Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 07 Haziran 2007 09:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararla ilgili eleştirilerini tekrarlayarak, ''Anayasa Mahkemesi'nin şu anda aldığı karara göre, Türkiye'nin önü kilitlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi kilitlenmiştir. Bir defa 367'yi eğer herhangi bir parti bu seçimlerde tutturamazsa, parlamento içinde bir mutabakat sağlanamazsa Cumhurbaşkanını seçemezsiniz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Kanal 24 Televizyonunun canlı yayınında çeşitli konulardaki soruları yanıtladı. Erdoğan, partisinin milletvekili adaylarını belirlerken 'vitrin yenileme' eleştirilerine maruz kaldıklarının hatırlatılması üzerine, Erdoğan, şöyle dedi:

''Bir defa vitrin yaklaşımını çok çirkin bulurum, ahlaki bulmam. Kim böyle bir yaklaşım içinde olursa bunu hakaret telakki ederim. Çünkü ben, en mükemmel varlık olan insanın hiç bir tanesine kalkıp da adeta yani piyasadaki bir manken gibi bakamam. Çünkü ben manken aramıyorum, ben siyasetçi arıyorum, özellikle derinliği olan. Bizim bu siyasi mücadelemize her yönüyle katkıda bulunan, bulunabilecek olan insanlar aradım arıyorum. Bunun karizması, kariyeri olacak, hele kariyer karizma ikisi bir arada olduğu zaman, bu tabi asla ret edilemeyecek olan bir şey.''

Birlikte olmak isteyip de olamadığı kişiler de olduğunu vurgulayan Erdoğan, buna örnek olarak Cem Kozlu'yu verdi.

Başbakan Erdoğan, ''Sonuçta siz lider olarak bir karar vermiş oldunuz. Çok yakın bir zamana kadar ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde çok yakın çalıştığınız bir grup. Bunların bir kısmını dışarda bıraktınız. Bununla ilgili bir mesajını var mı?'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''Bunların hepsi benim arkadaşlarım, dün nasıl arkadaşlarımsa kardeşlerimse bugünde yine arkadaşlarım, kardeşlerim. Bırakma, tasfiye etme böyle bir şey söz konusu değil. Biz siyasette beraberiz, biz siyaset yapıyoruz ve siyaseti bundan sonra beraber yapacağız. Yani 'beni milletvekili adayı yapmadınız' diyecek arkadaş çıkacağına ihtimal vermiyorum. Çünkü bu yolculuğa çıkarken, arkadaşlarımla böyle çıktık. Bazı arkadaşlarımıza farklı yerlerde görev düşecektir. Bunun da bence kabul edilmesi lazım. Bazı arkadaşlarımız da çok daha farklı yerlerde görev alabilirler ama hiç bir zaman, hiç bir arkadaşımın 'ben milletvekili adayı olamadım benim için bu iş bitmiştir' diyeceğine ihtimal vermiyorum, bu seçim maratonunda.Bir arkadaşım bana dedi ki, 'yarın ilime gideceğim ve hemen il teşkilatının emrine gireceğim ve süratle kampanyaya dahil olacağım' duygulandım.''

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in aday olmamasına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, ''Ben buraya geldim şu anda Abdüllatif bey seçim beyannamesiyle ilgili çalışan 20 yakın arkadaşımın başında bana vekalet ediyor ve toplantıyı idare ediyor. Başka cevaba gerek var mı, başkanlık ediyor. Abdüllatif bey aday olmayacağını açıkladı. Israrlarımıza rağmen aday olmayı düşünmediğini söyledi'' dedi.

''Neden?'' sorusuna da Erdoğan, ''O kendi dünyası onu bilemem, o konuda kendisine daha fazla ısrarlı olmam. Asıl olan burada şudur; partimin Merkez Karar ve yönetim kurulu üyesi ve şu anda bakanım. Beraberce çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Olan bu, olması gereken de bu. Şimdi Abdüllatif kardeşimden, bizim böyle ayrılmak, şu bu gibi böyle bir şey söz konusu değil'' yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan, Haziran ayının 13'ünde hem yeni genel merkezlerinin açılışını yapacaklarını, hem de il başkanlarıyla bir toplantı yapacaklarını bildirdi.

Erdoğan, il başkanlarıyla birlikte adaylarını tanıtacaklarını söyledi.

Erdoğan, şu anda listelerde olmayan partililere de davette bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

''14 Haziran'da da yeni genel merkezimizde o arkadaşlarımla bir sohbetim olacak, bir ikramımız olacak, start vereceğiz. Veda olmayacak yola devam'' dedi.

-AL GÜLÜM, VER GÜLÜM-

Başbakan Erdoğan, tepedeki birleşmelerin hiç bir zaman tabanlardaki birleşmeyi getirmeyeceğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Görüldüğü gibi merkezin sağında ve solunda ciddi sancılar yaşanıyor.

Tepede bazı al gülüm, ver gülüm bu tür şeyler yapılıyor ama, bu tabana nasıl yansır onu özellikle 22 Temmuzda seçmenimiz sandığa gittiğinde o partilere daha önce gönül vermiş olanlar da dahil olmak üzere gerekli olan cevabı verecek. Gönlümüz şunu ister buradan karlı çıkan Türkiye olsun, Türk milleti olsun. Peki bu neye göre olur istikrarla olur, önce siyasi istikrar, siyasi istikrarın arkasında bir demokratik istikrarı yakalamamız lazım, çünkü demokrasi ve ekonomi at başıdır bunu birbirinden ayırmamız mümkün değil. Eğer, biz demokratik istikrarı yakalayamazsak ekonomik istikrarı da yakalayamayız. Bu bakımdan ben inanıyorum ki 22 Temmuz'da zaten halkımız istikrara oy verecek. Asıl neticeyi verecek olan sandık olacaktır.''

-DOĞUDA GÜVENLİK BÖLGESİ-

Başbakan Erdoğan, ''Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Şırnak, Siirt ve Hakkari'de bazı bölgeler geçici güvenlik bölgesi ilan edildi, bu ne anlama gelir?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Bu konuda güvenlik güçlerimiz, özellikle bu hassas bölgede, bir askeri hareketlilik alanı olarak bunu ilan etmiştir. Bir defa rutin olarak her sene yapılmakta olan zaten bir çalışma vardır. Ama şu anda mevcut hassasiyetler göz önüne alınarak, güvenlik güçlerimiz bu hareketi yapmıştır, kendilerine de zaten bu konuda bizzat, bizim de vermiş olduğumuz yetkiler vardır. Bu yetkileri kullanmaktadırlar.''

''Önümüzdeki günlerde kapsamın genişletilmesi bekleniyor mu?'' sorusuna da Erdoğan, ''Yani olağanüstü hal gibi filan alamazsınız. Öyle bir şey söz konusu değil. Ama orada güvenlik güçlerimiz, bu hareket alanı içerisinde tabii bazı bölgelerde yoğunlaşma yapabilir, bunu araç gereciyle vesairesiyle yapabilir. Yani yığma yapabilir, bunların hepsi ülkemiz, halkımız içindir. Özellikle bu son Tunceli'deki gelişme ister istemez böyle bir yoğunlaşmayı gerektirebilir, bunun detaylarına girmeye gerek yok'' yanıtını verdi.

-CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-

Erdoğan, ''11. Cumhurbaşkanını kim seçecek?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:

''Biliyorsunuz bunun adımlarını attık halkımız seçsin istiyoruz. Bu talep bize zaten halkımızdan geldiği gibi, muhalefetteki ANAVATAN Partisinden de geldi. Bu Türkiye'de yıllardır konuşulur ama bu adım atılmazdı.

Biz de bu adımı atmıyorduk, atmayacaktık, niye? Çünkü bir taraftan isteniyor ama kimse buna yanaşmıyor. Fakat, rahmetli Özal, sayın Demirel, sayın Sezer hangi sistemle seçildiyse aynı seçimi biz yapıyorduk. Ve ana muhalefet partisi işi Anayasa Mahkemesine götürdü, anlamamız mümkün değil. 3 tane Cumhurbaşkanı hangi yasayla seçildiyse o yasayla yapılacak olan bir seçim Anayasa Mahkemesi tarafından biliyorsunuz değişme tabi tutuldu. Anayasa Mahkemesi'nin şu anda aldığı karara göre Türkiye'nin önü kilitlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi kilitlenmiştir, bir defa 367'yi eğer herhangi bir parti bu seçimlerde tutturamazsa, parlamento içinde bir mutabakat sağlanamazsa Cumhurbaşkanını seçemezsiniz.''

''Nereye götürür?'' sorusuna da Erdoğan, ''Yeni bir seçime götürür'' yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde aday olmadığını anımsatan Başbakan Erdoğan, 2,3 ay boyunca ana muhalefet partisinin, şahsına söylemediği laf bırakmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı adaylarının Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül olduğunu hatırlatan, Başbakan Erdoğan, şunları ifade etti:

''Kamuoyundaki kabul önemli değil ki bunlara göre, parlamentodaki kabul önemli. Eğer Parlamentoda kabul varsa eyvallah, ama kamuoyu hayır. Buyurun gidelim millete diyoruz, milletten kaçıyorlar. Milleten kaçan kim, CHP. Çünkü hiç bir zaman milletle hareket etmediler. Eğer millet sizin göstereceğiniz adayı seçecekse, başımız gözümüz üstüne, ama sizin değil de bizim veya bir başkasının gösterdiğini seçecekse başımız gözümüz üstünde yeri var. Niye milletten kaçıyoruz o zaman?''

-''CHP'Yİ HASIM OLARAK GÖRMEDİK''-

Türkiye'nin en büyük handikabının aslında ön yargılar olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

''Yapmadığınız şeylerle düşünmediğiniz şeylerle yargılanmak... Karşınızda niyet okuyucular var. O niyet okuyucularla nasıl mücadele edeceksiniz? Ama bir de hak denilen bir kavram var. Hak edilmek var. Farz edelim CHP öyle bir sayıyla parlamentoya girmiş olsaydı kalkar da kendisinin öne sürdüğü aday karşısında, 'karşı tarafın dediği olmasın, bizimki olsun. O zaman uzlaşalım' ifadesine olumlu bakar mı? Kaldı ki biz hiçbir zaman CHP'yi bir hasım olarak görmedik. Bir siyasi rakip olarak gördük. Bu siyasette bir rekabetin içindeyiz. Bu siyasi rekabetin siyasi etiğe de uygun olarak yürümesi gerekirdi. Ama bakınız en ufak bir şeyde CHP'nin başvurduğu yer bellidir, Anayasa Mahkemesi. Halbuki geçmişte verilen birçok karar var ona rağmen başvuruyor. İşte şimdi son olarak yine başvurdular.''

Erdoğan, ''Kavgaya tahammülümüz yok. Biz gök kubbe olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm şu güzelliklerini görüyor ve bu gök kubbe altında da inşallah çalışmalarımızı birlik, beraberlik, barış içerisinde sürdürmeyi düşünüyoruz'' dedi.

Erdoğan, toplumsal merkeze oturan bir parti olduklarını belirterek, ''Biliyorsunuz Türkiye'de merkez hiçbir zaman oluşmamıştır. Bazı böyle tanımlamalar olmuştur, ama bu AK Parti'yle oluşmuştur'' diye konuştu.

Erdoğan, bu seçimlerde 3 Kasım 2002 seçimlerinden daha iyi bir konumda olacakların vurgulayarak, ''Çünkü biz halkımızla örtüştük. Bizim iktidarımız milletin iktidarıydı. Herhangi bir şahsın iktidarı değildi'' dedi.

-''AK PARTİ UMUDUN ADRESİDİR''-

Erdoğan, şu anda yükselişi en yüksek oranda olan partinin AK Parti olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İstikrarlı bir şekilde yükselen bir parti. Herkes şunu söylüyor 'AK Parti gerçekten toplumsal bir merkeze oturmuş bir parti' bu çok önemli. AK Parti ne sağ, ne sol. Aşırılıklarla ilgisi olmayan bir parti. Merkez, halkını yakalayan bir umut. Umut partisi. Zaten AK Parti umudun adresidir. Halkımız da bunu görüyor.''

Erdoğan, kadın adaylara ilişkin bir soru üzerine de kadın adaylarda ciddi bir artışın olduğunu kaydetti.

Siyasete yeniden dönen adaylara ve bağımsız adaylara ilişkin soruya da Erdoğan, ''Bu arkadaşlara başarı diliyorum'' yanıtını verdi.

Erdoğan, ''Rize'ye mesaj vermeyecek misiniz?'' sorusuna da ''Rizeli hemşehrilerimiz, orada yaptığımız yatırımlarla, ortaya koyduğumuz performanslarla almaları gereken mesajları şu ana kadar almışlardır. Kendilerinden bize 3 Kasım'da verdikleri desteği daha fazlasıyla vermelerini özellikle beklerim'' diye karşılık verdi.

ERDOĞAN: ''BİZİM MUHATABIMIZ ORADAKİ KÜRT LİDERLER DEĞİL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak'taki terör örgütü ile mücadele konusunda ''Bizim muhatabımız oradaki Kürt liderler değildir, Irak'ın Merkezi Hükümetidir. Ben Merkezi Hükümetin Cumhurbaşkanıyla da Başbakanıyla da görüştüm. Bunun dışındaki bir kabile reisi ile ben görüşemem. Görüşmesi gereken olursa onlara 'git görüş' de deriz, bunu da yaparız ben görüşemem, Barzani veya bir başkası... Ama ben bir Talabani'yle Cumhurbaşkanı olduğu için görüştüm, Maliki ile görüştüm, bundan sonra da görüşürüm'' dedi.

Kanal 24 Televizyonunun canlı yayınına katılan Başbakan Erdoğan, çeşitli konulardaki soruları yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, son günlerdeki terör olayları ve sınır ötesi harekete ilişkin tartışmalarla ilgili bir soru üzerine, sınır ötesi harekatın gerek yazılı ve gerek görsel basında sürekli olarak gündemde tutulmasını, doğru bulmadığını ifade ederek şunları söyledi:

''Türkiye eğer bir sınır ötesi operasyon yapacaksa, böyle bir şey düşünüyorsa, bunu davul zurna ile yapmaz. Bunun sorumluları, ilgilileri kararını verir. Kaldı ki sınır ötesi bir harekatla ilgili Parlamento kararı da gerekmektedir, bütün bunların adımları buna göre atılır.

Bizler, gerek Türk Silahlı Kuvvetleri gerekse emniyet teşkilatımızla, bu noktada içli dışlı bir dayanışma halinde bu süreci yakından takip ediyoruz, sıcak bir şekilde takip ediyoruz ve atılabilecek adımların hepsi atılıyor.''

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bugüne kadar teröre 10 binlerce kurban verdiğini belirterek şunları kaydetti:

''Bunu asla bir siyasi istismar vesilesi yapmamak gerekir. Siviliyle, devletiyle el ele vermek suretiyle buna karşı bir mücadele oluşturmamız lazım. Fakat bugün olduğu gibi, bakıyoruz ki yabancı bir ajanstan çıkan bir haberde 'Türkiye bir sınır ötesi operasyon yapıyor' diyor. Ardından Silahlı Kuvvetlerimiz, Dışişlerimiz bunu yalanladı. Şimdi bununla ne yapılmak isteniyor, nereye varılmak isteniyor?

Böyle bir şey yapılacaksa gereği, gerektiği zamanda yapılır, biryerleri haberdar ederek, bilgilendirmek suretiyle yapılmaz.''

Erdoğan, ''bu konuda devlette görüş ayrılığı olduğu iddialarının ortalıkta dolaşmaya başladığının'' belirtilmesi üzerine şöyle konuştu:

''Bu konuda Genelkurmayımızla aramızda herhangi böyle bir tartışma, ayrışma söz konusu değil. Biz her zaman güvenlik güçlerimize, şunu söyledik, şunu söylüyoruz; nedir ihtiyacınız? Bize düşen bu noktada ne varsa bunu söyleyin. Herhangi bir eksik var mı?

Sınır ötesiyle alakalı olarak bir adım atılacaksa, biz bunun, öncelikli olarak güvenlik güçlerimizle müzakeresini yaparız, böyle bir şey gerektiği anda da bunu Parlamento'ya taşırız. Tabii bu lafla olan şeyler değil, bunların bir prosedürü var, o prosedür içinde bunlar yürütülür.

Benim medyadan ricam şudur; ne olur bu işi bu kadar kaşımayın, bunu kaşıdıkça muhaliflerimize, düşmanlarımıza koz veriyoruz. Atacaksak adımı, zamanı geldiğinde atarız. Güvenlik güçlerimiz bizden bir şey talep ettiklerinde asla onların önlerinde durmayız, duramayız. Biz kendi içimizde bu müzakereyi zaten yapıyoruz, yapmaya devam ederiz. Vakti, saati geldiğinde, ne gerekiyorsa, o adım atılır.''

-''BİZ NETİCELERİ GÖRMEK İSTİYORUZ''-

Başbakan Erdoğan, ''ABD ile eşgüdümde bir sorun var mı? ABD bu işin neresinde?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:

''Bu konuda münasebetler, yakın çalışma devam ediyor, ama bunlar bizi tatmin etmiyor. Biz netice istiyoruz. Bu netice nedir? Özellike Kuzey Irak'taki bölücü terör örgütünün konuşlanmasının dağıtılması noktasında müşterek atılması gereken adımlar. ABD, Türkiye ve Merkezi Irak Hükümeti, bu konuda mutabakatlarımız var, ama henüz netice yok. Biz bu neticeleri görmek istiyoruz. Gerek ABD ve gerekse Irak'la görüşmeler devam ediyor. Neticeyi almadan 'burada iyi bir konumdayız' demem mümkün değil. Önce neticeyi alacağız, bunu göreceğiz ki 'güzel gelişmeler var' diyebilelim. Ama şu andaki gelişmeler 'çok çok nispi' diyebileceğim gelişmeler.''

Başbakan Erdoğan, ''Türk halkı bundan sonra ABD'nin sözden öteye gitmesini ne kadar inandırıcı bulur?'' sorusu üzerine şunları söyledi:

''İnandırıcı bulamadığı için de zaten anti Amerikancı bir yapı Türkiye'de oluştu... Biz artık söz değil, laf değil, icraat bekliyoruz. Bu icraatı Amerika bize karşı da göstermeli, biz şu ana kadar stratejik ortaklığın gereği olarak üzerimize ne düşüyorsa bunları hep yerine getirdik, ama siz henüz bunları yerine getirmediniz. Bu konudaki serzenişimize hak verdiler''

-''MUHATABIMIZ IRAKTAKİ MERKEZİ HÜKÜMET''-

Başbakan Erdoğan, ''Kürt yönetiminden liderlerin Türkiye'ye gelmek istediğine dair haberlerin basında yer aldığı'' belirtilerek yöneltilen, ''konuşulacak bir şey var mı?'' sorusuna şu karşılığı verdi:

''Onlar farklı bir süreç. Onlarla da neyin konuşulacağı, konuşulmayacağı noktasında atılması gereken adımlar varsa bu adımları zaten yine biz siyasiler atarız. Ama bizim muhatabımız oradaki Kürt liderler değildir, Bizim muhatabımız Irak'ın Merkezi Hükümetidir. Ben Merkezi Hükümetin Cumhurbaşkanıyla da görüştüm, Başbakanıyla da görüştüm. Bunun dışındaki bir kabile reisi ile ben görüşemem. Görüşmesi gereken olursa onlara 'git görüş' de deriz, bunu da yaparız. Ben görüşemem, Barzani veya bir başkası... Ama ben bir Talabani'yle Cumhurbaşkanı olduğu için görüştüm, Maliki ile görüştüm, bundan sonra da görüşürüm. Bakanım onların Dışişleri Bakanıyla görüşmüştür. Niye? Biz, sorun çözmek istiyoruz. Ortada bir sorun var, buna 'yok' diyemeyiz, bu sorunu çözmek için de masaya gelmek şart, çağırmak şart. Bunu sadece medya aracılığıyla çözme yoluna eğer gidersek, çözemeyiz. Bu işi çözmenin tek yolu var; görüşmek, konuşmak, neticeye bağlamak.''

Başbakan Erdoğan, ''Kürt grupların terör örgütüne açıktan destek verdiği görüşünde misiniz?'' sorusuna ''açık veya gizli var tabii'' karşılığını verdi.

Başbakan Erdoğan, ''seçimle eş zamanlı olarak terör olaylarında bir sıklık var. PKK'nın daha çok aktif hale gelmesini ayrıca yorumluyor musunuz?'' sorusunu şöyle cevaplandırdı:

''Şunu bir defa bilmemiz, görmemiz gerekiyor; Malum bir partinin bu ülkede bölücü terör örgütüne yönelik bir yaklaşım tarzı var. Komplo teorileri üzerine de yoruma girmek istemem, ben gördüğümle konuşmak istemem. Kaldı ki bölücü terör örgütü, benim siyaset anlayışımın, bir seçime giderken aslında hareket noktasını da temsil etmez. Çünkü biz illegal bir yapıyla şu anda seçime gitmiyoruz, legal muhataplarımızla bir seçim yapacağız. Legal muhataplarımız da bu seçime girme şansını yakalamış olanlardır. Ama illegaliteyle, legal olmayan örgütlerle bağ içerisinde olanlara da benim halkım zaten gerekli dersi seçim sandığında verir.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber