Emeklilik Derecesindeki Uyuşmazlık

Memuriyet hayatı sonuna yaklaşan bir memur, emekli olmak istediğinde kurumuna dilekçe ile müracaatta bulunarak talepte bulunmaktadır. Kurum, kişinin derece ve kademesini belirleyerek Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurmaktadır. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu kanunun kendisine verdiği yetki uyarınca hizmetleri yeniden değerlendirmekte ve derece belirlemesini yeniden yapmaktadır. Bazen, yapılan bu belirleme kurum tespitinden farklı olabilmektedir. Devamı için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 08 Şubat 2008 20:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Emeklilik işlemini başlatmak isteyen bir personel öncelikle çalıştığı kurumuna bir dilekçe ile müracaat ederek emeklilik sürecini başlatmaktadır. Çalıştığı kurum ise emekli olabilmek için gerekli şartların taşınıp taşınmadığına bakarak emeklilik onayını ilgili makamlara sunmaktadır. Emeklilik onayı üzerine de alınan onay Sosyal Güvenlik Kurumuna intikal ettirilerek emekli maaşı ve diğer hususlar için süreç başlatılmaktadır. İşte bu noktada bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bunlardan en önemlisi emekli maaşına esas aylık derece ve kademenin tespitidir. Sosyal Güvenlik Kurumu kurumlarca gönderilen hizmet cetvelinin yeniden incelemeye tabi tutarak nihai kararı vermektedir. Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse kurumu tarafından 1 inci derecenin 1 inci kademesinden emekli onayı alınan bir personelin Sosyal Güvenlik Kurumunca hesaplanan emekli derece ve kademesinin 2 nci derecenin 3 üncü kademesi olabilmektedir ve esas alınan da bu derece ve kademedir. Bu durum ise personel açısından önemli mağduriyet ortaya çıkarmaktadır.

Aşağıda bu konuyla ilgili bir Danıştay kararına yer vererek bu konunun nasıl çözüme kavuşturulacağına ilişkin bir çözüm önerisinde bulunacağız.

Bu konuyla ilgili olarak Danıştay 11. Dairesinin 2007/5685 Karar No ve 2005/5144 Esas No'lu kararı şu şekildedir:

Özetle Çalıştığı kurum tarafından, emeklilik keseneğine esas intibakının 1. derecenin 1. kademesine yapılması üzerine emeklilik talebinde bulunan; ancak, Emekli Sandığınca durumunun 5434 sayılı Kanun'un ek 30.maddesi uyarınca incelenmesi sonucu tarafına 2. derecenin 3. kademesi üzerinden emekli aylığı bağlanan davacının, kurumuna karşı açtığı maddi ve manevi tazminat davasını, olayda hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle reddeden mahkeme kararında, hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.

İsteğin Özeti : Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde sivil memur olarak görev yapmakta iken anılan Komutanlığın 14.1.2003 tarihli onayının ekinde yer alan emekli kesintisine esas terfi listesinde 1. derecenin 1. kademesinde gösterilmesi nedeniyle emeklilik talebinde bulunarak 4.7.2003 tarihinde kurumuyla ilişiği kesilen ve 15.7.2003 tarihinden itibaren 2. derecenin 3. kademesi ve (1100) ek gösterge üzerinden emekli aylığı bağlanan davacının, idarenin hizmet kusurundan dolayı uğradığını ileri sürdüğü 52.100.000.000-TL. maddi ve 2.000.000.000.- TL. manevi zararın, emekli edildiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açtığı davayı; 5434 sayılı Kanunun Ek 30. maddesinde iştirakçilerin emeklilik keseneğine esas olan derece ve kademelerinin mevzuata uygunluğunun Sandıkça inceleneceğinin, Sandıkça mevzuata uygun olarak tespit olunacak derece ve kademe üstündeki derece ve kademe aylığı üzerinden emeklilik keseneği kesilmiş olmasının iştirakçilere emeklilik bakımından bir hak sağlamayacağının hüküm altına alındığı, olayda 10.6.2003 tarihli dilekçesi ile yasal süresini doldurması nedeniyle emekliye ayrılma talebinde bulunan davacının emekliliğe sevkinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 30.6.2003 tarihi itibariyle kurumuyla ilişiğinin kesildiğinin, emeklilik işlemlerinin devamı sırasında Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne gönderilen belgelerin incelenmesi sonucunda ilgilinin intibakının 2. derecenin 3. kademesi olarak tespiti nedeniyle intibakının yeniden yapılması ve buna göre yeniden hazırlanacak hizmet cetvelinin tanzim edilerek gönderilmesinin talep edildiğinin, talep üzerine yapılan inceleme sonucunda 5434 sayılı Kanunun ek 17. ve ek 18. maddeleri kapsamında değerlendirmeye alınmaması gereken, öğrenim seviyesi altında kalan sigortalı hizmetlerinin değerlendirmeye alındığının tespiti üzerine davacının emekli müktesep terfisinin 2. derecenin 3. kademesi olarak yeniden belirlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda 5434 sayılı Kanunun ek 30. maddesinde iştirakçilerin emeklilik keseneğine esas olan derece ve kademelerinin Sandıkça tespit edileceği hükme bağlandığından, 14.1.2003 tarihli Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yazısında davacının emekli kesintisine esas terfi listesinde 1. derecenin 1. kademesi olarak gösterilmesi durumunda, idareyi tazminle sorumlu kılacak hizmetin kötü, geç veya hiç işlememesinden kaynaklanan bir hizmet kusurunun varlığından söz edilemeyeceğinden, idarenin tazminat ödemekle yükümlü tutulamayacağı gerekçesiyle reddeden Ankara 3. İdare Mahkemesinin 28.2.2005 günlü ve E:2003/1845, K:2005/194 sayılı kararının; 1. derecenin 1. kademesinden emekli olamamasının idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı, zira dava konusu işlemle zamanından önce emekliliğini istemesine sebep olunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Ankara 3. İdare Mahkemesinin 28.2.2005 günlü ve E:2003/1845, K:2005/194 sayılı karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, gereksiz olarak alınan 17.- YTL temyiz başvuru harcının istemi halinde davacıya iadesine, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 30.5.2007 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde sivil memur olarak görev yapmakta iken anılan Komutanlığın 14.1.2003 tarihli onayı ekinde yer alan Emekli Kesintisine Esas Terfi Listesinde 1. derecenin 1. kademesine terfi ettiğini görmesi üzerine emeklilik talebinde bulunarak 4.7.2003 tarihinde kurumuyla ilişiği kesilen, ancak Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün 10.7.2003 tarihli yazısından 2. derecenin 3. kademesi üzerinden tarafına emekli aylığı bağlandığını öğrenen davacı tarafından, söz konusu terfi listesini onaylayan Milli Savunma Bakanlığının, hizmeti kötü yürütmesi nedeniyle 1. dereceye gelmeden önce

emeklilik talebinde bulunmasına yol açtığı ileri sürülerek, idarenin hizmet kusuru nedeniyle maruz kaldığı maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Devlet Memurluğunda İlerleme ve Yükselmeler" başlıklı 2. Bölümünde kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi için gerekli şartlar açıklanmış, derece yükselmesi ve kademe ilerlemesi ile ilgili onay merciinin atamaya yetkili amir olduğu, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 14, 16 ve 17. maddelerinde iştirakçilerin emekli keseneğine esas aylık tutarları üzerinden kurumlarınca kesilen emekli kesenekleri ile kurum karşılıklarının, kurumları tarafından Sandığa yatırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Anayasanın 125. maddesinde idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralına yer verilmiş olup, idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ortada bir zararın bulunması, bunun idareye yüklenebilen bir eylem veya işlemden doğması, zararın doğmasına neden olan idari işlem veya eylemin hizmet kusuru oluşturması ya da kusursuz sorumluluk şartlarının mevcut olması gerekmektedir. Hizmet kusuru, hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi ya da hiç işlememesi nedeniyle zarara yol açılması hali olup, zararın ortaya çıkmasında zarar görenin ya da üçüncü kişilerin kusurunun bulunmaması ve mücbir sebep halinin mevcut olmaması durumunda idarenin sorumluluğundan bahsetmek mümkün olacaktır.

Dosyada, 5434 sayılı Kanunun ek 30. maddesinde yer alan, iştirakçilerin emeklilik keseneğine esas olan derece ve kademelerinin mevzuata uygunluğunun Sandıkça inceleneceği ve Sandıkça tespit edilen derece ve kademe üstündeki derece ve kademe aylığı üzerinden emeklilik keseneği kesilmesinin iştirakçilere emeklilik bakımından bir hak sağlamayacağı hükmüne dayanılarak davalı Milli Savunma Bakanlığının hizmet kusurunun varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, davacının henüz 2.derecenin 3. kademesinde iken emeklilik talebinde bulunması ile kurumunca sehven 1. derecenin 1. kademesine intibakının yapılması ve emekli kesenek ve kurum karşılıklarının bu derece ve kademe üzerinden yatırılması arasında illiyet bağı bulunduğu açık olduğundan hizmetin kötü işlemesi şeklinde ortaya çıkan hizmet kusuru nedeniyle kişinin maruz kaldığı zararın, zarara neden olan kurumunca tazmin edilmesi hakkaniyet ilkesinin gereğidir.

Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Sonuç olarak, ortada net bir Danıştay kararı olup, bu karara göre de Emeklilik işlemlerinde son noktanın Sosyal Güvenlik Kurumunca karara bağlanacağı belirtilmiştir. Buradan hareket edersek sorunun çözümü için aşağıdaki hususları belirtmekte yarar görüyoruz.

1- Personelin çalıştığı kurumun Sosyal Güvenlik Kurumuna göndermiş olduğu onaydaki derece ve kademenin Sosyal Güvenlik Kurumunun hesapladığı derece ve kademeden farklı olması halinde, personelin hem emekli maaşı hem de emekli ikramiyesi açısından önemli kayıpları ortaya çıkacaktır. Bu nedenle emekli maaşı bağlanmadan Sosyal Güvenlik Kurumunca ilgili kuruma bir yazı gönderilerek durum açıklanmalı ve personelin emekliye ayrılıp ayrılmayacağı hususunda görüşü alınmalıdır. Bununla kişilerin kusuru olmadan uğrayacağı zararın önüne geçilecektir. Personelin çalıştığı kurumun yaptığı bir hatanın personele yüklenmesi hiçbir şekilde kabul edilemez.

2- Bunun yapılabilmesi için konunun Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kuruluna getirilerek bir karar alınmasının yeterli olacağını düşünüyoruz. Burada önemli olan husus konunun ciddiyetinin algılanarak insiyatif alınmasının sağlanmasıdır. Aksi takdirde ilgili kurumlarca alınan emekli onayı üzerine kişilerin mağdur edilip edilmediği hususu dikkate alınmadan Sosyal Güvenlik Kurumunca tespit edilecek derece ve kademeye göre emekli maaşı bağlanacaktır.

3- Daha önce buradan Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü(bu kurum Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiştir) Yönetim Kurulunun almış olduğu bir kararla özürlü personelin emeklilik işleminde nasıl bir insiyatif alarak mağduriyeti önlediğini açıklamıştık. Aynı durumun burada yapılması ise daha kolaydır. Yapılacak işlem emekli maaşı bağlanmadan önce ilgili kuruma personelin bu şartlarda emekli olmayı kabul edip etmeyeceğinin sorulmasından ibarettir. Bu dediğimiz husus ise sadece Personelin çalıştığı kurumun Sosyal Güvenlik Kurumuna göndermiş olduğu onaydaki derece ve kademenin Sosyal Güvenlik Kurumunun hesapladığı derece ve kademeden farklı olması halinde yapılacaktır. Bu yolla ömrünün sonbaharında olan insanların mağduriyetinin önüne geçilecektir. Bu durum ise en azından insani olacaktır.

4- Böyle bir işlem tesisi üzerine şayet personel emekli olmaktan vazgeçerse, yapılacak işlem, kurum tarafından alınan emekli onayının iptal edilerek tekrar ilginin göreve başlatılmasından ibaret olacaktır. Nitekim, bazen kurumlarınca emekliye yanlış sevkedilen personelin emekliye hak kazanamadığı Sosyal Güvenlik Kurumunca ilgili kuruma bildirildikten sonra ilgili personel için alınan onay iptal edilerek tekrar göreve başlatılmaktadır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber