Çalışan neden hile yapar?

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 03 Mayıs 2007 09:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

metiner sezer

İnsan, doğru bildiği bir şeyin yanlış olduğunu öğrenir de yıkılmaz mı? Yıkıldım! Marmara Üniversitesi (MÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nejat Bozkurt'un Antalya'da gerçekleşen ?Türkiye Muhasebe Denetimi Sempozyumu?nda yaptığı konuşmayı dinlerken yaşadım hem de bu yıkım halini. 17 Ağustos Depremi'nde çöken binalar gibi yıkıldım!

İşletmeye güvendiğin insanı koy, gerisine karışma fikrinden gidenlerdendim; yanılmışım. ?Ne kadar güven, o kadar hile? dedi Bozkurt. Hileci, güvenden besleniyormuş halbuki. Güven yoksa hile de yok.

Her hâlükârda hile yapmaya kararlı olanı kim işyerinde istihdam eder ki? De... güvenli insana da şartmış denetlendiğini hissettirmek. Denetimde zafiyet olduğunu gördüğü an meylediveriyormuş insanoğlu hile ve yolsuzluk yapmaya çünkü.

Çalışan insanların içinde yüzde 5 nispetinde bir kesim var ki, şartlar ne olursa olsun hile yapmaya kararlı oluyor bunlar. İstatistiki veriler söylüyor bunu. Asla hile yapmayanlar da var tabii; onların oranı yüzde 10. Geriye kalan yüzde 85 ise şartlara bakıyor. Uygun zemin bulmaya görsün; hemen hile yapmaya meylediyor bu büyük kitlenin hepsi de.

İşletmelerin esas dikkat etmesi gerekenler esas bu yüzde 85 oluyor tabii. Bir de denetim olsun olmasın hile yapmaya kararlı yüzde 5'lik kesimi ilave edersek bunlara, yüzde 90'a çıkıyor oran ki, gerçekten dehşet verici bir şey.

Soygun yapan silah kullanıyor genellikle ve ender-i nadirattandır bu tür olaylar. Hile ve yolsuzluk öyle mi ya? Yaygın; hem de tahminlerin çok fevkinde bir yaygınlık bu, çok! Hilecinin en büyük silahı kendisine gösterilen güven! Güvendin mi, yandın!

Şirketlerde ?İç denetim?e çok önem verilmesi gerektiğine dikkat çeken Bozkurt; bugün Amerika'da her sene 600-700 milyar doların hile yoluyla buhar olup gittiğini belirtti. Gelişmiş ülkelerde işletmeler yıllık gelirlerinin yüzde 6'sını hileli eylemler yoluyla kaybediyormuş. Türkiye için bir rakam vermiyorum, siz tahmin edersiniz nasıl olsa!..

Denetim şart!..

Prof. Dr. Nejat Bozkurt, ?Benzin, ateş ve oksijen? örneğini verdi ve ?Bu üç unsur bir araya geldi mi, yangın kaçınılmaz olur? dedi. ?Hile Üçgeni?ni meydana getiren üçlü ise baskı, fırsat ve haklı gösterme imiş.

Bir kişi niçin çalışır? Geçimini sağlamak, rahat bir hayat sürmek, çocuğuna iyi bir eğitim imkanı temin etmek, ev ve otomobil almak için değil mi? Bu sorumlulukları onu ister istemez baskı altına alan unsurlar.

Şayet çalıştığı işletme rahat rüşvet alabilme imkanı veriyorsa, o kişi bir iki tereddütten sonra başlıyor suistimale. Bu, hilecinin en masum tipi belki de. Hele bir de o kişinin para hırsı ve açgözlülüğü varsa! Tutana aşkolsun.

İşletmenin bu hilelere mani olabilmesi ancak ve ancak o kişi ve kişilere fırsat vermeyecek bir sistemi devreye sokmasıyla mümkün. Nedir o? Güvenmemek ve denetim tabii.

İşletmede sıkı bir kontrol olduğunu bilen hile yapar mı? Hile yaparsa yakalanacağını düşünen bir çalışan kolay kolay hile yapmaya yönelmez. Cezalandırılacağını bilir çünkü.

Bir de kimlerin hile yaptığı konusu var. Genel kural her işletme çalışanının hile yapmaya aday olduğunu kabul etmek ise de, hile yapabilme ihtimali ve hile tutarının büyüklüğüyle ilgili kıstaslar var bir de.

Erkek kadına, evli bekara göre daha fazla hile yapıyor. Ayrıca, zeki, egoist, meraklı, risk alabilen, kural tanımaz, sıkı çalışan insanlar... Onlar da öyle; potansiyel suçlu.

Gece-gündüz çalışandan korkun diyor Prof. Bozkurt. Ya, ?Bu kadar çalışıyorum, yaptıklarımın karşılığını alıyorum? diye haklı çıkarmaya çalışıyor kendini o kişi. Ya da, ?Parayı borç almıştım, daha sonra ödeyecektim? mazeretine sığınıp yapıyor yapacağını.

Hileci profilini iyi tanımak lazım her şeyden önce. Eğitim durumu yükseldikçe, çalışanlarda hile yapma ihtimali daha bir artıyor. Bu da önemli tespitler arasında. Yöneticinin pozisyonu da önemli bir unsur; yaşı artan nasıl daha fazla hile yapıyorsa, yetkileri artanın da hile yapma temayülü mevkisiyle birlikte artıyor. İzne çıkanların bilgisayarını kapatıp gitmesi de hilecinin tespitinde işe yarıyormuş; onu da söyleyeyim.

Hasılı, denetim yoksa, o işletmede dürüst insanların varlığı da bir işe yaramıyor demek ki.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber