'İşkenceleri izleyenler Akıncı'da pilot oldu!'

FETÖ/PDY'nin baskısıyla geleceğinden olan harp okulu öğrencileri önceki gün İstiklal Caddesi'nde bir araya geldi. Öğrencilerden Mert Tunçbilek, kendilerine işkence yapılırken izleyen FETÖ'nün öğrencilerinin Akıncı Üssü'nde tutuklandığını söyledi

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 08 Ağustos 2016 06:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'İşkenceleri izleyenler Akıncı'da pilot oldu!'

FURKAN ÖZKARA İstanbul

Darbe girişimi sonrası ordu içerisinde FETÖ/PDY yapılanmasının sistematik baskısıyla okullarından ve geleceklerinden olan eski harp okulu öğrencileri iade-i itibar istiyor. 'Türk Silahlı Kuvvetleri'nden Ayrılan ve Atılan Öğrenciler Platformu'nu kuran eski Harp Akademililer ve aileleri önceki gün İstiklal Caddesi'nde gerçekleştirdikleri yürüyüşle seslerini duyurmaya çalıştı. Yaşadıkları mağduriyeti meydanlara taşıyan öğrencilerden biri de Hakan Ekşi'ydi.

2011'de Kara Harp Okulu'na girdiğini belirten Hakan Ekşi, "FETÖ/PDY örgütüne mensup olmadığımız için isim isim ayrıldık. Bizleri bir amfiye doldurdular ortama sıcak hava verip şınav çektirip yerlerde süründürdüler. Bir hayalin bitmesi için bu eziyetleri 1 saat yaşamanız yeterli. Komutanlardan birisi benim boğazımı sıkıp 'Ya sen gidersin ya da ben seninle özel olarak ilgilenirim' dedi. Bizim tasfiyelerimizle ilgili Meclis'te araştırma komisyonu kuruldu arcak bana 'Ayrılman için bir sebep göremiyoruz' denildi. Ben orada dahi yalancı konumuna düştüm" dedi.

'125 kişi ayrıldı'

Işıklar Askeri Lisesi'nin ardından 2009'da Hava Harp Okulu'nu kazanan Mert Tunçbilek de ordudan atılan pilot adaylarından. "250 kişi gittiğimiz 55 günlük intibak kampında 125 kişi gönderildi. Arkadaşlarım kıyıma maruz kaldı. Kimilerini gece geç saatte kaldırıp bayılana kadar eğitime tabii tuttular. 1. sınıf bittiği zaman piyango bana vurdu. Yalova'daki eğitim kampında iki komutan beni gece yatağımdan kaldırarak 'Akıllı adamsın ayrıl. Sana diğer arkadaşlarına yaptığımız gibi işkence yapmak zorunda kalmayalım. Buradan mezun olamazsın lafımızı dinle' dedi. Kararlılıkla pilot olacağımı söyledim. O geceden itibaren ben de diğer arkadaşlarım gibi eğitim adı altındaki işkencelere maruz kaldım" diyen Tunçbilek, kendilerine işkence gibi eğitimler yapılırken bunları oturarak izleyen sınıf arkadaşlarının darbenin merkezi Akıncı Üssü'nde pilot olmasına dikkat çekti.

'Gelecekleri çalındı'

Tunçbilek, "118 olan disiplin puanım uydurma cezalarla 1 yıl içerisinde 11'e kadar düşürüldü. 2011 yılında disiplin puanım 11'deyken bir savunma daha verdiler puanım bu sefer eksiye düşeceği ve yatay geçiş yapamayacağım için istifamı verip okuldan ayrıldım. Benim devremden 58 pilot ordudan atıldı. Bana ayrıl diyen komutanlar şimdi tutuklu" ifadelerini kullandı. Anne Meryem Tunçbilek de, "Yetkililerden çocuklarımızın itibarlarını iade etmelerini talep ediyoruz. Haksız yere gelecekleri ellerinden alındı. Okuldan ayrıldığımızda ödediğimiz tazminatı geri istiyoruz" diye konuştu.

'Şapkayı oğluma devredemedim'

Deniz Harp Okulu'nu son sınıfta bırakmak zorunda kalan İsmail Emre Arslan da yaşadıklarını şöyle anlattı; "2011'de okuldan ayrılmak zorunda kaldım. Balyoz ve Ergenekon davalarının görüldüğü yıllarda vatan, millet sevdalısı öğrencilere baskılar son derece arttı. Davalarda ihraç edilen subayların yerine kendi adamlarını getirerek okullarda kendilerine uygun çocuklar yetiştirmek istediler. Bir grup öğrenci okul hayatına çok rahat bir şekilde devam ederken diğerleri psikolojik ve fiziksel baskılar yaşadı. Bana çıkarılan tazminatı ödemek için vatandaşın devletine borcu olamaz diyerek 3.5 sene gemilerde gece gündüz çalıştım. Mağdur edildiğimiz konularda haklarımızın bize geri verilmesini istiyoruz. Mesleğe dönüş ve tazminatların iadesini talep ediyoruz."

36 yıllık teslim

Arslan'ın babası Emekli Albay Mehmet Cemal Arslan'ın üzüntüsü daha da büyük; "Oğlumun 30 Ağustos 2011'de teğmen olarak mezun olacağı gün benim de 36 yıllık askerlik hayatımın bittiği güne denk düşüyordu. Tesadüf işte. Tabii biz bunun hayaliyle hep yaşadık. Şapkayı oğluma bırakacağımızı düşünüyorduk. Eşim bana sık sık oğlumuzun beyaz teğmen kıyafetini giyerek baba mesleği olan askerliği sürdüreceğini söylerdi. Ama baskılar sonrası oğlumuzun psikolojik durumunu gözeterek okuldan ayrılmasını istedik."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber