Operasyon ne kadar devam edecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Şubat 2008 15:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Irak'ın kuzeyine başlattığı kara harekatına ilişkin açıklama yapan kabine üyeleri operasyonun ne kadar süreceği ile ilgili önemli ipuçları verdi:

''TERÖRÜN, ÜLKEMİZİ VE SINIRLARIMIZI TEHDİT ETME POTANSİYELİ TAMAMEN ORTADAN KALDIRILINCAYA KADAR OPERASYONLAR DEVAM EDECEKTİR''

Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, ''Terörün, ülkemizi ve sınırlarımızı tehdit etme potansiyeli tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar operasyonlar devam edecektir'' dedi.

Başesgioğlu, TBMM'de gazetecilerin sınırötesi operasyona ilişkin sorularına cevap verdi.

Terörle mücadele konusunda Türkiye'nin hem kendi hukukundan hem de uluslararası hukuktan doğan haklarını kullandığını vurgulayan Başesgioğlu, şunları kaydetti:

''Silahlı kuvvetlerimizle devletimizin ilgili birimlerinin birlikte yürüttükleri, yönettikleri bir operasyondur. Bunlar daha önce de söylendiği gibi zaman zaman tekrar edecek, devam edecek. Ta ki terör, ülkemizi ve sınırlarımızı tehdit etme potansiyelini tamamen ortadan kaldırıncaya kadar operasyonlar devam edecektir. Tamamen terör örgütünün unsurlarına, barınaklarına yönelik bir harekettir. Sivil unsurlar tamamen bunun dışındadır.''

''TÜRKİYE'NİN KARARLILIĞINI, ÇOK NET ŞEKİLDE ORTAYADA"

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Irak'ın kuzeyine başlattığı kara harekatına ilişkin açıklamaların yapıldığı sıralarda Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle kahvaltılı basın toplantısı gerçekleştiren Sanayici ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, sınır ötesi harekatı kastederek, ''Oda yapılacak bir taraftan, ülkemiz büyük ülke, her şeyi yapacak doğal olarak'' dedi.

Çağlayan, harekata ilişkin ''Türkiye artık bu konuda devletiyle, milletiyle, parlamentosuyla, silahlı kuvvetleriyle topyekun mücadele konusundaki kararlılığını, çok net şekilde ortaya koymuş ve bunun da gereklerini bir taraftan yapmaktadır'' değerlendirmesinde bulundu.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda gerçekleştirilen toplantı sırasında bakanlığının yaptığı çalışmalar ve yürüttükleri projelere ilişkin bilgiler veren Çağlayan, daha sonra gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin dün yapılan MGK toplantısında sınır ötesi harekatın ele alındığını hatırlatarak, kara harekatı ile ilgili değerlendirmelerini sorması üzerine Bakan Çağlayan, bu konuyu kendisini ilgilendirdiği kadarıyla yanıtlayacağını söyledi. Sınır ötesi harekat konusunda kimin ne göreve sahip olduğu ve bu görevini nasıl yapacağının önceden tarif edildiğini anımsatan Bakan Çağlayan, şunları söyledi:

''Bu konuda TBMM'nin geçtiğimiz aylarda Genel Kurmayımıza, Silahlı Kuvvetlerimize vermiş olduğu görev ve yetkinin kapsamı zaten bellidir. Bu bugün de başlamadı. Geçtiğimiz aylarda da yapıldı. Türkiye artık bu konuda devletiyle, milletiyle, parlamentosuyla, silahlı kuvvetleriyle topyekun mücadele konusundaki kararlılığını çok net şekilde ortaya koymuş ve bunun da gereklerini bir taraftan yapmaktadır. Tabii ki bu konuda demin ifade ettiğim gibi bunun uygulanması Bakanlar Kurulu, Bakanlar Kurulu'ndan sonra TBMM ve TBMM'nin vermiş olduğu yetki çerçevesinde bunlar yapılabilmektedir. Dolayısıyla koordinasyon her anlamda her ortamda zaten devam ediyor ve bu konuda başlatılmış olan bu çalışmalar Türkiye'nin daha fazla istikrarlı olması, ekonomisinin daha fazla gelişmesi, işsizlerimizin daha fazla iş bulması, daha fazla yatırım, üretim yapılması imkanını sağlayacak olan gelişmelerdir. Bu konuda sadece arkadaşlarımıza kolay gelsin demek dışında fazla söyleyecek bir şey yok.''

Bir başka gazetecinin ''Türkiye'nin bugünden itibaren kara harekatına odaklandığını'' söylemesi üzerine de Bakan Çağlayan, ''O da yapılacak bir taraftan. Ülkemiz büyük ülke. Her şeyi yapacak doğal olarak'' dedi.

Çağlayan, bir gazetecinin ''Kara harekatıyla ilgili olarak (Ülkemiz büyük bir ülke o da yapılacak) dediniz kara harekatına ilişkin değerlendirmeniz nedir?'' sorusunu da ''TBMM'nin Silahlı Kuvvetlerimize ve Genel Kurmayımıza verdiği yetki belli. Türkiye bu konuda topyekun müdahale konusunda kararlılığını ortaya koymuş gereğini de yapmaktadır. Koordinasyon her alanda her anlamda devam ediyor'' şeklinde yanıtladı.

-''TELAŞEYE GEREK YOK, ANLAMI DA YOK''-

Bakan Çağlayan, TÜSİAD ve TOBB'dan eleştiri seslerinin yükseldiğinin hatırlatılması üzerine de ''Cevap verirsem gündem değişecek, vermezsem ben değişeceğim'' dedi.

Geçmişte söylediği şeylerin arkasında olduğunu ve yapılan eleştirileri de iyi niyetli karşıladığını kaydeden Çağlayan, eleştirilerin elbette yapılacağını ancak söylenen bazı şeylerin haksız olduğunu kaydetti. Bu konuda ''ortada biraz fazla telaşe'' bulunduğunu ifade eden Çağlayan, TÜSİAD ve TOBB'un eleştiride bulunacağını ve bunun onların en doğal hakkı olduğunu, kendisinin bundan rahatsızlık duymadığını tekrarladı. Ancak eleştiri yapılırken, buna ilişkin çözüm önerilerinin de ortaya konulması gerektiğini belirten Çağlayan, şunları kaydetti:

''Herkes eleştiride bulunabilir. Onların en demokratik hakkı. Ben kalkıp onlara reaksiyon göstermem benim açımdan da doğru olmaz. Onlar hepsi benim çok değerli arkadaşlarım. Geçmiş dönemde beraber olduğum, her zaman da beraber olacağım arkadaşlardır. Tabii kimin ne amaçla dediğini bilmiyorum, isteyen istediğini söyleyebilir. Ama ben ne söyleyeceğimi ne söylemeyeceğimi çok net olarak biliyorum. Ama diyorlar ki 'Eline kılıç al, ortalığı kas, kavur) benim zaten gençliğimde böyle bir alışkanlığım olmadı. Hep hiçbir şeyi dejenere etmeden gündeme getirmeye çalıştım. ASO başkanına yakışır tarzda konuları gündeme getirmeye çalıştım. Bu konuda arkadaşlarım istediklerini söylemekte serbesttirler.

-''HERKES KENDİ AYAĞINA SIKAR''-

Şu anda burada bir telaşeye gerek yoktur. Telaşe etmenin anlamı da yoktur. Amerika'da Mortgage kaynaklı bir kriz ve bunun kimi, nasıl etkileyeceği daha belli olmadan bir takım şeyler yapmak bana göre doğru değil. Bakın şunu net söyleyeyim. Söyleme biçimleri ve bunun karşılığında bunları yapma biçimleri son derece önemlidir. Bu tür şeyleri eğer fazlasıyla gündeme getirsek inan ki herkes kendi ayığına sıkar. Tekstil, konfeksiyon sektöründe yaşanmıştır. (Sektör battı, sektör bitti) ifadeleri, hakikaten o sektörü sonunda batırmaya götürebilir.''

Özellikle sanayicilerin neyi, nerede, nasıl, söyleyeceklerini ve bunun yansımasının ne olacağını çok iyi bildiklerini kaydeden Çağlayan, Amerika'da başlayan krizden nasıl ve ne kadar etkileneceğini bilen varsa çıkıp kendisine de anlatmasını istedi. Global kriz ile ilgili Türkiye'de herhangi bir sıkıntı bulunmadığına işaret eden Çağlayan, ''Diğer taraftan Türkiye'ye bakıyoruz. 2001 kriziyle zaman zaman mukayese etmeye çalışıyorlar. Yeter Allah aşkına, yani kriz kelimesini çöpe attık arkadaşlar'' dedi.

2001 yılındaki krizde Türkiye'den 5 milyar dolarlık bir çıkış yaşanması nedeniyle sorunlar çıktığını ifade eden Çağlayan, ancak Türkiye'nin o tarihteki GSMH'sının yüzde 90'ından fazla borcu bulunduğunu ama bugün böyle bir yapının söz konusu olmadığını kaydetti. Çağlayan, şöyle devam etti.

-''KENDİ KENDİMİZE KAOS YARATMAYA ÇALIŞMAYALIM''-

''Neden kendi kendimizi illa böyle sıkıntı ve kaos içinde göstermeye çalışıyoruz? Gerçekten bunu anlamakta zorlanıyorum. 27 yıl sanayicilik yapmış biri olarak zor anlıyorum bu işi. Herkes arkadaşlarımız görüşlerini ortaya koyacak. Ama burada amaç Türkiye'de, toplumda bir kaos yaratıp kendi kendine bir zarar vermek mi, yoksa buradaki konular burada, bunlara bakmak mı? Yoksa Odalar Birliği, Konseyler, odalardaki arkadaşlarımızla Sayın Başbakan, bizler saatlerce konuşuyoruz, dinliyoruz, anlatıyorlar.

Ama bunların dışında arkadaşlarımızın bildikleri varsa lütfen söylesinler. Ama biliyorum ki yok. Söylemek istediğim şu. Şunu çok net söylüyorum. Ne olur bu konuda kendi kendimize kaos yaratmaya çalışmayalım. Yok böyle bir şey. Bunları sizleri rahatlatma adına söylemiyorum. Gerçek duygularım olduğu için, bunları söylüyorum. Şu anda tespitlerim olduğu için ve bir çoğunu sizinle paylaşamayacağım konuları ben çok net bildiğim için bunları söylüyorum.''

Konuşmasında istihdam konusuna da değinen Çağlayan, dünyada istihdam yapabilme şekli ve şartlarının değiştiğini, Türkiye'nin de bu ortamda değişeceğini kaydetti. Türkiye'deki istihdamın yüzde 20'sinin sanayi sektöründe olduğunu belirten Çağlayan, artık sanayinin dünyanın her yerinde teknoloji devrimi yaşadığını bu yüzden istihdamın az olduğunu anlattı. Çağlayan, Türkiye'de istihdamın yüzde 53'ünün ticaret ve hizmetler sektöründe bulunduğunu belirterek, ''İstihdamı sadece getirip sanayinin üzerine yüklemek gibi bir arayış içinde kimse olmasın'' dedi.

Bakan Çağlayan, ''AB'nin ve Türkiye'nin bu projelerin uygulanması konusunda kötü bir sicili var. Bu projelerin takibi, teşviki, hazırlanması ve bilgi akışıyla ilgili yeni kanallar oluşturacak mısınız?'' şeklindeki soru üzerine, KOSGEB'in bu noktada büyük görev üstlendiğini, birçok projenin de proje ortakları olduğunu kaydetti.

Çağlayan, ''Proje Uygulama Merkezi de sırf bu amaçla kuruldu. Bu fonların en iyi şekilde kullanılmasını sağlayacak. Yani bu merkez, tefrişatçılık yapacak'' dedi. Kullanılmış makine ithalatıyla ilgili bir diğer soruya cevap verirken de Çağlayan, Ankara Sanayi Odası Başkanlığı yaptığı dönemde de şu anda da aynı noktada olduğunu, kullanılmış makine ithalatına karşı olduğunu söyledi.

Çağlayan, ''Türkiye artık ciddi anlamda makine, teçhizat ihracatçısı haline gelmiştir. Görüşümüz bu noktadadır'' dedi.

Bakan Çağlayan, bir gazetecinin ''Dışarıdaki dünyada kriz yaşanırken, işsizlik rakamları sinyal verirken bizim durup durup türbanı tartışmaya başlamamızı doğru buluyor musunuz?'' şeklindeki sorusunu yanıtlarken de şöyle konuştu:

-''BEN DE BUNA YANIYORUM''-

''Evet ben de buna yanıyorum. Sürekli yurt dışındaki işletmelerle temas halindeyim. Neye üzülüyorum, bizim Türkiye'yi görüşümüzle, Türkiye'nin dışarıdan görünüşü çok farklı. Birçok ülkeyle yaptığımız temaslarda Türkiye'de yatırım yapmak için hazırlık yaptıklarını görüyoruz. Ülkemizi olduğundan farklı gösterirsek bu yatırımlar gelmez. Bırakın dışarıdan gelecek yatırımları kendi sanayicilerimiz büyük yatırımlar yapıyor. Ülkemiz şu anda ciddi bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Önümüzdeki günlerde otomotiv sektörü çok daha önemli hale gelecek. Bütün sektörlerimizin temsilcileriyle tek tek görüşüyorum. Onlara (Ne görüyorsunuz, ne bekliyorsunuz, ne istiyorsunuz) diye soruyorum. Sektör sektör emar çekiyoruz. Türkiye'nin geleceğinin mimarisinin tasarımını yapıyoruz. Türban TBMM'nin 365 gününün 2'sini almıştır. Getirmezsek gündeme gelmez.''

Çağlayan, istihdam paketiyle ilgili soruya karşılık olarak da ''Mümkün olduğunca işletmelere getirilen mali ve idari yükümlülükleri kaldırmaya çalıştığımız bir çalışma. Türkiye bir fırsatlar ülkesi olacak. İşsizliği en kısa süre içinde yüzde 7-7,5'a çekmektir hükümet olarak hedefimiz. İstihdam Paketi açıklandıktan sonra kayıt dışılık ve çalışma barışı açısından çok önemli gelişme kaydedecektir, Türkiye'' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber