AFAD böyle uyardı: Sel değil tedbirsizlik öldürüyor

Türkiye, birkaç günde sele beş can verdi, ağır maddi kayıplar oluştu. Oysa 'risk araştırması' ile bu acılar önlenebilirdi.

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 25 Haziran 2020 18:10, Son Güncelleme : 25 Haziran 2020 18:21

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), başta İstanbul ve Bursa olmak üzere yurdun birçok noktasında etkili olan seller konusunda vatandaşları ikaz ederek sel öncesi, sel anı ve sonrasında alınabilecek tedbirlere dair tavsiyelerde bulundu. Tavsiyeler şöyle:

- İlk olarak bulunulan bölgenin sele maruz kalma riskini öğrenin, sel yataklarına yerleşmemeye özen gösterin ve sel sigortası yaptırın. Sel riskinin olduğu durumlarda evden çıkarken elektrik sigortalarını ve su vanalarını kapatın.

- Sel sırasında ise o bölgeyi hemen terk edin ve yüksek ve güvenli bölgelere gidin. Elektrik kaynaklarından uzak durun. Koronavirüs salgınını da göz önünde bulundurarak sel sularının temas ettiği yiyecekleri yemeyin ve dezenfeksiyon işlemleri yapılmadan hiçbir eşyaya dokunmayın.

- Sel sonrasında ise evdeki suları, binanın zarar görmemesi için yavaş yavaş boşaltın, binadaki hiçbir kablo ve elektrikli aletlere dokunmayın, sele maruz kalınan bölgelerde kaynağı bilinmeyen suyu kullanmayın. Ancak yetkililer gerekli kontrolleri yaptıktan sonra evlerinize girin.

Son ana kadar ailesini kurtarmaya çalışmış

Bursa'da şehrin stresli ortamından uzaklaşmak için Kestel ilçesine bağlı Kayacık köyünde bağ evi satın alan Ahmet Bilen ailesi, pazar günü bağ evinde kuvvetli yağışın ardından derenin taşması sonucu oluşan sele yakalandı. Bilen, yengesi ve iki kızını güvenli bir yere çıkardıktan sonra diğer aile fertlerini kurtarmak için geri döndüğü sırada annesi, eşi, kızı ve yeğeni ile sel sularına kapıldı. Bilen ailesinin yakını Mehmet Can Üzer "Yengesi bize Ahmet'in öncelikle onu ve iki çocuğunu kurtardıktan sonra annesi, eşi ve diğer çocuklarını kurtarmaya çalıştığı sırada suyun daha da yükseldiğini ve bir anda suya kapılıp kaybolduklarını anlattı. Ahmet'in cenazesi annesine, eşinin de çocuğuna sarılı olarak bulundu. Demek ki, son nefesine kadar annesini ve çocuğunu kurtarmaya çalışmış" dedi.

DERE YATAĞINA KURULAN MAHALLE

Bir kişinin hayatını kaybettiği İstanbul'daki Esenyurt Pınar Mahallesi'nin dere yatağına kurulduğu ortaya çıktı. Ani su baskını sırasında evlerinde mahsur kalan üç çocuğu kurtarmaya çalışırken boğulma tehlikesi atlatan Levent Tankaş isimli bir vatandaş "Bu mahallede daha önce beş kere sel olayı yaşandı. Bu, en büyüğüydü" dedi.

Sular altında 13 dakIka

"Soğukkanlılığımı yitirmedim. Korkuluklara tutundum. On üç dakika suyun altında kaldım. Uzatılan hortumdan nefes aldım. Olayın şokundayım."

İstanbul Esenyurt'ta önceki gün yaşanan şiddetli yağış sırasında oluşan selde zemin katındaki evinde mahsur kalan ve kendisine uzatılan su hortumuyla nefes alarak hayata tutunan Murat Coşkun, yaşadığı dehşet dolu anları anlattı. Pınar Mahallesi'nde sokakta biriken suyun içeriye akacağını düşünerek camı kapatmak için eve girdiğini belirten Coşkun, daireye aniden suların girdiğini ve odayı dolduran suyun altında kaldığını söyledi. Coşkun, o an yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti: "Bütün yaşadıklarımın ölümle hayat arasındaki incecik bir çizgi olduğunu gördüm. Ölümün soğukluğunu hissettim. İçilecek suyumuz varmış. Komşular beni kurtarmak için kendilerini feda etti. Soğukkanlılığımı yitirmedim ve pencereye yakın durarak korkuluklara tutundum. Bana uzatılan hortumu bir kurtarıcı ışık hüzmesi olarak gördüm. On üç dakika suyun altında kaldım. Uzatılan hortumdan nefes aldım. Olayın şokundayım. Rabb'im inşallah bir daha yaşatmaz." Öte yandan sel felaketinin yaşandığı yere gelerek ekiplerden bilgi alıp incelemelerde bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya "Olayın ilk anından itibaren devletimiz bütün kurum ve kuruluşları ile birlikte intikal etti. Devletimiz yaraları sarmak için seferber olmuş durumda" diye konuştu. İHA

HORTUMU UZATAN ABDULLAH KARÇİK:

Filmden esinlendik

Murat Coşkun'a hortum uzatarak kurtulmasını sağlayan Abdullah Karçik de yaşananları şu sözlerle anlattı: Kapıyı kırmaya çalıştık ama açamadık. Bütün komşular buraya geldi. Aklıma Kemal Sunal ve Şener Şen'in Davaro filmindeki hortum sahnesi geldi. Hortumu Murat'a verdik, nefes alması için hortumun ucunu yukarı tuttuk. Baltayla demir korkuluğu kestik. Murat da korkulukları tuttu. Bir taraftan da hortumu tutup nefes almaya çalışıyordu. Onun canlı olarak çıkması çok güzel. Hızlı bir karar verdik. Bir insanın canını kurtardığım için çok mutluyum. İHA

200 yılda 700 hortum

İstanbul'un Büyükçekmece ve Çatalca ilçelerinde önceki gün meydana gelen hortum, büyük tahribata yol açtı. Büyükçekmece'nin Ahmediye Mahallesi'nde bulunan binalar ve fabrikaların çatısında hortum sebebiyle hasar oluştu, fabrikanın bahçesinde bulunan malzemeler etrafa saçıldı. Çatalca'da da seralar harabeye dönerken yoldaki bir kamyonet de hortumun şiddetiyle tarlaya fırladı. Hortumda yaklaşık 70 dönüm ekili arazi zarar gördü. Sera sahibi Ahmet Şanlı "Abim tarladaydı. Ufak tefek sıyrıkları var. Biz 10 kişilik bir aileyiz. Burada 10 yıllık emeğimiz var. Sebze yetiştiriyoruz. On senelik emeğimizden geriye hiçbir şey kalmadı" şeklinde konuştu. İHA

Newcastle Üniversitesi araştırmacısı, atmosfer bilimci Dr. Abdullah Kahraman, hortumlarla ilgili meteorolojik kayıtların eksik olduğunu söyledi. Kahraman, farkına varılamayan çok sayıda hortum hadisesi olduğunu dile getirerek şöyle devam etti: Türkiye'de bugüne kadar gerçekleşmiş 700 küsur hortumu tespit ederek kayıt altına aldık. Bunların ilki de 1818 yılında Çeşme'deki hortuma kadar gidiyor. En ölümlü kayıt, 1930 yılında 20 kişinin can verdiği Edirne'de kaydedildi. Nüfusun az olması ve hortuma şahitlik edebilecek insan sayısı o dönemlerde az. İkincisi Türkiye'de 20 sene öncesine kadar hortumlar 'Burada olmaz' denilen cinsten hadiseler. Ancak hortum bizim yabancı olduğumuz bir hadise değil. Ayrıca bazıları da fırtına, kasırga şeklinde kayıtlara geçmiş. Sonuç itibarıyla hortum sadece Türkiye'de değil, orta enlemlerde nadir de olsa görülen bir olay.

Bir günde 59 bin 900 şimşek ve yıldırım

Başta batı bölgeler olmak üzere Türkiye'nin birçok yerinde yağışlı hava şartları hayatı zorlaştırırken ülke genelinde önceki gün saat 19.00'a kadar 59 bin 900 şimşek ve yıldırım kayıtlara geçti. Bunlardan çoğunluğu Marmara Bölgesi'nde yaşandı. Büyük korkuya yol açan şimşek ve yıldırımlar dün de bazı bölgelerde yağışlarla birlikte görüldü.

Ebru Karatosun

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber