İDDK'dan 'yan dal uzmanlık belgesi' kararı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, öğretim üyesi olarak görev yapan davacının, Tıp ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği uyarınca Çocuk Ürolojisi alanında yan dal uzmanlık belgesi verilmesi istemiyle yaptığı başvuruya karşı açılan davayı sonuçlandırdı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 20 Ekim 2022 14:20, Son Güncelleme : 10 Ekim 2022 14:21
İDDK'dan 'yan dal uzmanlık belgesi' kararı

İstemi reddeden Danıştay Sekizinci Dairesinin 30/09/2020 tarih ve E:2017/4954, K:2020/3936 sayılı kararı onandı.

Sınav şartı olmadan veya eğitim sürecine tabi tutulmadan) uzmanlık belgesi verilmesi

18/07/2009 tarih ve 27292 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin Geçici 10. maddesinde; bazı yan dallarda, yan dalın bağlı olduğu ana dalda uzman olan tabiplerden, ilgili yan dalda yaptığı çalışmaları belgeleyenlere yan dal uzmanlık belgesi verilmesine ilişkin bir düzenleme yapıldığı,

Tıpta uzmanlık eğitiminde bugüne kadar yayımlanmış idari düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; bazı ana dal ve yan dallarda istisnai yollardan (sınav şartı olmadan veya eğitim sürecine tabi tutulmadan) uzmanlık belgesi verilmesinin yeni bir uygulama olmadığı;

Davacı kriterleri sağlamamıştır

Bu durumda, davacının Tıpta Uzmanlık Kurulunca belirlenen deneyim kriterini sağlamadığı ve istisnai yoldan yan dal uzmanlık belgesi alınabilmesi için değerlendirme kriterlerinin hepsinin sağlanması gerektiği hususları dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı bilirkişi talep etmiştir

20/03/2018 tarihli ara kararıyla davacıdan, "Süre" ve "Deneyim" kriterlerini sağladığını gösterir bilgi ve belgeler istenilerek, söz konusu bilgi ve belgelerin temin edilmesi üzerine, bu kez "Deneyim" kriteri yönünden ek bilirkişi raporu istenildiği, 10/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının "Deneyim" kriteri açısından yetersiz olduğunun saptandığı değerlendirilmesinde bulunulduğu, davacının rapora itirazı yerinde görülmeyerek raporun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/2529

Karar No: 2022/687

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

VEKİLLERİ : Av. ., Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı

VEKİLLERİ: Huk. Müş. ., Huk. Müş. Av. .

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Sekizinci Dairesinin 30/09/2020 tarih ve E:2017/4954, K:2020/3936 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi. Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapan davacının, Tıp ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin Geçici 10. maddesi uyarınca "." alanında yan dal uzmanlık belgesi verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun süre ve deneyim yönünden değerlendirme kriterlerini taşımadığından bahisle reddine ilişkin. tarih ve . sayılı işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından belirlenen değerlendirme kriterlerinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Sekizinci Dairesinin 30/09/2020 tarih ve E:2017/4954, K:2020/3936 sayılı kararıyla;

Dairelerinin 17/04/2012 tarih ve E:2012/1506, K:2012/1772 sayılı davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/02/2017 tarih ve E:2015/859, K:2017/835 sayılı kararı ile bozulması üzerine işin esası incelenerek;

Dava dilekçesinin davanın konusu ve istem sonucu kısmında, Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından belirlenen değerlendirme kriterlerinin iptali istenilmişse de, davacının "Çocuk Ürolojisi" alanında yan dal uzmanlık belgesi verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işleme karşı yaptığı itirazın, değerlendirme kriterlerinden süre ve deneyim bakımından yetersiz bulunarak reddedildiği, davacının, bireysel işlemin sebebi yönünden hukuka aykırılık iddialarında bulunması nedeniyle değerlendirme kriterlerinden ''süre'' ve ''deneyim'' kriterlerine ilişkin kısmının hasren incelenmesi gerektiği belirtildikten sonra;

Anayasa'nın, dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan, 124. maddesi, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 5614 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi, 02/11/2011 tarih ve 28103 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 22. maddesi hükümleri belirtilerek;

Dava konusu değerlendirme kriterlerinin süre ve deneyime ilişkin kısmı yönünden;

18/07/2009 tarih ve 27292 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin Geçici 10. maddesinde; bazı yan dallarda, yan dalın bağlı olduğu ana dalda uzman olan tabiplerden, ilgili yan dalda yaptığı çalışmaları belgeleyenlere yan dal uzmanlık belgesi verilmesine ilişkin bir düzenleme yapıldığı,

Tıpta uzmanlık eğitiminde bugüne kadar yayımlanmış idari düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; bazı ana dal ve yan dallarda istisnai yollardan (sınav şartı olmadan veya eğitim sürecine tabi tutulmadan) uzmanlık belgesi verilmesinin yeni bir uygulama olmadığı;

1956 yılında yayımlanan Tababet İhtisas Nizamnamesi'nin Geçici 4. maddesinin 1. fıkrası, 1961 yılında yayımlanan Tababet İhtisas Tüzüğü'nün Geçici 6. maddesi, 1962 yılında yayımlanan Tüzüğün Geçici 5. ve Geçici 6. maddeleri gibi düzenlemelerde de idari istikrar oluşturacak şekilde benzer düzenlemelere yer verildiği;

Mülga Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin 7. maddesinin (h) bendinde; yeni uzmanlık dallarının ihdas edilmesi ile ilgili görüş bildirmek, ihdas edilen dallarda uzman olacakların başvuru ölçütlerini belirlemek ve bu konudaki başvuruları karara bağlamanın Tıpta Uzmanlık Kurulunun görevleri arasında sayıldığı, anılan madde uyarınca hekimlere yan dal uzmanlık belgesi verilebilmesi için taşınması gereken niteliklerin, başka bir ifadeyle "değerlendirme kriterlerinin" Tıpta Uzmanlık Kurulunun alacağı karar ile belirleneceği;

Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından. tarih ve . sayılı karar ile "İhdas Edilen Yan Dallarda Başvuruları Değerlendirme Kriterleri"nin belirlendiği, . tarih ve . sayılı karar ile "İhdas Edilmiş Yeni Dallara Başvuruları Değerlendirme Kriterleri"nin tekrar belirlendiği ve her iki karar ile de belirlenen kriterlerin aynı olduğunun görüldüğü;

Tıpta Uzmanlık Kurulunun davacının başvurduğu çocuk ürolojisi yan dalı ile ilgili olarak belirlediği süre ve deneyim kriterlerinin, objektif ve denetlenebilir nitelikte olduğu, söz konusu kriterler ile başvuranlarda aranan şartların, başvuran kişilerin sahip olmaları gereken niteliklere ve deneyime ilişkin olduğu;

Bu itibarla, dava konusu kriterlerin, tüm başvuranlar için aynı şekilde uygulandığı ve ilk başvurulardan sonra Kurul Kararı haline getirilmesinin öngörülebilirlik ilkesine aykırı olmadığı;

İhdas edilen dallarda uzman olacakların başvuru ölçütlerini belirlemek ve bu konudaki başvuruları karara bağlamakla görevli olan Tıpta Uzmanlık Kurulunca belirlenen dava konusu kriterlerde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı;

Dava konusu . tarih ve . sayılı işlem yönünden;

Dava konusu işlemde davacının hem süre hem de deneyim kriteri bakımından yetersiz olduğu belirtilmiş ise de, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının Tıpta Uzmanlık Kurulunca belirlenen "İhdas Edilen Yan Dallarda Başvuruları Değerlendirme Kriterleri"nde yer alan ''Süre'' şartını sağladığının anlaşıldığı, davalı idarece verilen savunma dilekçesinde de davacının münhasıran "Deneyim" kriteri yönünden yetersiz görüldüğünün belirtildiği; Dairelerince 22/05/2018 tarihli ara kararıyla istenilen ek bilirkişi raporunda da "Süre" kriteri yönünden davacının yeterli olduğunun değerlendirildiği;

Uyuşmazlığın çözümü için davacının, "Deneyim" kriteri yönünden Tıpta Uzmanlık Kurulunca belirlenen kriterleri sağlayıp sağlamadığının tespiti amacıyla Dairelerinin 19/09/2017 tarihli kararıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği ve 05/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının yürüttüğü uzmanlık tezinin örneğinin dosyada bulunmaması nedeniyle bilimsel eserler ile eğitim ve öğretim faaliyetleri belgeli olmadığından dosyasının yetersiz bulunduğunun belirtilmesi nedeniyle, 20/03/2018 tarihli ara kararıyla davacıdan, "Süre" ve "Deneyim" kriterlerini sağladığını gösterir bilgi ve belgeler istenilerek, söz konusu bilgi ve belgelerin temin edilmesi üzerine, bu kez "Deneyim" kriteri yönünden ek bilirkişi raporu istenildiği, 10/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının "Deneyim" kriteri açısından yetersiz olduğunun saptandığı değerlendirilmesinde bulunulduğu, davacının rapora itirazı yerinde görülmeyerek raporun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu kanaatine varıldığı;

Bu durumda, davacının Tıpta Uzmanlık Kurulunca belirlenen deneyim kriterini sağlamadığı ve istisnai yoldan yan dal uzmanlık belgesi alınabilmesi için değerlendirme kriterlerinin hepsinin sağlanması gerektiği hususları dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, makul sürede esas hakkında karar verilmediği, değerlendirme kriterlerinin bir akademik çalışmaya dayanmadığı, çocuk ürolojisi çekirdek eğitim müfredatıyla örtüşmediği, anılan kriterlerin başvurular alınmadan önce yayımlanmadığı, bu nedenle öngörülebilir olmadığı, deneyim koşulunu da sağladığı, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 30/09/2020 tarih ve E:2017/4954, K:2020/3936 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X- Dava dilekçesinde, davacı tarafından, "." alanında yan dal uzmanlık belgesi verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin . tarih ve . sayılı işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından belirlenen değerlendirme kriterlerinin iptali istenilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari davaların açılması" başlıklı 3. maddesinin 2/b bendinde; dava dilekçelerinde davanın konusunun gösterileceği hükme bağlanmış, Kanun'un 3/g bendinde; dava dilekçelerinin 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönünden de inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin 1/d bendine ise; "3/g bendinde yazılı halde otuzgün içinde 3 ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak (...) üzere dilekçelerin reddine karar verileceği" hükmüne yer verilmiştir.

Dava dilekçesinin "Konu" ve "Netice-i Talep" kısımlarında Tıpta Uzmanlık Kurulunun değerlendirme kriterlerinin iptali isteminde bulunulmuştur. Dava dilekçesinde yer alan dava açma iradesinin en somut biçimde ortaya konulduğu bu kısımlarda, Kurul kararının herhangi bir maddesi belirtilmek suretiyle sınırlandırma yapılmamıştır.

Dairece yapılan incelemede; dava dilekçesi içeriğinde yer verilen iddiaların, anılan Kurul kararının belli kısım ya da kısımlarına ilişkin olduğu kanaatine varılması halinde, dilekçe bütünlüğü içerisinde iptal talebinin ("Konu", "Netice-i Talep" ile "Açıklamalar" bölümlerindeki taleplerin uyumsuz olması nedeniyle) tutarlı bir biçimde belirtilememiş olduğunun değerlendirilmesi ve bu bağlamda, davacının talebini açık, somut ve her türlü kuşkudan uzak bir biçimde ortaya koyabilmesine imkan sağlamak üzere, yukarıda metnine yer verilen usul hükümleri uyarınca dilekçenin reddine karar verilmesi gerekirdi.

Dairece, davacının iddiaları dikkate alınmak suretiyle dava konusu değerlendirme kriterlerinin ''süre'' ve ''deneyim'' ile sınırlı olarak inceleme yapıldığı belirtilerek, davanın, dava konusu edilen değerlendirme kriterlerinin bir kısmına hasren incelenmesi mümkün değildir. Böyle bir nitelendirme, dava dilekçesinde yer verilen dava açma iradesinin yöneldiği olgular bakımından davacının iradesine müdahale etme veya davacının talebini yönlendirme sonucu dahi doğurabilir.

Bu durumda, davacının temyiz isteminin kabulü ile davanın reddine ilişkin Daire kararının bozulması, yukarıda belirtilen usul hükümleri çerçevesinde Kurul kararının iptali istenilen ve hüküm kurulmayan kısımları yönünden de bir değerlendirme yapılarak işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Dairesine gönderilmesi gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber