SSK hastanelerinin durumu içler acısı...

Halkımızın büyük çoğunluğu, SSK'dan sağlık hizmeti almaya çalışıyor. Çünkü bu kuruluş gerçekten sağlık hizmeti vermekten uzak. Bir türlü randevu alamıyorsunuz. Diyelim, randevu alabildiniz, sizi o saatte içeri almıyorlar. Karanlık koridorda, inleyen diğer insanlarla birlikte doktorun gelmesini veya aletlerin sterilize edilmesini bekliyorsunuz. Bu arada bir sağlık görevlisi, kolundan tuttuğu bir tanıdığını sıra dışı içeri sokmuş bile.. Sonra içeri giriyorsunuz, yüzünüze bakmayan doktorun, "Neyin var?", "Ağzını aç!" talimatları.. En fazla otuz saniye sonra reçeteniz elinizde, dışarıdasınız. İlaç kuyruğuna giriyorsunuz, en az bir saat de orada bekliyorsunuz. İlacınızı alırsınız, görevli: "Bozuğun yok mu?" diye sizi azarlar. Poliklinikler böyle, hastaneler daha beter. İnsanlar şikayet ediyor ama kendilerini yeterince ifade edemiyorlar. Nasıl yapsınlar? Sistem onları ezmiş de ezmiş! Oysa Emekli Sandığı'nın verdiği sağlık hizmeti SSK ile kıyaslandığında, neredeyse Amerika ile Afrika arasındaki sağlık hizmeti farkı kadar! Bağ-Kur sağlık hizmeti bile SSK'dan kat kat ileride. En azından ilacınızı gidip tenha sağlık ocağında yazdırıp eczaneden alabiliyorsunuz.

Sonuç: SSK'nın sağlık hizmeti insan onuruna aykırıdır! Vatandaş olarak, aldığımız hizmette eşitlik istiyoruz. Bir kısım halkımız uygar, insanca sağlık hizmeti alırken, diğerlerinin sürünmesi doğru değildir! Bu bizim anayasal hakkımız. (SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrine karşı çıkanlar ne yapmak istiyor anlamıyorum. Bunca yıldır hastalar sürünürken sesleri çıkmadı, şimdi ne demek istiyorlar?)

Mehmet ÖZDEN

Sabah/ Refik Durbaş