Baykal: Yanlış Anayasa Mahkemesi'nden döner

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Temmuz 2009 15:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi'nin mayınlı arazilerle ilgili yasaya ilişkin kararını değerlendirirken"Elbette ihaleye çıkarsın, istediğine verirsin, ver... 49 yıllığına bunu yapan firmaya verme işi yanlış. Bak, yanlış Anayasa Mahkemesi'nden döner." dedi.

CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, son dönemde yaşanan gelişmeleri 5 ana başlık altında toplayıp değerlendirmelerde bulunan Baykal, zamlara dikkat çekti. "Zam yapılmış olması ve bundan sonra yeni pek çok konuda zam hazırlığının yürütülmekte olması AKP'nin seçimlerde oy almak için yaptığı harcamanın bedelini vatandaştan çıkarmak üzere uyguladığı seçim politikasıdır" diyen Baykal, bu zamların bir süre daha devam edeceğini savundu.

Baykal, "Milletin kemerinde sıkacak yer kalmamıştır ama yeni delikler sıktıracaklardır, daha da vatandaşı sıkıntıya sokacaklardır. Ama Türk ekonomisi belli bir süre için önümüzdeki dönem için öyle anlaşılıyor ki zam ve borçlanma sarmalına girmiştir" dedi.

VESAYET TARTIŞMALARI

Vesayet tartışmalarına değinerek, "Bugün Türkiye'de Başbakanın şahsında ortaya çıkan bir vesayet manzarası vardır. Demokratik süreçler, hukuk ilkeleri hepsi anlamını, bu vesayet karşısında kaybetmektedir. Devletin bütün kurumları tehlike altındadır. Kadrolaşma bunun temel dayanağı olarak düşünülmüştür" diyen Baykal, asker-sivil ilişkilerinde yeni bir dönemden geçildiğine işaret etti. Baykal, şunları söyledi:

"Manzaraya dışarıdan bakınca ciddi bir çatışma ortamının şekillenmekte olduğunu görüyoruz. Bunu silahlı kuvvetlerin normal demokratik, hukuk devleti sınırları içine yerleştirilmesi süreci olarak anlamamız ne yazık ki mümkün değildir. Bunun ötesinde bir tablonun ortaya çıktığı açıktır. Herkesin oradan uzak durması lazımdır. Onun için diyorum ki Başbakana, elini silahlı kuvvetlerden çek. Silahlı kuvvetler senin vesayet arayacağın bir alan değildir."

Baykal, hükümetle yargı arasında bir gerilim süreci yaşandığını ifade ederek, "Yargıyı sindirme, etkisizleştirme ya da etki altına alma, vesayeti yargıya taşıma mücadelesi sürdürülüyor" diye konuştu.

ERGENEKON DAVASI

"Ergenekon" davasına da değinerek, iddianamenin 5 bin sayfayı bulduğunu, dünyada örneği olmadığını, dava sürecinin uluslararası adil yargılama ölçülerine uymadığını savunan Baykal, şunları kaydetti:

"Başbakan davadan önce bizzat kendisi 'bu işi götürecek savcı arıyorum' demişti. Anlaşılan savcıyı buldu, yetinmedi kendi savcı oldu, 'evet savcıyım' dedi. 'Bürokratik engelleri aştık, şimdi güvenlik güçleriyle tam ve derin işbirliği içindeyiz' diye kamuoyuna müjdeyi verdi. Arkasından 'durun neler gelecek' dedi. Geçenlerde Başbakan Yardımcısı 'Ergenekon'u ezdik' dedi. Başbakan, 'Ergenekon terör örgütü' dedi. Mahkeme karar aldığı halde Başbakan, 'Ergenekon terör örgütü' demeye devam etti. Hüküm vermiş Başbakan. Daha ortada hüküm, karar yok, ifade yok."

MAYINLI ARAZİLER

Basın toplantısı sürerken Anayasa Mahkemesi'nin mayınlı arazilerin temizlenmesi konusundaki yasaya ilişkin kararının iletilmesi üzerine Baykal, "Elbette ihaleye çıkarsın, istediğine verirsin, ver... 49 yıllığına bunu yapan firmaya verme işi yanlış. Bak, yanlış Anayasa Mahkemesi'nden döner. Ama ben size garanti edebilirim, eğer parlamentodan üye seçilecek olursa Anayasa Mahkemesi'ne, yapısı değiştirilecek olursa bu kararlar artık çıkamaz hale gelir" uyarısı yaptı.

Baykal: Eğitim Birliği Tahrip Edilmiştir

- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,"İktidar kendi siyasi taahhütlerine yönelik düzenlemeleri gerçekleştirmiştir. Ama eğitim birliği ilkesi tahrip edilmiştir" dedi.

Baykal, CHP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kamunun eğitime yönelik yatırımlarının azaldığını, eğitimin, dershanelere ve özel eğitim kurumlarına emanet edildiğini savunan Baykal, "İktidarın derdi, kaygısı ideolojiktir, siyasaldır. İktidar kendi siyasi taahhütlerine yönelik düzenlemeleri gerçekleştirmiştir. Ama eğitim birliği ilkesi tahrip edilmiştir" dedi. Baykal, eğitimin "bir takım özel yapılanmalara, tarikat, cemaat ya da çıkar yapılanmalarına dayalı olarak kim tarafından götürülse götürülsün" anlayışı içinde ele alındığını iddia etti.

Başbakan Erdoğan'ın "söz ola kestire başı" sözünü de değerlendiren Baykal, şöyle konuştu:

"Öyle bir bekleyiş yaratıyorsunuz ki öyle bir havaya giriyorsunuz ki öyle bir izlenim bırakıyorsunuz ki birileri sizin o konularda bir şeyler yapacağınız, bir şeyler söyleyeceğiniz bekleyişi içine giriyor. Bunu siz yaratıyorsunuz, bekleyiş yaratıyorsunuz. Sonra o bekleyiş doğrultusunda birileri harekete geçmeye başlayınca 'söz ola kestire başı noktasına bizi getirmeyin' diyorsun. Halbuki sen önce 'söz ola kese savaşı' noktasına gel onun ötesine de geçme. Yanlış bekleyiş yaratıyorsun, yanlış izlenim veriyorsun. Sonra ortaya çıkan dağılma karşısında tepki gösteriyorsun, bundan uzak durmak lazımdır.

Yanlış istikamette yeni bekleyişler yaratmaktan önce, cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet uzak durmalıdır. Oralardan başlayarak bekleyiş yaratılmıştır ve sonra da anlaşılmaktadır ki bu bekleyiş bir koordinasyon sonucunda yaratılmaktadır. Bizim de dışımızda bir takım unsurların harekete geçeceğiyle ilgili bekleyişler, planlamalar, sözler, taahhütler vardır. 'Falan tarihte İmralı'dan şu açıklama gelecek. Hayır ondan önce biz yapalım'... Bu sistemin içine girersen böyle olur ne giriyorsun buraya? Bugüne kadar neredeydin? Ne düşündüğünü söyle ve gereğini yap."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber