Kurulacak İlaç Kurumu'nun Eczacılık Müdürlüğü'nden bir farkı yok

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 05 Mart 2007 09:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Engin Güner, Ulusal İlaç Kurumu taslağının işleyişi değiştirmeyeceğini gösterdiğini kaydetti. Güner, 'Kurum doğru işlerse uluslararası firmaların merkezi olabiliriz' dedi.

Sektöre şeffaflık ve etik bir düzenleme getirmesi için kurulması planlanan Ulusal İlaç Kurumu için geri sayım başladı. Aralıkta sektör temsilcilerinin görüşlerine sunulan taslağın haziranda Meclis'ten geçmesi bekleniyor. Tüm sektörü tek çatı altında toplayacak olan kurum, ilaçla ilgili fiyatlandırma, ruhsatlandırma gibi her türlü düzenlemeyi kontrol altına alacak. Ancak sektör temsilcilerine göre Ulusal İlaç Kurumu taslağının mevcut İlaç Eczacılık Müdürlüğü'nden bir farkı yok.

Taslaktaki boşluklar vaadedilen birçok olumlu gelişmeye rağmen, işleyişin değişmeyeceğini gösteriyor. Oysa Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Engin Güner, kurumun doğru işlemesi halinde Türkiye'nin uluslararası firmaların merkezi olabileceğini belirtiyor. Amerikan Food and Drug Administration (FDA) gibi Portekiz, İrlanda, İspanya, Danimarka, İtalya'da da benzerleri bulunan kurum bütün ülkelerde ilaç sektörüne büyük bir ivme kazandırdı. Şeffaf ve etik düzenlemelerle İrlanda 15 yıl önce 2 milyon dolarlık ilaç ihracatını bugün 38 milyar dolara yükseltti. Bu örneği göz önünde bulunduran Güner, Türkiye'nin de aynı şansa sahip olduğuna dikkat çekiyor. Ancak Güner, aralıkta görüşlerine sunulan taslağın bu doğrultuda hazırlanmadığını vurguluyor.

Sektör temsilcilerinin önerdiği değişikliklerin başında ise kurumun idari ve mali açıdan özerkliği geliyor.

"Bunun son derece saygın, bağımsız, ilaç konusunda çok şeffaf ve etik bir kuruluş olması gerekiyor. Bu kendisine tarafsızlık, siyasi baskılara dayanma gücü verecektir" diyen Güner, kurumun başkan ve yönetim kurulu üyelerinin atanmasına kadar özerk olması gerektiğini söylüyor. Güner'e göre özellikle 6 milyar dolarlık bir sektörü yönetecek bu kurumda mutlaka tıp ve ilaç ağırlıklı olduğu kadar işletme gibi alanlarda da uzman isimler yer almalı. Taslakta ise yönetim kurulu üyeleri için istenilen şartlar uzmanlıktan çok, bir kaç üniversitenin diploması ile sınırlı. Güner sektör temsilciliğine de yer vermeyen taslağın çalışma standartları, usul ve esaslar gibi bir çok boşluk barındırdığını kaydediyor.

Yatırımlar artacak

Güner'in altını çizdiği bir diğer konu ise yönetim kuruluna getirilen 2 yıllık sınırlama. Güner, "Bu bir sektörü anlamak için kısa bir süre. En az 3 yıl olması ve tekrarlanmasını öneriyoruz. Yurtdışında bu süre 15 yılı bulabiliyor. Böylece hem ulusal hem de uluslararası konularda etkinlik kazanıyorlar. Uluslararası çalışmaları takip etmiş olmanın verdiği öngörü kabiliyetini kazanmak gerek" diyor. Güner, süreklilik arz eden ulusal ilaç politikasının da bu şekilde belirleneceğini belirtiyor.

Endüstrinin en büyük sorununun önünü görememek olduğunu kaydeden Güner, "Yarın ne olacağını bile bilemiyoruz. Kurallar nedir, komisyon nasıl çalışır, neye göre karar verir, yani bir ilacın reddedilmesindeki gerekçe nedir?... Bunlar sabitlenmeli" diye konuşuyor.

Bu koşulların netleşmesiyle yatırımların hareketleneceğini kaydeden Güner, yabancı sermayenin en büyük beklentisinin yatırım hesabı yapabilmek olduğuna kaydediyor. Güner, "Böyle bir kurumun varlığı güven vererek tetikleyici olacaktır. Bu anlamda uluslararası sermeyenin yatırımları da artacaktır" diyor.

Dünyada 60 milyar doları bulan klinik araştırmalara Türkiye'nin sadece 28 milyon dolar harcandığını belirten Güner, bu pastanın en az yüzde 1'nin alınabileceğine dikkat çekiyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber