Şeffaflaşamayan işçi sendikalarında rant kavgası büyüyor

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 16 Mayıs 2009 11:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Önce Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Tek Gıda İş'i, sattığı gayrimenkullerin parasını sendikanın kasasına geç aktarmak ve örgütlü olduğu Çaykur'da sendika yöneticilerinin ortak olduğu özel bir şirket kurmak iddiasıyla suçladı. Ardından Tek Gıda İş, Hak İş Konfederasyonu'nu iktidar yandaşı olarak sendikaların içini boşaltmakla suçladı...

1 Mayıs'ın hemen sonrasında Hak İş Konfederasyonu Başkanı Salim Uslu ile yaptığım röportajın ardından aslında sendikalar arasında nasıl büyük bir fırtınanın koptuğu ortaya çıktı.

Kavganın nedeni kamu işçisi

İki sendika arasında yaşanan kıyasıya kavganın nedeni kamuda çalışan işçiler. Bugün Çalışma Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de 3 milyon sendikalı işçi bulunuyor. Sendikacıların açıkladığı verilere göre Türk-İş'in 200 bin, DİSK'in 11 bin, Hak-İş'in 60 bin üyesi var. Kamudaki sendikalı sayısı ise 215 bin civarında. Zaten kavgada buradan kopuyor. Yüzde 10 barajını tutturmak zorunda olan sendikalar varlık mücadelesi verirken "etik, işçi hakları" gibi gerçekler bir kenara itiliyor.

Bir süre önce Çaykur, ardından Hava İş gibi sendikalarda örgütlenme çalışmaları başlatan Hak İş'in Başkanı Salim Uslu, o gün yaptığımız görüşmede yandaş sendikacılık suçlamalarına tepki göstererek, bu suçlamaların arkasında aslında bir rant kavgasının olduğunu iddia etmişti. Uslu'nun Tek Gıda İş'e yönelik iddiaları şöyleydi:

"Bizim örgütlenme mücadelemize gösterilen tepkinin arkasında meğer şu gerçek varmış. Mustafa Türkel`in başkanlığını yaptığı Tek Gıda-İş Sendikası Çaykur`la birlikte özel şirket kurdu. Şirketin adı Çaysan Doğu Karadeniz Çay Entegre Sanayi Anonim Şirketi. Şirketin yönetim kurulu üyesi 7 kişi, bunun 4`ü de Tek Gıda İş Sendikası`nın yöneticisi. Bu ahlaki değil. Siz orada toplu sözleşme yapıyorsunuz, işçinin hakkını savunuyorsunuz. Ortağınızla nasıl bunu mücadele edersiniz? Bu arkadaşlarımız bununla da yetinmemişler, Çaysan Şirketi`ne bir de Marmara Çay ve Çaytaş adıyla iki ayrı şirket daha kurdurmuşlar. Sendikalar Kanunu`na göre sendikaların ticaret yapma yasağı vardır. Bunları gizlemek için Hak-İş Hükümet yandaşlık iddialarını ortaya koyuyorlar."

Türkel'den Uslu'ya bombardıman

Röportajın ardından Tek Gıda İş Sendikası'ndan başkan Mustafa Türkel'in imzasıyla birbiri ardına açıklamalar geldi. Türkel "Varan 1-2-3-4-5" başlıklarıyla peşpeşe gönderdiği açıklamalarında Hak İş'in misyonunun "özgür sendikacılığı iktidar partisinin maşası haline getirmek" olduğunu belirtiyor. Hak İş ve Türkel birbirlerine yönelik bu suçlamaları dile getirirken aslında Türkiye'de sendikacılığın geldiği durumu da gözler önüne seriyorlar. Türkel, gönderdiği açıklamalarda özetle şunları sıralıyor:

* Hak-İş'in üye sayısı 200-250 bin değil 60 bin. İstatistiklerin düzeltilmesini biz istiyoruz. Bakanlık kaçıyor. Tüm taleplerimize rağmen, Bakanlık istatistiklerine esas olan üyelik bilgileri düzgün işlenmiyor ki, Hak-İş ve bağlı sendikalarının, başka sendikaların üyelerini, yöneticilerini bile kendi üyesiymiş gibi göstererek, barajı aştığı, yetki aldığı yalanı ortaya çıkmasın.

* Haksız bir şekilde verilmeyen yetkilerin de üzeri örtülsün. Bu kirliliği, bu çürümüşlüğü kimi Bakanlık bürokratları ile kendi çıkarları için kullandı ve usulsüzlüklerin üzerini de, bu kandırmaca sistemle perdelemeyi başardı.

* Salim Uslu, Öz Gıda İş'in başkanı. Sendikalar Kanunu sendika yöneticisi olmak için önce o işkolunda işçi olmak şartını arar. Bakın bakalım Salim Uslu'nun geçmişinde bir gün bile işçiliği var mıdır? Tepeden inme başkan, nasıl demokrat olabilir?

* Salim Uslu'nun başkanlığını yaptığı sendikanın genel sekreteri Mehmet Şahin, Ülker Gıda Sanayii'nde tepe yöneticiliğinden, önce şube başkanlığına sonra da genel merkez yönetimine doğrudan geçiş yaparken, hangi demokratik seçimlerle görev almıştır?

* Orman işçileri zorla ve tehditle sendikalarından koparılırken, Çay Kur işçileri, cep telefonlarına gönderilen sürgün tehditleri ile sendikalarından istifaya zorlanırken, belediye işçileri, sendikalarından istifa etmeleri için baskı ve zulüm yaşarken, Özgıda-İş'ten ve baskılarından yıldığı için sendika değiştiren Et ve Balık işçileri, ülkenin dört bir tarafına sürülürken işçilerin üye yapılmaya veya üye kalmaya zorlandığı sendikaların hepsinin de Salim Uslu'nun başkanlığını yaptığı Hak İş üyesi sendikalar olması rastlantı değildir.

* Öz Orman İş'in kurucularından 6'sı Yağmur Peyzaj Limited Şirketinde çalışmaktadır. Bu şirketin referansları da Ankara'daki belediyeler ve kamu işlermleridir. Bu da Hak İş'in iktidar partisi ile ortalığının kanıtıdır.

Avrupalı ortak eylem peşinde bizimkiler rant kavgası içinde

Çalışanların işlerini korumalarının her geçen gün zorlaştığı global kriz ortamında sendikaların da geleceği giderek tehlikeye giriyor. Özel sektörde sendikalı işçi sayısı zaten uzun yıllardır eriyor. DİSK'in üye sayısı bunun kanıtı. Kamu ise herşeye rağmen geçmiş yılların kazanımıyla sendikaları ayakta tutacak imkanı hala sürdürüyor. Bu yüzden de kavgaların daha da şiddetleneceği açık bir gerçek.

İşçilerin aidatlarıyla ayakta kalan sendikaların artık otelcilik, hastanecilik yapma lüksü kalmıyor. Ancak hala şeffaflık, denetim lafta kalmış görünüyor. Mal varlıklarının açıklanması, mücadelenin de sadece işçiye daha iyi haklar sağlamak için yapılması gerekiyor.

Aslında sendikacılık dünyada da iki yüzyıllık mücadelesinde en zor günleri yaşıyor.yaşanıyor. OECD ülkelerinde 1980'lerde yüzde 47'lerde olan sendikalı işçi oranı bugün yüzde 20'ler civarında. Yani sendikacılık tüm dünyada kriz yaşıyor. Sendikalar ise yeni direniş yolları arıyor. İşte bu amaçla Avrupalı sendikalar cuma gününden itibaren krizle mücadelede "insan" faktörünü öne çıkarmak için ortak eylem başlattı.

Rant mücadelesiyle gözleri dönen sendikacılara duyurulur!

Ağırlıklı olarak kamuda örgütlü olan sendikalarda işçi kapma savaşı başladı. Bakanlığa göre 3 milyon, gerçek rakamlara göre ise 800 bin sendikalı işçi...

( KB)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber