MEB Din Eğitim Genel Müdürü: Seçmeli olursa, Dinli, Dinsiz ayırımı olur

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 28 Eylül 2007 11:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürü İrfan Aycan, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin seçmeli olup olmaması tartışmalarıyla ilgili ''Din dersinin seçmeli olması, seçenlerin 'dinli' seçmeyenlerin 'dinsiz' şeklinde ayrışmasına neden olur. Ayrıca uygulama konusunda birtakım sıkıntılar yaşanır'' dedi.

Aycan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, imam hatip liselerinin müfredatını yenileme çalışmalarının sürdüğünü, yılbaşında tamamlanacağını, gelecek eğitim-öğretim yılında yeni müfredatın uygulamaya konulacağını belirtti.

İrfan Aycan, yeni müfredat kapsamında Kelam ve İslam Tarihi dersinde Alevilik ile ilgili konuların da işleneceğini bildirdi. İlköğretim ve ortaöğretimde okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatına Alevilik konusunun daha önce alındığını anımsatan Aycan, ''Böylece din adamı olacak kişilerin de bu bilgileri edinmesini istiyoruz'' dedi. Aycan, imam hatip liselerinde Alevilik ile ilgili konuların ilk kez işleneceğini söyledi.

-''SEÇMELİ'' TARTIŞMALARI-

Din dersinin seçmeli olup olmaması konusundaki tartışmalarla ilgili görüşlerini de belirten Aycan, ''Ülkemiz bu tecrübeyi daha önce yaşadı. Din dersi seçmeliydi ve okullarda ayrım meydana gelmiş, anarşik durumlar oluşmuştu. Bir taraftan din dersi alanlar sağcı veya dinci olarak nitelendiriliyorlar, diğer taraftan bu dersi almayanlar solcu, ateist, komünist olarak nitelendiriliyorlar. Böyle bir parçalanma yaşanmıştı'' dedi.

Din dersinin 1982 yılında zorunlu hale getirildiğini anımsatan Aycan, ''Din dersi seçmeli olursa seçenler 'dinli', seçmeyenler 'dinsiz' şeklinde ayrışmaya neden olur. Ayrıca uygulama konusunda sıkıntılar yaşanır. Geçmişte bunlar olmuştu. Bölgeler arasında uygulamalarda sıkıntılar yaşanmıştı. Din eğitimi seçmeli olursa bu bir kültür dersi değil, din eğitimi dersi olur. Bu da uygulamada çok büyük sıkıntılar verir'' diye konuştu.

-''1980 ÖNCESİNE DÖNERİZ''-

Aycan bir soru üzerine din dersinin seçmeli olması ''seçen-seçmeyen'' şeklinde baskı oluşacağını yineleyerek, ''En büyük sıkıntı 1980 öncesine dönmüş oluruz, bir ayrışma olur'' dedi.

Din dersinin seçmeli olduğu dönemde, gençlerin dini açıdan dışardan gelen etkilenmelere açık olduğunu savunan Aycan, ''Dindar kesim arasında dışardan gelen cereyanlara açık bir durum vardı. Gençler çeşitli ülkelerden etkileniyordu'' dedi. Aycan, bu dönemde ''dini eğitim almak isteyen bazı insanların yurt dışına gittiklerini, Türkiye'ye yanlarında bazı kitaplarla döndüklerini, gençlerin de çevirisi yapılan bu kitaplardan olumsuz etkilendiklerini'' anlattı.

Aycan, ''Ama kendi uzmanlarımız yetişince böyle bir etkilenme kalmadı. Din dersi zorunlu olduktan sonra ortak bir kültürel formasyona kavuşulması nedeniyle bu etkilenmelerin önü tamamen kapandı. Mesela İran etkisi, şimdi de 'Malezya olur mu?' diyorlar ya, etkileme devri artık bitti. Türkiye bir model olmaya başladı. Yurt dışına gittiğimizde bizim Türkiye'deki din eğitimi ve öğretimi modelini kendi ülkelerinde uygulamak istediklerini belirtiyorlar'' diye konuştu.

''Türkiye'nin Malezya'ya benzeyeceği tartışmalarının boşuna yapıldığını'' savunan Aycan, şöyle konuştu:

''Türkiye'de gençler bu dersi zorunlu olarak alıyor. Türkiye'de din konusundaki hoşgörü ve tolerans bu okullarda verilen eğitim sayesindedir. Eğer biz tartışılan bazı ülkeler gibi olmuyorsak bunun sayesindedir. Türkiye'de sistem oturmuş durumda, niye Malezya olacak?'' İrfan Aycan, halen Türkiye Cumhuriyeti uyruklu Hristiyanlık ve Musevilik dinlerine mensup öğrencilerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olduklarını anımsattı. Aycan, bu yöndeki kararın 1987 yılında Talim ve Terbiye Kurulunca alındığını, daha sonra da 1990 ve 1992 yıllarında Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu Başkanlığınca alındığını anlattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber