İnönü Rektörü Hilmioğlu: 5 yıldır siyasi baskı yapılıyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 02 Ekim 2007 16:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İnönü Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, ''(Sivil Anayasa yapıyoruz) diyorlar ama 1960 ve 1982 anayasalarının da akademisyenler tarafından yapıldığını görmezden geliyorlar'' dedi.

İnönü Üniversitesi'nde yeni akademik yılın başlaması dolayısıyla kongre kültür merkezinde tören düzenlendi.

Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Hilmioğlu, sivil anayasa tartışmaları konusunda Hükümetin, rektörler komitesinin açıklamalarına ''tahammül edemediğini'' söyledi.

Prof. Dr. Hilmioğlu, şunları kaydetti:

''Son 5 yıldan beri siyasal iktidarın, üniversitelerimiz üzerindeki baskıları, Cumhuriyet tarihimiz boyunca eşi benzeri olmayan boyutlara ulaşmıştır. İçerisinde İÜ'nün de bulunduğu bazı üniversitelerimiz, adeta siyasal iktidar tarafından hedef olarak seçilmiş, her türlü haksız iftira ve ithamlara maruz bırakılmıştır. Bir rektörümüz, Cumhuriyet tarihinde başkaca örneği olmayan bir şekilde tutuklanmış ancak, iddia edilen suçların gerçek olmadığı yargılama sonucunda anlaşılmıştır. Üniversitelerimize, üniversitelerimizin yönetimlerine ve rektörlerine adeta savaş açan, son derece haksız iftiralarla üniversitelerimizi kamuoyunda küçük düşürmeye çalışan siyasal iktidar anlayışı, dünyanın hangi ülkesinde görülmüştür? Bütün bu maddi, fiili ve psikolojik engellemelere rağmen, Türk üniversiteleri gelişmelerine devam etmiş ve ülkemiz, bilimsel yayın sıralamasında dünyada 19. sıraya yükselmiştir. Bütün bu olumsuz koşullara rağmen üniversitelerimizin göstermiş olduğu bu başarıyı siyasal iktidar hangi alanda göstermiştir; ekonomide mi uluslararası siyasette mi, AB ile müzakerelerde onurlu bir siyaset izlemede mi, Kıbrıs sorununda mı, Kuzey Irak'ta mı, her gün bir kaç şehidimizin verildiği terörle mücadelede mi?''

-SİVİL ANAYASA-

Prof. Dr. Hilmioğlu, 1982 Anayasası'nda yüzde 92 halk desteğinin alındığını ifade etti.

Anayasa değişikliği ile toplumun gündeminin ''gereksiz yere işgal edildiğini'' söyleyen Prof. Dr. Hilmioğlu, şöyle devam etti:

''(Sivil Anayasa yapıyoruz) diyorlar, ama 1960 ve 1982 anayasalarının da akademisyenler tarafından yapıldığını görmezden geliyorlar. 'Yeni Anayasayı halk oyuna sunarak halkın desteğini de alacağız' diyorlar ama 1982 Anayasasının yüzde 92 halk desteğini görmezden geliyorlar. 'Özgürlükçü anayasa yapıyoruz' diyorlar ama rektörler komitesinin açıklamasına bile tahammül edemiyorlar. En temel insan hakları ve özgürlükler çerçevesinde düşüncelerimizi açıkladığımızda, tepki gösterip, 'Rektörler işlerine baksın' diyorlar. Böylesine bir anlayışa sahip siyasilerden özgürlükçü bir anayasa yapması beklenebilir mi?'' Ülke ve ulusu ilgilendiren ulusal ve uluslararası her konunun üniversitelerin ilgi alanı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hilmioğlu, ''Üniversiteler, bir topluma ışık tutan, yol gösteren deniz fenerleri gibidir. Bu fenerleri izlemez, dikkate almazsanız 'gemicik' ve geminizin karaya oturması kaçınılmazdır'' diye konuştu.

-İÜ'DE İLK DERS-

Galatasaray Üniversitesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşılıoğlu, ''Anayasaların Önemi ve Değişikliğine İlişkin Tartışmalar'' konulu ilk dersi verdi.

Prof. Dr. Yüzbaşılıoğlu, devletin siyasal rejiminde köklü bir değişiklik olmadığı sürece Anayasa değişikliğine gidilemeyeceğini ifade ederek, dünyada tüm anayasaların savaş sonrası yapıldığını söyledi.

Prof. Dr. Yüzbaşılıoğlu, şunları kaydetti:

''Devletin siyasal rejiminde köklü bir değişiklik. Bu, ne demek; otoriter rejimlerden demokratik rejime geçiş ya da tersi veya devletin yapılanmasında köklü değişiklik hallerinde yeni bir anayasa söz konusu olur. Dünyaya baktığımızda tüm anayasalar savaş sonrası yapılmıştır. İmparatorluklar çökmüştür, yeni devletler kurulmuştur ya da sömürge altındadır; bağımsızlığını kazanmıştır. Ya da otoriter rejimden demokratik rejime geçiş aşamalarında yapılmıştır. Bir de askeri müdahale sonrası yeni anayasa yapılır. İhtiyaçtan değil, zorunluluktan yapılır. Müdahale hukuk dışıdır. Darbeci başarılı olamazsa canından olur. Başarılı olursa da hukuk düzenini yeniden yaratır. O hukuk düzeni değişmek zorundadır. Çünkü o hukuk düzeni iyiyse o niye gelmiştir. O mutlaka ciddi bir sebebe dayanarak gelmiştir ve bunu önleyici bir anayasa yapmak iddiasıyla ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla müdahalelerde yeni anayasa yapılması, bu sebeple kaçınılmazdır.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber