Vakıfbank, 25-30 yıl vâdeli ev kredisi verecek

Haber Giriş : 18 Kasım 2004 15:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Vakıfbank Genel Müdürü Ahmet Kacar, gelecek yılki hedeflerini ''Türkiye'nin ilk 3 bankası arasına girmek'' olarak özetlerken, Vakıfbank olarak 'ipoteğe dayalı uzun dönemli konut kredisi (mortgage) sisteminin içinde yer almak istediklerini vurguladı. Kacar, genel müdürlük olarak, tedricen İstanbul'a taşınma arzuları olduğunu da belirtti.

Genel Müdür Kacar, 2004 için bütün alanlarda projeksiyon olarak öngördükleri hedeflere, eksiksiz olarak ulaştıklarını söyledi. Kacar, 2005 yılında Türkiye'nin ilk 3 bankası arasına girme hedefini yorumlarken, ''Nedir ilk 3 dediğimiz? İş Bankası, Akbank ve Vakıfbank. Ziraat Bankası'nı katarsak da hedefimiz, 2005 yılında ilk 4 banka içine girmek. İlk 3'ten Ziraat Bankası'nı çıkartıyorum, çünkü Ziraat Bankası bizimle ölçek düzeyinde değil, hizmet itibariyle de fark taşıyoruz'' dedi.

Vakıfbank olarak gelecek yıl, esnaf kredisine de talip olduklarını belirten Kacar, aslında zaten yıllardır esnafa kredi verdiklerini ama esnaf kefalet kooperatiflerinin garantisiyle çalışmadıklarını söyledi.

Esnafın uygun koşullarda, istediği bankadan kredi alabilmesi gerektiğini anlatan Kacar, ''biz, esnafın kendi garantisiyle çalışıyorduk. Şimdi 2005'ten itibaren Vakıfbank'ı esnaf kefalet kooperatiflerinin garantörlüğüyle esnafın tamamına daha geniş yelpazeyle ve daha uygun koşullarla kredi verebilir hale getirmek istiyoruz'' diye konuştu.
Son zamanlarda, kamuoyunda sıkça konuşulan ipoteğe dayalı uzun dönemli konut kredisi (mortgage) konusunda da düşüncelerini açıklayan Genel Müdür Kacar, mortgage sistemini Banka olarak başından beri desteklediklerini ve şu anda da zaten konut edindirmeye yönelik ipotekli kredilerde en büyük bankalardan biri olduklarını söyledi.

Vakıfbank'ın geçmiş yıllarda, 20 yıla varan vadelerle uzun vadeli konut kredileri verdiğini hatırlatan Kacar, ''Dolayısıyla bu sistem, attığımız tohumların sonucu ortaya çıktı'' dedi. Bu konuda bankaların en büyük sıkıntısının, kaynak yapısının kısa vadeli olması olduğunu ifade eden Kacar, konuyla ilgili şunları kaydetti:
''Yani biz 2 ay vadeli mevduatla, 20 yıl vadeli konut kredisi veriyoruz. Bu banka için bir riskti. Dolayısıyla bu riski bertaraf etmek için de limitleri belirli düzeyde tutuyorduk. Meselâ geçen sene 300 trilyon lira ile bu sene de 500 trilyon lira ile sınırlandırdık. Dolayısıyla bu sınırlandırmadan kurtulabilmemiz için, ülkenin de bu mortgage dediğimiz ipoteğe dayalı gayrimenkul kredi mekanizmasının, en iyi şekilde işlemesi lâzım. Bunun için yapılan çalışmalara Banka olarak aktif bir şekilde katılıyoruz ve sistemin içinde yer almak istiyoruz. Çünkü bizim müşteri potansiyelimiz bu konuda çok iyi.''

2005'in bankacılık sektörü için ''iyi bir yıl'' olacağını umduğunu, fakat sektördeki büyümenin sürdürebilir olması için bankaların çok titiz davranması gerektiğini belirten Kacar, bu çerçevede vatandaşlar nezdinde sıkıntıya yol açan kredi kartı faiz oranları meselesinin de çözülmesi gerektiğini dile getirdi.

Özellikle yeni Bankalar Yasası ile kredi kartları faiz oranlarında gerekli düzenlemenin yapılması gerektiği kaydeden Kacar, konuyla ilgili şunları söyledi:
''Burada faizler biraz yüksek. 2005 yılında kredi kartı faizlerinin yüzde 3'lerin altına çekilmesini umuyorum. Biz bu konuda Banka olarak doğrusu rahatsızlık hissediyoruz. Kredi kartların faizlerin ciddi yüksek olduğuna inanıyoruz. Ve bunun için de sektörün bir an önce ortak adım atmasını arzu ediyoruz. 2005 yılı içerisinde kredi kartı faizlerinin diğer kredilerde olduğu gibi bunların artık makul ölçülere çekilmesi arzusundayız. Aksi taktirde bu yüksek faizler ödenemez duruma gelir. Bu da bankacılık için başka bir sıkıntıya sebep olur. Onun için umudumuz tüm bankalar ortak bir karar alır da, 2005 yılının daha başlarında bu kredi kartı faizlerini aşağı çekeriz.''
Öte yandan Vakıfbank Genel Müdürlüğü olarak İstanbul'a gitme arzuları bulunduğunu, çünkü bir finans merkezi olan İstanbul'da daha güçlü olmak gerektiğini belirten Kacar, ''dolayısıyla ânîden değil ama tedrîcen İstanbul'a gitme arzumuz var. Çünkü bankamızın bünyesine baktığınız zaman bilançomuzun içerisinde Ankara'nın payı yüzde 50, İstanbul'daki payımız çok düşük. Dolayısıyla İstanbul'da daha güçlü olmamız lazım'' dedi.

netgazete

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber