Rehber öğretmenlik odaları bir işe yaramıyor

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 28 Ocak 2007 13:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Mümtazer Türkönn'nin yazısı

Geçen hafta NTV'de, Can Dündar'ın programında Hrant Dink cinayetinin sebeplerini sorgularken, şiddet ikliminden ve şiddetin psikolojisinden bahsederken, söz eğitim kurumlarına geldi.

Öteden beri sahip olduğum bir kanaati ifade ettim. Gençlere yol göstermesi gereken, aslında psikolojik danışmanlık denmesi gerekirken bizde rehberlik olarak nitelenen hizmetlerin yeterli olmadığını ve rehber öğretmenlerin üstlendikleri sorumluluğu yerine getiremediklerini söyledim. Herkes bilir, öğretmenlerin okullarda "öğretmenler odası" denilen ortak mekanları vardır. Rehber öğretmenlere ise öğrencilerle özel görüşmeler yapabilmeleri için tek kişilik odalar verilir. Bu odaların da bir işe yaramadığını vurguladım.

Bu sözlerim üzerine okullarda rehber ve psikolojik danışman olarak görev yapan öğretmenlerden çok sayıda protesto maili aldım. Eğer sözlerimde bu meslek mensuplarının kişiliğini rencide edici bir anlam hissettiler ise hepsinden özür dilerim. Ama eleştirilerimde ısrarlıyım. Gelişme ancak eleştiri ile olur. Açıkça söylüyorum: Bugün, özellikle devlet okullarında rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri tamamıyla iptal edilse, bu kadrolar ve görevler kaldırılsa bir eksiklik hissedilir mi? Amacım bir meslek grubunu töhmet altında bırakmak değil; çok hayati ve toplum için kritik olan bir hizmetin yapılış biçimini sorgulayarak, önünde duran sorunlara işaret etmek.

Yıllardır, popülasyonu temsil edici niteliğe sahip üç farklı bölümde, birinci sınıf öğrencilerine derse giriyorum. Özellikle üniversiteye giriş sınavı yüzünden büyük kısmı ruhsal olarak çökmüş durumda geliyorlar üniversiteye. Gençler, sıcak dostluklar kurarak, sorunlarını paylaşarak birbirlerini tedavi etmeye çalışıyorlar. Çok genel nitelikli bu vahim tablo karşısında ben de, "herhangi bir psikolojik danışmanlık hizmeti alıp almadıklarını" soruyorum. Eğitim sistemimizi baştan ayağa sorgulamayı gerektirecek şu sonuç var elimde: Bugüne kadar psikolojik danışmanlık hizmetinden ve desteğinden yararlandığını söyleyen bir öğrenciye rastlamadım.

Psikolojik Danışman Hasan Kul, çok aydınlatıcı, üstelik sorgulayıcı bilgiler içeren bir metin göndermiş. Problem çok önemli ve bu problemin çok farklı boyutları var. Her şeyden önce sorun bir sistem sorunu. Millî Eğitim Bakanlığı'nın bu hayatî konuyu önemsemediği, rehber öğretmen kadrolarını sınıf öğretmenleriyle doldurmaya kalkmasından anlaşılıyor. Dünyanın hiçbir yerinde "rehber öğretmenlik" diye bir kurum yok. Bu hizmetin, öğretmenlik formasyonu dışında psikolojiyi merkeze alan "okul psikoloğu" gibi bir unvan altında verilmesi lazım. Psikolojik danışmanlık hizmetlerinin değişen ihtiyaçlara uygun standartlara kavuşturulması, genel planlama ve projelere konu edilmesi şart. İllerde Rehberlik Araştırma Merkezi adıyla var olan, ne işe yaradığını kimsenin bilmediği ve anlamadığı merkezleri, kuruluş amacına uygun hale getirmek gerekir.

Bütün öğretmenlerin almak zorunda olduğu pedagojik formasyonun yeterli olduğunu ve bu formasyonun kullanıldığını düşünen var mı?

Bir meslek grubunun, meslekî taassup ile kendini savunmaya kalkması doğal ama doğru değil. Meslek mensupları, meslekî formasyonlarından başlayarak kendilerini sorgulayabilmeli.

Üniversitede aldığı meslekî formasyonunun, yapması gereken iş için yeterli olduğunu düşünen rehber öğretmen var mı?

Üniversiteyi bitirip mesleğe başladıktan sonra, kim kendini ne kadar geliştiriyor?

İnsanî bir çaba ile öğrencilerinin yardımına koşan öğretmenleri değil, profesyonel çabayı, yani uzmanlığı kastediyorum. Üniversitelerimizde verilen programlardan başlayarak, eğitim sistemi için bu hayatî uzmanlık alanının yeniden düzenlenmesi gerekmiyor mu?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber