler. Şimdi biz ondan daha büyük bir aşamaya geldik, yeni anayasa yapma sürecine. Fakat bu sefer de yeni geldiğimiz noktada tekrar geçmişe referans vermeye başladılar. Bugün Türkiye'nin gündemi, Anayasa Komisyonu'nda olan gündem o 60 maddeyi de ele alacak biçimde, o 60 maddeyi bir hızlandırma aracı olacak, hızlandırma zemini olarak görecek bir biçimde yeni anayasa tartışmasıdır. Şimdi yeni anayasa yapmakla ilgili bu büyük tartışmadan kaçarak tekrar 60 maddeye dönelim demeleri aslında yeni anayasayı sabote etmelerine bir mazeret uydurmalarından ya da onu örtmeye çalışmalarından başka bir şey değil. Çünkü önceki Uzlaşma Komisyonu başarısız olduğunda, sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde kendileri tarafından dile getirilmişti. Ama buna olumlu yanıt vermediler, yanaşmadılar. CHP buna olumsuz yanıt verdi. Şimdi yeni anayasayla ilgili masayı sabote etmeye çalışıyorlar. Daha önce AK Parti tarafından teklif edilmiş ve kendilerinin reddettiği bir şeyi bugün gündeme getiriyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse bütün bu manevraların tek bir anlamı vardır. CHP Türkiye'ye yeni anayasa yaptırmak istemiyor. Biz yeni Türkiye'nin ilk anayasasını yapmak istiyoruz, onlar hala eski Türkiye'nin anayasasında ısrar ediyorlar, toplumun değişim talebine direniyorlar. İşin özü bundan ibarettir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber