Ortaöğretimde yeni sistem çözüm değil

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 03 Nisan 2007 08:40, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59

İlköğretimden ortaöğretim kurumlarına geçişte yapılan OKS yerine, 6., 7., 8. sınıflarda 3 ayrı Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yapılması öngörülmekte. 8. sınıfın sonunda bu üç sınavın yanında ayrıca bir seçme sınavı yapılması görüşünü ileri sürenler de var. Bir yerine 4 sınav yapılması, eğitimde büyük bir yenilik (devrim) olarak sunulmaya çalışılmaktadır. OKS yerine konulmak istenen SBS'nin getirebileceği olumsuzlukları düşünerek, eğitim sistemine kalıcı çözümler getirmenin yollarını aramamız gerekmektedir.

Bir yerden başlanması, eski ezberci eğitim sisteminin bir biçimde ortadan kaldırılması kaçınılmazdır. Yerine koyacağımızı, ayakları yere basacak biçimde yerleştirebilmek için sıkıntılar çekilecektir. Bu sıkıntıları azaltmak için, toplumun değişik kesimlerinin konuyla ilgili istemlerine, eleştirilerine kulağımızı açmamız gerekir. Çıkarlarımızı değil, toplumun geleceğini düşünerek, 50 yıl sonrasının dünyasına etkin bireyler olarak katkılar sunacak, geleceğin toplumunda ayakları üzerinde durabilecek bireyler yetiştirmemize olanak sağlayan bir eğitim sistemi kurmamız gerekmektedir.

Yapılandırıcı eğitim

Türkiye'de 25-64 yaş arası yükseköğrenimi bitirenlerin oranı yüzde 9, Ortaöğretim (Lise ve dengi) kurumlarını bitirenlerin oranı ise yüzde 16. Bu oranlar İsveç'te yüzde 49, yüzde 33. 25-64 yaşları arasında olan her 4 kişiden 3'ünün İlköğretim okulunu bitirdiği, 100 kişiden ancak 9'unun yükseköğretim, 100 kişiden 16'sının ortaöğretim kurumlarını bitirebildiği Türkiye'de, (1) ilköğretim kurumlarını bitirerek ortaöğretim kurumlarında okumak isteyenlerin önüne sınav engelleri koymanın ne denli acı bir gerçek olduğunu anlatmaya gerek yoktur. İnsanının yeteneklerine göre istediği öğrenim basamağında eğitim görme hakkını yaşama geçirecek önlemleri almak, okumak isteyenlerin değil, yönetimlerin yükümlülüğünde olan bir iştir.

Eğitim sistemimize yenilik getiren, çiçeği burnunda yeni eğitim sistemi, kısaca ?Yapılandırmacı Eğitim? olarak tanımlanmaktadır. Bu eğitim sisteminin uygulanmasına, eğitimin temel öğeleri olan, okul, öğrenci, öğretmen, yönetim, veli kesimlerinin hiçbiri hazır değildir. Ölçme değerlendirme uzmanlarımızın yok denecek düzeyde az olması bir başka gerçeğimizdir. Bilimsel bir ölçme değerlendirme düzeni kuramadığımız için, anaokulundan üniversiteye dek tüm öğretim basamaklarında doğru, gerçekçi bir ölçme-değerlendirme yapılamamaktadır. Her yıl ortalama 1500 dolayında lise birincisinin, ÖSS'de yeterli başarı göstererek hiçbir yükseköğretim kurumuna girme hakkı kazanamamakta oluşu, ölçme değerlendirme sistemimizin ne denli sağlıksız olduğunun kanıtıdır. Bir öğretmenden, bir eğitim kurumunda 5 alan öğrenciyle, aynı bilgi düzeyinde olup başka bir öğretim kurumunda, bir başka öğretmenden 3 alan öğrencilerin olduğu gerçeği, ölçme değerlendirme sistemimizin çok sıkıntılı olduğunu gözler önüne sermektedir.

Seviye Belirleme Sınavı uygulamalarıyla, ?Akran Değerlendirmesi?, öğrencinin kendisinin, velisinin ölçme değerlendirme sürecine katılması gibi, yapılandırmacı eğitim sisteminin temelini oluşturan ölçme değerlendirme anlayışının yaşama geçirilemeyeceği anlaşılmaktadır.

OKS etkisi sürer

OKS sisteminin savunulacak bir yanı yok. Öğrencinin 8 yılda öğrendiğini 2 saatte, tek sınavla ölçmeye kalkmanın, ölçme değerlendirme ilkeleriyle, öğrencilerin ruhsal yapılarıyla, mantıkla açıklanacak bir yanı yoktur. Sınav yapılacaksa, bir sınav yerine, birden çok sınav yapılarak seçim yapılmasının daha yararlı olacağı açıktır. Ölçme değerlendirmenin uzun bir sürece yayılmasında yarar vardır.

İster bir kez, ister 3 kez, isterse 4. sınıftan başlayarak 5 yılda 5 kez olsun, sınavlar bir süre daha, Türkiye'nin bir gerçeği olarak süreceğe benzemektedir. İlköğretimden ortaöğretime öğrenci akışı sınavlarla yapıldığı sürece, öğrencinin yetenekleri değil, yine ezber gücü, bellek gücü ölçülebilecektir. Değişik alanlarda öne çıkacak olan yetenekleri, beceri gücü, üretkenliği, verimliliği ölçülemeyecektir. Bir resimle yüzlerce sayfalık yapıtta anlatılandan daha çok şey anlatabilme yeteneği olan bir öğrencinin, bu yeteneğini ne OKS ile ne de SBS ile ölçme, ortaya çıkarma olanağı yoktur. Bu durumda eski sistem, oranı, etkisi azalsa da varlığını sürdürecektir. Bu sonuç, yapılanmacı, öğrenci merkezli, öğrencilerin teker teker yeteneklerini ortaya koymalarına olanak sağlama savında olan yeni eğitim sisteminin özüyle çelişecektir. Bu çelişki, ?Öğrenciye göre eğitim?, ?birey merkezli eğitim? gibi çağdaş kavramlarla da çelişen uygulamalardan kurtulamadığımızı, birini bırakıp bir parça daha az zararlısına sığındığımızı ortaya koymuş olmaktadır.

(1) Erdoğan, İrfan (Prof. Dr.), AB vizyonu ve Türkiye'de eğitim, Avrupa Birliği Vizyonu, Türkiye'de Eğitim ve Özel Okullar, Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği yayını, İstanbul, 2006, s. 50

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber