Gül: Terörle mücadele sadece silahla olmaz, devletin görünmeyen faaliyetleri var

Haber Giriş : 19 Ekim 2009 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kürt meselesinin çözümüne ilişkin, 'Tarihî fırsat yakalandı.' çıkışıyla demokratik açılım sürecinin başlamasına öncülük eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yine önemli açıklamalar yaptı.

Yeni bir anayasanın gerekli olduğunun altını çizen Gül, anamuhalefet partisi liderinin de Milli Güvenlik Kurulu'na katılması yönünde öneride bulundu. TRT 1'de yayınlanan 'Politik Açılım' programına katılan Gül, devletin, kamuoyunda bilinmeyen önemli çalışmalarının olduğunu söyledi. Bu konuların MGK'da enine boyuna konuşulduğunu vurgulayan Gül, devletin bütün kurumlarının bu çalışmanın içinde olduğuna dikkat çekti: "Hiçbir devlet, elinde silah taşıyana müsamaha gösteremez. Mücadele sadece silahla olmaz. Esas kamuoyunda konuşulmayan, görünmeyen faaliyetler çok önemli."

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 'demokratik açılım'ın Milli Güvenlik Kurulu (MGK)'nda enine boyuna konuşulduğunu kaydederek, "Bu şüphesiz Türk devletinin kolektif bir çalışmasıdır." vurgusunu yaptı. Abdullah Gül, bu çerçevede MGK için yeni bir model de önerdi: "Anamuhalefet partisi lideri de MGK toplantılarına katılmalı." Gül, 20 Ekim Salı günü yapılacak MGK ekim ayı olağan toplantısı sonrasında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı görüşmede bulunmak üzere Çankaya Köşkü'ne davet etmeyi düşündüğünü de söyledi. Bundan sonra sadece Baykal değil, TBMM Başkanı M.Ali Şahin'le de iki ayda bir yapılan MGK toplantılarından önce veya sonra görüşmeyi düşündüğünü aktardı.

Cumhurbaşkanı, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın talimatıyla dağdan teslim olmaya gelecek PKK'lılarla ilgili de konuştu. Gül, 'genel af' talebine karşı, "Dağdakilerin inmesi için Eve Dönüş Yasası var. Teslim olanlar hemen o gün ailelerine kavuşuyorlar. Son dönemlerde daha etkin uygulanmaya başlandı. Dağda ömrünü geçirenler teslim olsunlar, ailelerine kavuşsunlar. Bu işler kansız şekilde hallolsun, evine dönsün. Türkiye, enerjisini işsizliğe, yoksulluğa harcasın." çağrısını yaptı.

Abdullah Gül, terör örgütü mensuplarına, "Eline silah alıp dağa çıkanlar, 'bu yol değil' deyip evlerine dönsünler, ailelerine kavuşsunlar." diye seslendi. Devletin ilgili birimlerinin yoğun bir çalışma yürüttüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı, "Ümit ediyorum, bu fırsat kaçırılmaz. Bir devletle mücadele mümkün değildir. Hiçbir ülke teröre müsamahakar bakmamaktadır." diye konuştu.

ABD ÇEKİLİNCE BU TOPRAKLAR TÜRKİYE'YE EMANET

"Irak'taki ABD askerlerinin çekilmesiyle bir anlamda bu topraklar Türkiye'ye emanettir." diyen Gül, dünyanın konjonktürü ve bölge şartlarının terörü bitirme konusunda büyük fırsatlar getirdiğini belirtti. ABD Başkanı Barack Obama ile önceki gün yaptığı telefon görüşmesinden de söz eden Gül, Karabağ sorununu geniş biçimde ele aldıklarını bildirdi. Obama'ya Bosna ile ilgili hassasiyetlerini de aktardığını belirten Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı'nın Türkiye'nin fikirlerine önem verdiğini söyledi.

Gül'ün, İsrail'le son günlerde yaşanan gerilime ilişkin değerlendirmesi de "İsrail yanlışlar yapıyorsa Türkiye, sesini yükseltmeyecek değil." şeklindeydi. Türkiye'nin bu ülkeye yönelik uyarılarının BM raporuyla da teyit edildiğini hatırlatan Gül, şunları kaydetti: İsrail'in tepkisi doğru değil. Türkiye'ye aşırı tepki göstermemesi gerekir. "İsrail'in ders alması, bundan sonraki hareketlerini ona göre ayarlaması gerekir. Ne kadar çok güç kullanırsa, o dezavantaj olarak dönüyor. İnsanlığın bunlara suskun kalması mümkün değil."

Bu arada Gül, boş bulunan YÖK üyeliklerine, Prof. Dr. M.A Yekta Saraç ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Dr. M. Emin Zararsız'ı atadı.

MGK'ya anamuhalefet partisi de katılmalı

Aslında MGK'ya anamuhalefet partisi de iştirak edecek şekilde değişiklikler yapılmış olsa, bunun çok faydalı olacağı kanaatindeyim. Türkiye'nin çok önemli meseleleri buralarda tartışıldığı için bilgilenme konusunda, tam bilgi sahibi olarak konuşmaları konusunda önemli olduğu kanaatindeyim. Ama o, kanun, Anayasa meselesi ayrı bir konu.

Siyasetteki gerginliği kaygıyla izliyorum

Özellikle son dönemde siyasetteki gerginliği kaygıyla izliyorum. Muhalefet-iktidar tartışmasında her zaman bir gerginlik yaşanır. Hükümetler üstü meselelerde bu kadar olmaması gerekir. Açık ya da kapalı görüşmelerin önemli olduğuna inanıyorum. Türkiye'yi ilgilendiren büyük konularda yaralayıcı, rencide edici konuşma tarzları olunca bundan Türkiye kaybediyor.

Yeni anayasa, ihtiyaç

Katılımcı ve şeffaf biçimde, objektif bir çalışma yapılırsa yeni bir anayasa yapılabilir. Partilerin mevcut taslaklarını ele alsanız, temel niteliklerde tartışma söz konusu değil, mutabakat var. Hassas konularda da partilerin çok büyük farklılıkları yok. Parça parça yerine, yeni bir anayasa yazılabilir. Siyasi gerginlik, gördüğüm kadarıyla buna müsaade etmiyor. Yeni bir anayasa, Türkiye'nin ihtiyacı.

Obama ile Karabağ'ı konuştuk

Azerbaycan ile biz tek milletin iki ayrı devletiyiz. Normalleşme sürecinin yansımalarını en çok Karabağ sorununda görürsünüz. Azerbaycan'ın, işgal altında olan 7 bölgesi var. Donmuş, terk edilmiş bir konuydu. Ermenistan ile normalleşme süreci, Azerbaycan'ın bu sorununu dünyanın en önemli meselelerinden biri haline getirdi. Bu konu artık Başkan Obama, Başkan Medvedev seviyesinde konuşuluyor. Çözüm için önemli gelişmeler söz konusu. ABD ve Rusya aynı istikamette düşünüyor. Rusya da, istikrar ve bu sorunun çözümünü arzu ediyor. (Konunun bu seviyede ele alınması), Türkiye'nin girişimleri neticesinde oldu.

TRT/AA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber