Sahte kimlikle işlenen suç, masumu yakıyor

Dolandırıcılar, sahte kimlik çıkararak masum insanlar üzerinden şirket kuruyor, çek-senet düzenliyor, her türlü suçu işliyor. Kimliklerinin sahtesi çıkartılarak suç işlenen vatandaşlar ise devletin kapısını çalmasına rağmen, hapis yatmaktan, icradan ve işsiz kalmaktan kurtulamıyor. Devlet kurumları da bu sahtekarlığa çözüm bulamıyor. Sahte kimlik mağduru vatandaşlar son çare olarak TBMM'ye başvurdu.

AKP Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman başkanlığında toplanan TBMM Dilekçe Komisyonu, nüfus cüzdanlarındaki kimlik bilgileri değiştirilerek yeni cüzdan çıkartılan ve bu nedenle mağdur olan vatandaşların şikayetlerini ele aldı. Komisyon'a gelen dilekçeler, üyeleri bile şaşırttı. Akman, hem muhtarlar hem de nüfus müdürlüklerince gerekli kontrol mekanizmasının kurulmasının istendiğini bildirdi.

Nüfus Hizmetleri Daire Başkanı Suat Küçük, mahkemelerden nüfus cüzdanı sahteciliğiyle ilgili olarak 2004'te 53, 2005'te 93, 2006'ta ise şimdilik 51 dosyanın genel müdürlüklerine geldiğini ifade ederek, bu rakamların da 70 milyonluk Türkiye'de çok düşük kaldığını savundu.

ÖNLEMEK MÜMKÜN DEĞİL

Küçük, 31 Ağustos 2004'te yayınladıkları genelgeyle, nüfus cüzdanı verilirken, sahteciliğin önüne geçmek için kişilere ailesiyle ilgili birçok sorunun sorulmasının istendiğini kaydetti. Bugünkü mevcut durumla kimlik sahteciliğinin önüne geçilemeyeceğini ifade eden Küçük, 'Sahteciliği tamamen önlemek mümkün değil. Sahteciliği yapmak isteyen kişi, bunu yapmak isterse mutlaka yapar. Başkasının kimliğini bulur, ona fotoğrafını yapıştırıp presleyip kullanır'' diye konuştu.

NE DEDİLER?

'EVİME İCRA GELDİ' Komisyon'a dilekçe gönderen A.E.Ö, 2003 yılından beri sahte nüfus kağıdı sorunu ile uğraştığını ifade ederek, başından geçenleri şöyle sıraladı:

'Bir iş için sabıka kaydımı almak istediğimde, üstüme atılı ve işlemediğim çeşitli sabıka kayıtları gördüm. Konuyla ilgili aldığım bilgide, H.Ö adlı sabıkalının 2000 yılında adıma sahte nüfus cüzdanı düzenlediğini öğrendim. Hatta o kişi bir süredir Antalya cezaevinde benim adıma yatmaktaymış. İade-i muhakeme yolu ile tüm davalardan aklandım. 2 sene sürdü. Hakkımda gıyabi tutuklama kararları olduğundan özgürlüğüm zedelendi. İşsiz kalıp avukat, mahkeme masrafı yaptım. Evime 110 bin YTL icra geldi. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden bu olayın tekerrürünün engellenmesinin mümkün olmadığı bilgisini aldım.'

'CEZAEVİNE GİRDİM' Benzer olayları yaşayan N.K ise, 'Bu olaylar yüzünden boş yere hapis yattım. Girmiş olduğu mahkemelerin hepsinden beraat ettim. Fakru zaruret içinde yoksul bir hayat sürmekteyim. Belirli bir işim de yok. Hayatımda hiç işyeri açıp şirket kurmadım. Türkiye'nin dört bir yanından hiç ifadem ve imzam alınmadan, infaz evrakları kesinleşmiş mahkeme kararları gerçek adresime tebligat yapılmadan, mahkemeye çağırmadan yağmur gibi gelmeye devam etmektedir. Bütün hayatım altüst oldu. Bütün psikolojim bozuldu. Bütün ailem maddi ve manevi mağdur oldu' diyerek durumunu özetledi.

'İTİBARIMI YİTİRDİM' İ.Ç de başından geçenleri şöyle anlattı: 'Sahte kimliğimi yapan şahıs ya da şahısların işledikleri suçtan dolayı sürekli olarak polis tarafından gözaltına alındım. Defalarca ifade verdim. Bu problemden kurtulmak için her yola başvurdum. Hiçbirinden tatmin edici sonuç alamadım. Maddi ve manevi telafisi mümkün olmayan sıkıntılar yaşadım. İtibarımdan oldum. Bu utançtan dolayı yaşadığım şehirden ayrılmak zorunda kaldım. 3 çocuğum ve eşime bakamayacak duruma geldim.'