Türkiye'de son yıllarda en gözde mesleği

Kaynak : Referans
Haber Giriş : 12 Eylül 2009 13:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Dünya çapında imza attıkları başarılar nedeniyle son dönemde yıldızı parlayan Türk aşçıları büyük bir sektörün önünü açtı. Aşçı olmak isteyenlerin sayısındaki patlama bir taraftan üniversitelere yeni bölümler açtırırken, diğer taraftan da özel mutfak akademileri devreye girmeye başladı. "Aşçılar krizde bile iş bulma sıkıntısı yaşamıyor" diyen yüzlerce kişi, 11 bin ile 15 bin TL arasında değişen kurs ücretlerini gözden çıkartarak mutfağa adım atıyor.

Okulların öğrencileri arasında ise kimler yok ki... Gece bekçisi, bankacı, reklamcı, pedagog, mühendis, mimar, doktor ve kuaför profesyonel olarak mutfağa girmek için gün sayıyor.

Altı yılda 2 bin mezun veren Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi'nin kurucusu Mehmet Aksel, "Yılda 900'e yakın başvuru alıyoruz. Şu anda kurslarımızda hiçboş yer yok" açıklamasını yapıyor. Aksel, mezun ettikleri öğrencilerin yüzde 90'ının iyi yerlerde iş bulduğunu söylüyor.

Geçtiğimiz yıl açılan İstanbul Culinary Institute'ün kurucusu Hande Bozdoğan da hem meslek edindirme, hem de kişisel gelişim için değişik programlar hazırladıklarını anlatıyor.

Bu yeni trend mutfakla ilgili markaların da gözünden kaçmadı. Tefal, Vestel, Unilever, Metro, Arçelik, Bosch gibi birçok marka mutfak akademilerine sponsor olarak geleceği aşçılarının gözüne girmeye çalışıyor.

Turizmi bile yapılıyor

Gastronomiye olan ilgi vakıf üniversitelerinin de bu pazara girmesini sağladı. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin bünyesinde 2004 yılından beri "Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü" bulunuyor.

Yeditepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde yer alan "Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü" kurarak dünyada bir ilke imza attı.

Uluslararası alanda rekabet edebilecek genç yönetici şefler yetiştirmeyi hedefleyen bölümün diğer bir amacı da, zengin Türk mutfak kültürünün akademik bir ortamda korunmasını sağlamak. Yetenek sınavıyla öğrenci alan bölümün kontenjanı 5'i burslu olmak üzere 50 kişiyle sınırlı.

İzmir Ekonomi Üniversitesi, Beykent ve Kadir Has Üniversitesi de aşçılık eğitimi veriyor.

Okan Üniversitesi de yeni açtığı bölümle yeni trende uydu.

Türkiye'de son birkaç yıldır popülaritesi artan aşçılık eğitimleri, Avrupa'da ve ABD'de dev bir sektör. Okulların birçok ülkede faaliyetleri bulunuyor. Hatta bu eğitimler turizmin de bir parçası durumunda.

Merkezi Paris'te bulunan Le Cordon Bleu bu okulların başında geliyor. Le Cordon Bleu'nun dünyanın birçok noktasında okulları bulunuyor. Dünyanın en önemli şef okullarından biri kabul edilen Culinary Institute of America'nın (CIA), New York'un yanı sıra Kaliforniya'da da bir şubesi bulunuyor. Okulun yıllık bütçesi 86 milyon dolar. Senede 2 bin 400 öğrenci yetiştiren CIA'da, 16 farklı ülkeden gelen 130 şef-eğitmen çalışıyor. ABD'deki kurs ücretleri ise 25-45 bin dolar arasında değişiyor.

İstanbul dışından çok talep var

Yiyecek içecek sektörünün her zaman kalifiye elemana ihtiyacı olduğunu belirten Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi'nin kurucusu Mehmet Aksel, "Ben bir işadamıyım. Yemek yapmayı bilmem. Ama buradaki potansiyeli gördüm" açıklamasını yapıyor. Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi'nin

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olduğunu ve uluslararası mesleki yeterlilik sertifikası veren dünyaca ünlü City & Guilds'e Türkiye'den akredite ilk profesyonel aşçılık okulu olduğunu anlatan Aksel, şöyle devam ediyor: "Öğrencilerimizin 20-40 yaşları arasında. Kadın-erkek oranı eşit. Her kesimden geniş bir yelpazeye hitap ediyoruz. Kariyer değiştirmek isteyen mimar, doktor, finansçı,mühendis, terzi, gece bekçisine gibi çok çeşitli meslek grubundan öğrencilerimiz var."

Yurtdışı da olmak üzere İstanbul dışından da çok fazla talep aldıklarını belirten Aksel, bunun için okul bünyesinde bir yurt binası da inşaat edeceklerini açıklıyor.

Öğrencilerden ilk öğretim mezunu olması zorunluluğu aradıklarını belirten Aksel, temel İngilizce eğitim bilgisi de istediklerini söylüyor. Altı yıl önce 24 kişilik bir kapasite ile eğitime başladıklarını ifade eden Aksel, "Krize rağmen 2.2 milyon euroluk yeni bir yatırımla okulumuzun kapasitesini artırdık. Eğitim verdiğimiz öğrenci sayısı bu sayede 750'e çıkacak. Bugüne kadar 2 bin kişiyi mezun ettik" diyor.

Sponsorlar sayesinde öğrencilerin üzerindeki maliyet yükünü azalttıklarını anlatan Aksel, şu açıklamayı yapıyor: "8 aylık aşçılık eğitiminin fiyatı 11 bin TL. Günlük aşağı-yukarı 100 TL'ye geliyor. Günlük kullanılan malzemeyi bile bu fiyata satın almak mümkün değil. Bu yükü sponsorlar sayesinde kaldırıyoruz. Bu işe güvendikleri için sponsorlar akademilere milyonlarca TL bütçe ayırıyor."

Aksel, 2009 ciro hedeflerini ise 6 milyon dolar olduğunu söylüyor.

Talep 3 kat arttı, meslek

yüksekokulu da yolda

İki yıl önce Gastronomi Bölümü'nü kuran Okan Üniversitesi, 4 yıllık eğitimle yönetici şefler yetiştirmeyi hedefliyor. Gastronomi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Gül Küçükaltan, temel amaçlarının gerek "Executive şef" denilen 5 yıldızlı otel ve restoranların şeflerini yetiştirmek olduğunu söylayor. Sertifika programı değil, diploma verdiklerinin altını çizen Küçükaltan, "Türk mutfak kültürünün yeterince tanınmadığını, ancak akademik bir üniversite ortamında olması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, işletmecilik bilgisi de veriyoruz. Ders programlarında beslenme ve menüden şarap seçimine kadar tam donanımlı öğrenci yetiştiriyoruz" diyor. Talepten son derece memnun olduklarını anlatan Küçükaltan, geçen yıla göre 3 kat fazla talep olduğuna dikkat çekiyor. Okul ücretinin yıllık 16 bin TL olduğunu belirten Küçükaltan, "Ancak öğrenci ilk 3 tercihinde bizi seçmişse, o zaman yüzde 25 oranında indirim yapıyoruz" diye konuşuyor. Küçükaltan, ayrıca 2 yıllık aşçılık meslek yüksekokulu da açacakları bilgisini veriyor.

Okulun bünyesinde çiftlik

ve restoran da var

Gastronomi eğitimi vermek amacıyla kurulan İstanbul Culinary Institute, "Chefschool" adlı 6 aylık sertifikalı meslek edindirme programı veriyor. İstanbul Culinary Institute kurucusu ve yöneticisi Hande Bozdoğan, 30 yıldır Amerika'da bu konuda eğitim veren Institute of Culinary Education adlı okulun müfredatını paylaştıklarını söylüyor.

4 farklı mutfakları bulunduğunu, ancak "Chefshcool" mutfağını ayrı tuttuklarını, oradaki tüm ekipmanın profesyonel ürünlerden oluştuğunu anlatan Bozdoğan, "Böylece öğrencilerimiz her malzemeye aşina olarak sektöre adımlarını atabiliyor. Sıfırdan eğitim veriyoruz. Önce temel eğitim alıyorlar. 3 aylık bölümünden sonra restoranda pratik yapma şansı buluyorlar. Bir restorandaki tüm gerçekleri birebir yaşıyorlar" diyor.

Butik bir okul gibi çalıştıklarını ve 6 aylık eğitimin 14 bin 500 TL olduğunu ifade eden Bozdoğan, bu ücretin Türkiye realitesi için pahalı olduğunu, ancak maliyetlerinin çok yüksek olduğunu vurguluyor. Bozdoğan, aynı eğitimin Amerika'da 25-45 bin dolar arasında değiştiğine dikkat çekiyor.

Temel bir profesyonel mutfak yatırımının 200 bin dolar olduğuna işaret eden Bozdoğan, sponsorlarla öğrencilerin üzerindeki yükü azaltmak istediklerini söyledi. Öğrencilerinin ağırlıklı olarak kariyer değişikliği için gelenlerden oluştuğunu vurgulayan Bozdoğan, genç olanların mezun olduktan sonra yıldızlı otel ve restoranlarda çalışmayı tercih ettiğini daha yaşlı olanların ise kendi restoranlarını açtığını anlatıyor.

Bünyelerinde bir restoran ve çiftlik de bulunduğunu anlatan Bozdağan, şöyle devam ediyor: "1 yıl önce açtığımız restoranımız çok talep görüyor. Ayrıca Saros Körfezi'nde 60 dönümlük arazide 500 adet meyve ağacı var. Sebze-meyve yetiştiriyoruz. Bu ürünleri de okulda kullanıyoruz. Reçellerimizi, soslarımızı, konservelerimizi, kurutulmuş meyvelerimizi de kendimiz yapıyoruz."

İstanbul Culinary Instutite Temel Mutfak Eğitmeni Fehmi Samancı ise "Genelde kariyer değiştirmek isteyen kişiler geliyor. Başta biraz endişeliler ama onları hemen mutfağa sokup öğretmeye başlıyoruz. Öğrendikçe çok zevk alıyorlar" diyor.

Gençler ve çocuklar için de

atölye çalışmaları yapılıyor

Ariston Let's Cook Yemek Atölyesi ortaklarından Esra Turhan, yemek ve pasta kurslarının büyük ilgi gördüğünü anlatıyor. "Türkiye'de özellikle pasta ve kurabiye süslemeye olan merak giderek artıyor" diyen Turhan, genellikle 25-40 yaş grubunun kurslara ilgi gösterdiğini söylüyor.

Gençlere ve çocuklara yönelik atölye çalışmaları da yaptıklarını ifade eden Turhan, şöyle devam ediyor:

"Yiyecek ve eğlence sektörünün hem arz hem talep bakımından kalite ve büyüklüğü, ülkelerin sosyal ve ekonomik gelişmişliğiyle paralel ilerliyor. Dolayısıyla Türkiye'nin de bu alanda kat edeceği daha çok yol var. Nüfus, sosyal ve ekonomik olarak geliştikçe yemek ve içecek insanın temel ihtiyacından çok bir keyif aracı, kendini ifade şekli olarak algılanmaya başlıyor. İnsanlar mecburiyetten çok hobi olarak yemek yapmaya yöneliyorlar. Bu Türkiye için de böyle. Sektörde daha çok kaliteli servis veren mekanlara ve personele ihtiyaç duyulmaya başlandı."

Eğitim alanlar kendi restoranlarını açmayı hedefliyor

Seda Büyükçetin (29)-Pedagog: 4 yıl anaokullarında pedagog olarak çalıştım. Babam da yemek sektöründeydi. Yiyecek-içecek işi son zamanlarda daha da ilgimi çekince okula kayıt yaptırdım. Eğitmenlerimiz çok bilgili, güzel şeyler öğreniyoruz. Önce staj yapacağım, sonra kendime ait bir yer açmayı düşünüyorum.

Can Onur Yavaş (26)-Bankacı: Hacettepe İngilizce İktisat bölümünden mezun olduktan sonra, bankacı olarak çalıştım. Ama bu beni mutlu etmedi. 3 yıl önce mühendis olan amcam, MSA'dan mezun olup kendine yeni bir kariyer yaptı. Onu örnek aldım. Eğitimimi tamamladığımda yurtdışında tecrübemi arttırmayı düşünüyorum. Mezunlardan Amerika, Kanada, Avusturalya gibi ülkelere giden çok.

Tevfik Şems Naipoğlu (39)-Reklamcı: Çok önceden beri hevesim ve ilgim olan bir konuya nihayet cesaret bularak başladım. 10 yıl reklamcılık yaptım. Okula gelerek yönetici ve eğitmenlerle tanıştım. Newyork'taki okulla yaptıkları müfredat ortaklığını ve ciddiyetlerini gördükten sonra hiç düşünmeden istifamı verdim. 5 hafta sonra mezun oluyorum. 1 yıl kadar yurtdışında farklı yerlerde çalışmayı deneyeceğim. Sonra Türkiye'de kendi restoranımı açmayı planlıyorum.

Rabia Nakel (40)-İnşaat Mühendisi: 20 yıllık inşaaat mühendisiyim. 40 yaşıma kadar ailemin seçtiği işi yapacağım, ondan sonra kendi zevkim doğrultusunda hayatımı kazanacağım diye düşünürdüm. Ben daha sosyal bir iş istiyordum. İnşaaat mühendisiyken sürekli erkeklerin arasında şantiyelerde çalıştım. Mezun olunca belki bir otelde bir süre çalışacağım, sonra kendi yerimi açmak istiyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber