Darbecilerin ihraç endişesi ifadelere yansıyor

Genelkurmay Başkanlığı'nda 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşananlara ilişkin 221 sanık hakkında hazırlanan çatı iddianamede, değerlendirmeye alınan 3 bin subaydan 1585'i için MİT ve emniyetle FETÖ bağlantısını araştırmak için yazışma yapılarak tasfiyelerin öğrenilmeye çalışıldığı belirtildi.

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 09 Mart 2017 07:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Darbecilerin ihraç endişesi ifadelere yansıyor

TÜRKER KARAPINAR

Genelkurmay Başkanlığı'nda 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşananlara ilişkin 221 sanık hakkında hazırlanan çatı iddianamede, terfi değerlendirmesine alınan 3 bin subaydan 1585'i için MİT ve emniyetle FETÖ bağlantısını araştırmak için yazışma yapılarak tasfiyelerin öğrenilmeye çalışıldığı belirtildi. Yazışmaların Yurtta Sulh Konseyi üyelerinden Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün emrindeki General Amiral Proje Subayı Binbaşı Mustafa Duygulu'nun yaptığı yer aldı. Şüpheli Duygulu ise gelen bilgiler arasında Partigöç'ün de "paralel" olduğu bilgisinin geldiğini ve pasifize edildiğini iddia etti. Duygulu kendisinin FETÖ üyesi olmadığını savundu.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay karargahında yaşananlara ilişkin aralarında 38 kişilik Yurtta Sulh Konseyi üyesinin de olduğu 221 sanık hakkında hazırlanan çatı iddianamesini kabul etti. Mahkeme, duruşmaya hazırlık tutanağını henüz tamamlamadı. Ancak ilk duruşmanın 22 Mayıs 2017'de yapılmasının planlandığı öğrenildi.

3 BİN KİŞİDEN

Şüphelilerden Binbaşı Duygulu, görevi itibariyle FETÖ yapılanmasıyla ilgili MİT ve emniyet ile koordineli olarak çalıştığını, YAŞ'da her yıl yaklaşık 3 bin kişinin terfi için değerlendirmeye alındığını söyledi. Genelkurmay Başkanı'nın talimatıyla 3 bin kişiden öne çıkan 1585 kişi hakkında MİT ve emniyete bu yapılanmayla bağlantılı olarak yazışmalar yaptıklarını, emniyet ve MİT'in kendilerine yazıyla cevap verdiğini anlatan Duygulu, kendisinin Personel Başkanlığı'nda çalıştığı için FETÖ yapılanmasını bildiğini, bu yapılanmayla alakasının olmadığını savundu.

Duygulu, kendisi gözaltına alındıktan sonra Şube Müdürü Kurmay Albay Cemil Turhan ve Partigöç'ün darbe olayı ile ilgili bağlantılarının olduğunu duyduğunu, Partigöç hakkında nisan veya mayıs ayında MİT ve emniyetten 'paralel' olabileceğine dair bilgi geldiğini de açıkladı. Duygulu, şüpheli Yurtta Sulh Konseyi üyesi Personel Başkanı Korgeneral İlhan Talu'yu da savunarak, bu bilgi geldikten sonra Talu'nun Partigöç'ü pasifize ettiğini söyledi.

İddianamede TSK'dan ihraç edilen Duygulu'nun 15 Temmuz gecesi darbe mesajları elinde olan ve elleri silahlı şüphelilerle birlikte görüldüğü, eşi Havva Duygulu'nun, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü 2010 KPSS'de kopya çekilmesine ilişkin soruşturmanın şüphelileri arasında yer aldığı belirtildi.

ÖZTÜRK - DİŞLİ GÖRÜŞTÜ

İddianamede "Yurtta Sulh Konseyi" adını verdikleri yapılanmada yer alan Orgeneral Akın Öztürk ve konseyin bazı üyeleriyle telefon görüşmeleri de yer aldı. Tuğgeneral Mehmet Dişli'nin, Öztürk ile yedi kez, Kurmay Albay Orhan Yıkılkan ile 12 kez, Albay Doğan Öztürk ile dört kez, Orgeneral Akar'ın eski Özel Kalem Müdürü Topçu Kurmay Albay Ramazan Gözel ve eski emir subayı Yarbay Levent Türkkan ile de birer kez konuştuğu belirtildi. Dişli ayrıca Öztürk'ün emir astsubayı İsmail Keskin ile 15, İzmir'deki 2. Ana Jet Üssü eski komutanı, Akıncı'daki üs komutanlığında bulunan eski Tümgeneral Kubilay Selçuk ile de dört kez görüştü.

'GENERALLERİ ALACAKLARMIŞ'

Genelkurmay Plan Şube Müdürü Kurmay Albay Cemal Turgut, 15 Temmuz'dan 10 ay kadar önce Genelkurmay'a atandığını, atanmadan önce Bağdat Askeri Ataşesi olduğunu söyledi. 15 Temmuz'da general amiral şubede YAŞ konulu toplantıda olduğunu, 20.00'de Genelkurmay'daki toplantı salonuna geçtiklerini anlatan Turgut, Tuğgeneral Partigöç ve General Amiral Şube Müdürü Kurmay Albay Cemil Turhan'ın toplantıya gelmediğini söyledi. Yaklaşık yarım saat sonra Turhan'ın toplantı salonuna gelip salondaki herkesi dışarı çıkardığını, topluca Proje Yönetim Daire toplantı salonunda toplandıklarını anlatan Turgut, Proje Yönetim Dairesi'nde görevli Kurmay Albay Doğan Öztürk'ün görevlendirmeler yaptığını, durumun ne olduğunu sorduğunda Öztürk'ün, "Polis ekipleri Kara Havacılık Komutanlığı'na gelip generalleri alacaklarmış, onları karargaha sokmayacağız" dediğini aktardı.

SİVİLLERİ İŞTE BÖYLE TAŞIDILAR

Genelkurmay'da Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi Hizmet Takım Komutanı Hava Üsteğmen Barış Erdemir, ifadesinde, Albay Osman Kardal'ın "Harekat merkezinin komutası bende. Ben ne dersem onu yapın. TSK yönetime el koydu. Yetki bende" dediğini söyledi.

Bu sırada yanlarında çatışma çıktığını, bir sivil vatandaşın yaralandığını, onu alıp kendi katlarında indirdiklerini, yardımcı olmaya çalıştığını, daha sonra ambulans çağırdıklarını, ancak gelmediğini anlatan Erdemir, sivil yaralıyı revire götürdüklerini, daha sonra Albay Kardal'ın, "Şimdi sıra Tayyip'de onun da işi biter yakında. Yönetim TSK'ya geçti" dediğini söyledi. Genelkurmay kamera kayıtlarına göre Genelkurmay karargahı muhabere merkezi koridorunda hayatını kaybeden sivil vatandaşın Erdemir ve muhtemel astsubay öğrenciler tarafından karga tulumba taşındığı görüldü.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber