Şener: Devletin ayakkabı ürettiği dönemler geride kalmıştır

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Aralık 2006 15:39, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, ''Artık devletin fabrika kurduğu, işletmecilik yaptığı, ayakkabı ürettiği dönemler geride kalmıştır. Fabrikayı yapacak olan, ekonomik faaliyetleri gerçekleştirecek olan, üretim yapacak olan firmalardır, işletmelerdir ve de o yörede, ülkede yaşayan insanların kendileridir'' dedi.

Doğan Yayın Holding ve Sivas Ticaret ve Sanayi Odası'nca (TSO) düzenlenen ''Anadolu'daki Avrupa Toplantıları 2006-Marka Güçtür Temalı Sivas Buluşması Toplantısı''na katılmak üzere holding yetkilileri ve bazı gazetecilerle birlikte özel bir uçakla Sivas'a gelen Şener, hava alanında Sivas Valisi Veysel Dalmaz ve yetkililer tarafından karşılandı.

Atatürk Kültür Merkezi'ndeki 23. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması Sergisi'ni gezen Şener, Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ten sergi hakkında bilgi aldı.

TSO'da açılan ''DHA Objektifinden Sivas'' adlı sergiyi de gezen Şener'e, DHA Sivas Büro Şefi Eraydın Aytekin tarafından, Şener'in masa tenisi oynarken çekilmiş bir fotoğrafı hediye edildi.

Daha sonra, TSO Konferans Salonu'nda düzenlenen Anadolu'daki Avrupa Toplantıları 2006 Sivas Buluşması'na katılan Şener, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, bu tür toplantıların önemli olduğunu, devam ettirilmesinde büyük yararlar bulunduğunu söyledi.

Artık dünyanın küçücük bir mekan olduğunu, küreselleşen dünyada rekabetin de küreselleştiğini anlatan Şener, şöyle konuştu:

''O halde bu değişimi, dinamik gelişimi görmek, değerlendirmek gerekmektedir. Geçen haftalarda İstanbul'da İSEDAK toplantısı vardı. İslam Konferansı Teşkilatı'na üye 57 ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili müzakereler yapılıyordu. Bu toplantı vesilesiyle şöyle dokümanları karıştırdığım zaman gerçekten rakamlar beni korkuttu. Neden? Çünkü dünyadaki büyüklüklere bakıyordum, bir taraftan da bu 57 ülkenin ortaya çıkardığı büyüklükleri değerlendirmeye çalışıyordum, arada büyük bir uçurum var.'' Bu ülkelerdeki üretim, ticaret ve ihracat rakamları ile diğer ülkeleri rakamsal verilerle kıyaslayan Şener, arada büyük farklar olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

''Demek ki bir şeyler yanlış, bir şeylerin değişmesi lazım. Bazı alışkanlıkların, değerlendirmelerin, kavrayışların, iş yapma biçimlerinin değişmesi lazım. Ve hangi noktadayız, dünya nereye gidiyor, biz neredeyiz? Bunu düşünerek geleceği yeniden planlamak zorundayız. İşte küreselleşme dediğimiz olgu, olay, karşınızda bu noktada duruyor. Zaman zaman küreselleşme etrafında tartışmalar yapılır. Şunu bilmemiz gerekiyor ki küreselleşme dediğimiz hadise bir kabul veya ret değildir. Yani ben bunu kabul ettim veya ben bunu reddettim şeklinde değerlendirilecek bir hadise değildir. Küreselleşme bir vakadır, ister beğenin, isterse beğenmeyin. Dünya küçülmüştür. Artık dünyanın her köşesindeki olay anında burayı etkilemektedir. Burada ortaya çıkardığınız bir sonuç ise anında dünyanın diğer köşelerine ulaşmakta ve etkilemektedir.''

''DEVLETİN AYAKKABI ÜRETTİĞİ DÖNEMLER GERİDE KALDI''

İşletmenin pazarı ne kadar büyükse gücünün de o kadar büyük olacağını anlatan Şener, ''Onun için her işe başlayanın, fabrika dişlilerini her döndürmeye başlayanın 6.5 milyarlık dünya pazarını ve bu pazardaki gelişmeleri dikkate alarak işe koyulması, en azından hedefini ufkunu buna göre belirleme gerekliliği vardır'' dedi.

Bir ülkeyi ayağa kaldıracak olanların yine o ülkede yaşayan insanların kendisi olduğunu anlatan Şener, şöyle devam etti:

''Geçmişteki alışkanlıklara göre ekonomik gelişmeleri değerlendiremeyiz. Kamu yatırım yapacak, bir ildeki işsizlik ortadan kalkacak diye düşünemeyiz. Artık devletin fabrika kurduğu, işletmecilik yaptığı, ayakkabı ürettiği dönemler geride kalmıştır. Fabrikayı yapacak olan, ekonomik faaliyetleri gerçekleştirecek olan, üretim yapacak olan firmalardır, işletmelerdir ve de o yörede, ülkede yaşayan insanların kendileridir.'' Başarı için sevgi, dostluk ve kardeşliğin önemine değinen ve bu konuda tarihten çeşitli örnekler veren Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bugün Sivasımızın da, Türkiye'mizin de en muhtaç olduğu değişimin, dönüşümün bu olduğuna inanıyorum. Yani insanlarımızın birbirini seveceği, birbirini anlayacağı, birbirine güveneceği bir ortamın ortaya çıkması lazım.'' Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ise, korkmadan hedefleri koymak ve hedeflere doğru yürümek gerektiğini belirterek, ''Marka tek başına yeterli değil. Bu markaları sevilen, sayılan, güvenilen markalar haline getirmek gerekiyor'' dedi.

SİVAS'TAKİ ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR

Açılış konuşmalarının ardından ara verilen toplantıdan sonra Bakan Şener, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erksin Güleç ile birlikte Sivas'ın Haliminhanı ve Hayranlı Bölgesi'nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.

Bölgede yürütülen kazı çalışmaları ve bulunan fosillerle ilgili görüntüler eşliğinde bilgi veren Prof. Dr. Güleç, her yıl temmuz, ağustos aylarında öğretim elemanları ve yüksek lisans öğrencilerinden oluşan 10-15 kişilik ekibin kazı çalışmalarını yürüttüğünü bildirdi.

Bu çalışmalarda 70'e yakın buluntu alanı tespit edildiğini ve bulunan fosillerin 9-10 milyon yıl öncesine ait olduğunu anlatan Prof. Dr. Güleç, çalışmalarda o döneme ait at, gergedan, keçi, geyik, antilop, fil, domuz, kunduz, sansar, zürafa, tavşan, fare gibi hayvan fosilleri bulunduğunu belirtti.

SİVAS'TA 3 TOYNAKLI AT FOSİLİ BULUNDU

Prof. Dr. Güleç, çalışmalarda o dönemde yaşayan 3 toynaklı bir at da bulduklarını, bunun dünyadaki ilk ve tek örnek olduğunu ifade etti.

Bakan Şener ise, Prof. Dr. Güleç'e mesleği ile ilgili birikimlerini Sivas'ta değerlendirdiği ve gayretleri için teşekkür ederek, şöyle konuştu:

''Bugüne kadar yapmış oldukları çalışmalarda şu anda Anadolu'da yaşamayan pek çok hayvan iskeletine ve kemiğine rastladılar. Bugün bulunmayan filler demek ki vaktiyle Sivas'ta yaşıyormuş veya bugün dünyada hiç bulunmayan 3 toynaklı atlar o dönemde Sivas'ta yaşıyor. 3 toynak dediğimiz şey, 3 ayaklı. Demek ki o dönemlerde 3 toynaklı atlar da vardı Sivas'ta.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber