Sezer'den hükümete Atatürk'lü eleştiriler

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 11 Kasım 2006 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Atatürk'ten yaptığı alıntılarla hem hükümete, hem de İlerleme Raporu nedeniyle kamuoyunun tepkisini çeken Avrupa Birliği'ne (AB) yüklendi. Sezer, AB'yi Atatürk'ün "Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?.. Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir." sözlerini kullanarak eleştirdi. Sezer'in, AB ile müzakereler yürüten hükümetin tutumuna ilişkin mesaj vermek amacıyla Atatürk'ten yaptığı alıntı ise şöyle: "Bir ulusta şerefin, namusun ve insanlığın var olabilmesi ve sürdürülebilmesi, kesinlikle o ulusun bağımsızlığını elinde bulundurmasına bağlıdır."

Sezer, "Atatürk her şeyin temeline laikliği yerleştirdi. En kısa söyleyişiyle, O'na göre laiklik, 'adam olmak' demektir" sözleriyle de isim vermeden "laiklik tanımı yeniden yapılmalı" diyen TBMM Başkanı Bülent Arınç'a mesaj verdi. Atatürk'ün ölümünün 68. yılı nedeniyle Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nca toplantı düzenlendi. Toplantıya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Arınç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, yüksek yargı organlarının başkanları ve kuvvet komutanları da katıldı. Cumhurbaşkanı Sezer özetle şu mesajları verdi:

Laiklik tanımı: Atatürk, uluslaşma, uygarlaşma, çağdaşlaşma ve aydınlanmanın tümüne aynı anda ve ivedilikle çözüm bulunması gerektiğini biliyor ve buna inanıyordu. Onun için, her şeyin temeline laikliği yerleştirerek yola çıkmıştır. Çünkü, Yüce Önder, çağdaşlaşmanın da, uygarlaşmanın da, aydınlanmanın da, uluslaşmanın da anahtarının laiklik olduğunun bilincindedir. En kısa söyleyişiyle, O'na göre laiklik, 'adam olmak'tır.

Atatürk'ün mirası: Yüce Önder, 'Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar' derken, işaret ettiği 'bu temel eksen', uygarlaşma, çağdaşlaşma, aydınlanmayı temel alan laik Türkiye Cumhuriyeti'dir. Büyük Önder'in 'anladığı gençlik', kendi deyişiyle, 'bu inkılabın fikirlerini ve ideolojilerini benimseyip gelecek nesillere götürecek' her yaştaki gençlerdir. O'na göre, 'yirmi yaşında bir yobaz, ihtiyar, 70 yaşında bir idealist ise, zinde bir gençtir'.

AB'ye gönderme: Küreselleşme olgusu, artık ulusları ve devletleri birbirine ekonomik düzeneklerle bağımlı kılmakta, sömürgeci güçler, silahla yapamadıklarını, ekonomiyle gerçekleştirmeyi başarmakta. Oysa, Yüce Önder'in şu sözleri bir ders niteliğinde: 'Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?... Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.'

Bağımsızlık elde bulundurulmalı: Yüce Önder'e göre, 'bir ulusta şerefin, namusun ve insanlığın' var olabilmesi ve sürdürülebilmesi, kesinlikle 'o ulusun bağımsızlığını elinde bulundurmasına' bağlıdır. Kurtuluş Savaşı'na başlamadan önce, ülkede Amerikan mandacıları ve İngiliz koruması isteyenler bulunmasına karşın, O, kurtuluş ve bağımsızlığın yolunu, ulusun istenç ve kararlılığında, kendi geleceğine el koymasında görmüştür. Ulusumuz, Ölümsüz Önderi'ni tüm tartışmalardan uzak tutmaya, gönlündeki saygın ve erişilmez yerinde yaşatmaya, O'nun düşüncelerini, yüksek ülkülerini yeni kuşaklara aşılamaya kararlıdır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber