Yargıdaki kavganın perde arkası

taha akyol

HÂKİMLER ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yargıtay ve Danıştay'da boşalmış üyeliklere yeni isimler seçecek, seçmesi lazım. Fakat Adalet Bakanı ve Müşteşarı HSYK toplantısına katılmıyor. Anayasa'ya göre Adalet Bakanı Kurul'un başkanıdır; başkan katılmayınca Kurul da seçim yapamıyor.

Yargıtay'da halen emeklilik gibi sebeplerle boşalmış 23 üyelik var, buralara yeni üyelerin seçilmesi gerekiyor. Fakat Adalet Bakanı ve Müsteşarı Kurul'a katılmayarak bu seçimi engelliyor.

"Görünen" açık: Siyasi bir kişilik olan Adalet Bakanı HSYK'nın toplanmasını, Yargıtay'a üye seçmesini engelliyor!

Açıklamalar da yapılıyor: Hükümet adalette kadrolaşmak istiyor... CHP lideri Baykal da hemen tavır koydu, cumhuriyetin yargıda da abluka altına alınmak istendiğini söyledi!

"Görünen" böyle... Ama işin aslı bu kadar 'yüzeysel' değil.

Aylardan beri...

Yargıtay, boşalan üye sayısı 10'u bulduğunda Adalet Bakanlığı'na yazı göndererek HSYK tarafından yeni üye seçilmesini ister, Bakan da bunu HSYK'ya iletir. Yasa böyle.

HSYK, Yargıtay Kanunu'nun 29. maddesine göre "iki ay içinde" yeni üyeleri seçmek zorunda!

Peki, Yargıtay'da 10 üyelik ne zaman boşalmış ve HSYK tarafından yeni üyelerin seçilmesi ne zaman istenmiş?

24 Mart 2006 tarihinde, yani tam bir yıl önce!

Peki "iki ay içinde" yeni üyeleri seçmek zorunda olan HSYK neden bir yıldır yeni üyeleri seçmemiş? Kanuni bir gerekçe var mı?

Kaldı ki izleyen tarihlerde Yargıtay üyeliklerinde yeni boşalmalar olmuş ve seçilmesi gereken üye sayısı 23'e çıkmış.

Bakan ve Müsteşar yeni üyelerin seçilmesini defalarca Kurul gündemine getirdiği halde, HSYK neden "iki ay içinde" yeni üyeleri seçmemiş? Üç ay, beş ay, sekiz ay, on ay içinde seçim yapmamış da neden "şimdi" seçim yapmak için böyle bir gayret ve mücadeleye girmiş?

Bu soruların cevaplarını bilmiyoruz.

Neden şimdi?

Buradaki "şimdi"yi biraz açalım:

Yıl sonunda Yargıtay üyeleri yeni Yargıtay Başsavcısı'nı seçecekler. Yeni daire başkanları da seçilecek. Biliyoruz ki bunlar çok çekişmeli seçimlerdir, kişiler ve gruplar çarpışır. Acaba HSYK durup durup da "şimdi" Yargıtay'a yeni üyeler seçmek için gayrete gelirken, Yargıtay'da yapılacak seçimleri mi dikkate almıştır? Bilmiyoruz.

Yeni Yargıtay yasa tasarısının Meclis'te bir iki ayda yasalaşması bekleniyor. Bizzat Yargıtay'ın hazırladığı tasarı Yargıtay üye sayısının 250'den 150'ye inmesini öngörüyor. Bu sebeple, tasarının 9. maddesi artık "boşalan üyeliklere yeni üye seçilmeyeceği" hükmünü getiriyor. Tasarı yasalaşınca HSYK mevcut boş üyeliklere üye seçmeyecek.

Acaba şu bir iki ay içinde tasarı Meclis'ten geçmeden, "Bizim seçeceğimiz kişiler Yargıtay üyesi olsun da başsavcı seçiminde falan oy kullansınlar" diye mi acele ediyorlar? Bir yıl bekledikten sonra?..

Cevabını bulamadığım bir soru daha var: Müsteşar hakkında "Toplantıya katılmayarak Yargıtay'a üye seçmemizi engelliyor, yasal görevini yapmıyor" diye suç duyurusunda bulunacak HSYK'nın sayın üyeleri, kanun emri olan "iki ay içinde üye seçmek" görevini niye bir yıldır yerine getirmediklerini hukuken nasıl izah edecekler?.."